%35
Ahlak Felsefesi Murtaza Mutahhari
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257055147
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
306
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-05
Çeviren
Hasan Almaz
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Ahlak Felsefesi

50,00TL
32,50TL
%35
Satışta değil
9786257055147
880701
Ahlak Felsefesi
Ahlak Felsefesi
32.50

İnsandaki her davranışın bir başlangıcı, bir de gayesi vardır. Yani insanda kendisini bir işe yönlendiren bir duygu, bir eğilim, bir yaptırım vardır. Eğer bu olmasaydı, insanın o işibaşlatması mümkün değildi. İnsanın kişiyi harekete geçirici, yönlendirici bir faktör veya bir korku olmaksızın bir işe baş laması imkânsızdır. İnsanın yaptığı her işte kavuşmayı istediği bir amacı ve hedefi vardır. Ahlâkî iş, öyle bir iştir ki başlangıç açısından, insanın kendisine bağlı olmayıp başkasına bağlı olan bir eğilimden doğar. Bunu da sevginin dışındaki âtıfe olarak adlandırırız. Buna göre insanın amacı, hayrın kendisine değil başkalarına dokunmasıdır. Bu görüşe göre, tabiî fiil “kendi” ve “ben” dairesinin dışında değildir. “Ben” ve “kendi”ne bağlı olan eğilim ve arzu, bu hayrın aynı “ben” ve “kendi”ne dokunmasını ister. Hayvanlar da böyledir. Fakat ahlâkî fiil, hem eğilim yönünden “kendi” dairesinin dışındadır, yani bu eğilim aslında “kendi”ne bağlı değildir, başkasına bağlıdır; hem de amaç yönünden “kendi” dairesinin dışında olmaktadır. Çünkü amaç, hayrı kendisine değil de kendisinden başkasına ulaştırmaktır. O halde ahlâklı insan, “kendi” dairesinden ayağını çekmiş ve kendinden başkasına ulaşmış insandır. Bu, ahlâkta muhabbeti, ahlâkın temel unsuru olarak kabul edip anlatan ekoldür. Onun nazarında ahlâk muhabbete ve sevgiye eşittir. Ahlâkını bu temel üzerine kuran ahlâklı öğretmen, kendisini muhabbetin yayıcısı olarak bilir.

  • Açıklama
    • İnsandaki her davranışın bir başlangıcı, bir de gayesi vardır. Yani insanda kendisini bir işe yönlendiren bir duygu, bir eğilim, bir yaptırım vardır. Eğer bu olmasaydı, insanın o işibaşlatması mümkün değildi. İnsanın kişiyi harekete geçirici, yönlendirici bir faktör veya bir korku olmaksızın bir işe baş laması imkânsızdır. İnsanın yaptığı her işte kavuşmayı istediği bir amacı ve hedefi vardır. Ahlâkî iş, öyle bir iştir ki başlangıç açısından, insanın kendisine bağlı olmayıp başkasına bağlı olan bir eğilimden doğar. Bunu da sevginin dışındaki âtıfe olarak adlandırırız. Buna göre insanın amacı, hayrın kendisine değil başkalarına dokunmasıdır. Bu görüşe göre, tabiî fiil “kendi” ve “ben” dairesinin dışında değildir. “Ben” ve “kendi”ne bağlı olan eğilim ve arzu, bu hayrın aynı “ben” ve “kendi”ne dokunmasını ister. Hayvanlar da böyledir. Fakat ahlâkî fiil, hem eğilim yönünden “kendi” dairesinin dışındadır, yani bu eğilim aslında “kendi”ne bağlı değildir, başkasına bağlıdır; hem de amaç yönünden “kendi” dairesinin dışında olmaktadır. Çünkü amaç, hayrı kendisine değil de kendisinden başkasına ulaştırmaktır. O halde ahlâklı insan, “kendi” dairesinden ayağını çekmiş ve kendinden başkasına ulaşmış insandır. Bu, ahlâkta muhabbeti, ahlâkın temel unsuru olarak kabul edip anlatan ekoldür. Onun nazarında ahlâk muhabbete ve sevgiye eşittir. Ahlâkını bu temel üzerine kuran ahlâklı öğretmen, kendisini muhabbetin yayıcısı olarak bilir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat