Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789756277836
Boyut
160-245
Sayfa Sayısı
390
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2007-05
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Türkiye Üzerine Tezler 4

28,00TL
Satışta değil
9789756277836
414744
Türkiye Üzerine Tezler 4
Türkiye Üzerine Tezler 4
28.00
Bu cildin içerdiği konular: 1970'li yıllarda Türkiye'nin ekonomi politiği, CHP ve AP'nin politikalarının ve yerine getirdikleri işlevlerin analizi, Yalçın Küçük'ün Cumhuriyet Gazetesi yazıları.

"Peki biz neyiz? "Biz" talihli miyiz?

Bilim yapmak isteyenler için Türkiye, Yirminci Yüz Yılın sonlarında bir talih ülkesidir. Bu zamanda Türkiye'de yeni ve bir başka akıl doğuyor.

Gözümüz mü daha keskin; yoksa gördüklerimiz mi çok belirgin?
Yirminci Yüz Yılın sonlarında, Türkiye'de, "gözlerimiz" daha derin görerek keskinleşiyor.

Bu çalışmam, bir geçiş, bir interregnum, bir fetret devrine yoğun ve derinlemesine bir bakışı kapsıyor. 1960 yıllarının bir yaz yağmurundan daha kısa "sanayi demokrasisi" ile 1980 yıllarının bir yaz yağmurundan daha kısa "sanayi demokrasisi" ile 1980 yıllarının artık faşizmin tüm kurumlarını asimile eden tekelsi düzeni arasında Türkiye gericiliğiyle ilericiliğinin bir kanlı savaşı anlatılıyor. Perspektiften yoksun, kanının ne için akıtıldığını pek iyi bilemeyen Türkiye ilericiliği bu savaşta yorgun düşüyor ve eylülist darbe ile bir daha yeşermek üzere eziliyor. Bu çalışmam, bu döneminin yer yer güncelinde yapılmış çözümlemeleriyle birlikte vardığı noktayı ele alıyor."

"Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu. Bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum.

Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hâlâ sokulmamalarıdır. "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır."
(Tanıtım Yazısından)

"Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu; patlayan tomurcuklardan sayabilir miyiz, her halde böyle bir sorunun cevabı, bana düşmemektedir. Benim söyleyebileceğim, hem tomurcuk tarlasının ve hem de iç savaş mevzilerinin rüzgarını taşıdığıdır; üslubu, hançer'i hatırlatmaktadır. Bereketli yıllarda ve doğurgan bir aydın dünyasının ürünüdür.

Hançeri belinde, tüfeği omzunda bir harmancı görüyorum.

Şu iki noktayı daha ekleyebilirim; birincisi, bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. İkincisi, dağda, zindanda, konaklarda, soran evlerde, en çok okunan ansiklopedi'dir; zor yerlerde, koyu kapaklarının, elden ele geçişle, yıpranmış, kırlaşmış, formunu yitirmiş eski hırkalara döndüğüne pek çok kez tanık oldum.

Okunmaktan eskimiş ve yıpranmış ansiklopedileri görmek, sönmemiş bir aşkın kıvılcımını duymaktır. Bana oluyor.

Buna seviniyorum. Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hala sokulmamalarıdır. Legal, ancak sokmuyorlar ve bunu, doğru bulmamakla birlikte anlayabiliyorum; "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine de denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır."

...

Tartışmanın hançer ve kitabın silah olduğu bir çıkıştayız."
(Arka Kapaktan)
  • Açıklama
    • Bu cildin içerdiği konular: 1970'li yıllarda Türkiye'nin ekonomi politiği, CHP ve AP'nin politikalarının ve yerine getirdikleri işlevlerin analizi, Yalçın Küçük'ün Cumhuriyet Gazetesi yazıları.

      "Peki biz neyiz? "Biz" talihli miyiz?

      Bilim yapmak isteyenler için Türkiye, Yirminci Yüz Yılın sonlarında bir talih ülkesidir. Bu zamanda Türkiye'de yeni ve bir başka akıl doğuyor.

      Gözümüz mü daha keskin; yoksa gördüklerimiz mi çok belirgin?
      Yirminci Yüz Yılın sonlarında, Türkiye'de, "gözlerimiz" daha derin görerek keskinleşiyor.

      Bu çalışmam, bir geçiş, bir interregnum, bir fetret devrine yoğun ve derinlemesine bir bakışı kapsıyor. 1960 yıllarının bir yaz yağmurundan daha kısa "sanayi demokrasisi" ile 1980 yıllarının bir yaz yağmurundan daha kısa "sanayi demokrasisi" ile 1980 yıllarının artık faşizmin tüm kurumlarını asimile eden tekelsi düzeni arasında Türkiye gericiliğiyle ilericiliğinin bir kanlı savaşı anlatılıyor. Perspektiften yoksun, kanının ne için akıtıldığını pek iyi bilemeyen Türkiye ilericiliği bu savaşta yorgun düşüyor ve eylülist darbe ile bir daha yeşermek üzere eziliyor. Bu çalışmam, bu döneminin yer yer güncelinde yapılmış çözümlemeleriyle birlikte vardığı noktayı ele alıyor."

      "Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu. Bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum.

      Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hâlâ sokulmamalarıdır. "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır."
      (Tanıtım Yazısından)

      "Tezler", dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu; patlayan tomurcuklardan sayabilir miyiz, her halde böyle bir sorunun cevabı, bana düşmemektedir. Benim söyleyebileceğim, hem tomurcuk tarlasının ve hem de iç savaş mevzilerinin rüzgarını taşıdığıdır; üslubu, hançer'i hatırlatmaktadır. Bereketli yıllarda ve doğurgan bir aydın dünyasının ürünüdür.

      Hançeri belinde, tüfeği omzunda bir harmancı görüyorum.

      Şu iki noktayı daha ekleyebilirim; birincisi, bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. İkincisi, dağda, zindanda, konaklarda, soran evlerde, en çok okunan ansiklopedi'dir; zor yerlerde, koyu kapaklarının, elden ele geçişle, yıpranmış, kırlaşmış, formunu yitirmiş eski hırkalara döndüğüne pek çok kez tanık oldum.

      Okunmaktan eskimiş ve yıpranmış ansiklopedileri görmek, sönmemiş bir aşkın kıvılcımını duymaktır. Bana oluyor.

      Buna seviniyorum. Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve "vakıf" üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hala sokulmamalarıdır. Legal, ancak sokmuyorlar ve bunu, doğru bulmamakla birlikte anlayabiliyorum; "Tezler", üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine de denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır."

      ...

      Tartışmanın hançer ve kitabın silah olduğu bir çıkıştayız."
      (Arka Kapaktan)
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat