%35
Sinek Sarayı %30 indirimli Mine G. Kırıkkanat
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059908429
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
144
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
5
Basım Tarihi
2020-08
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Sinek Sarayı

30,00TL
19,50TL
%35
Satışta değil
9786059908429
605152
Sinek Sarayı
Sinek Sarayı
19.50

“...Trakya köylerinde evin başköşesinde durur. İncecik çöplerden yapılmış, minyatür bir Uzak Doğu tapınağını andırır. Üstünü renk renk, küçücük çaput parçaları süsler, rüzgarda kımıl kımıldır. Suyun dibinde balıkların kandığı olta tüyleri gibi, sinek sarayının görevi de sinekleri üstüne çekmektir. Evin içindeki sinekler, bu kımıl kımıl ince sarayın üstüne toplanırlar; renkli çaput parçalarına, incecik çöplere pislerler. Evin diğer eşyaları bir ölçüde temiz kalır. Rüzgarda salınan narin gövdesi ve güzelim renkleriyle sinek sarayının gerçekte ne işe yaradığını görmek, insanı hüzünlendirir. Kimi evler ve kimi yaşamlar da sinek saraylarına benzerler. Görevleri temiz olmak değildir, ama boşuna oldukları da söylenemez. Güzellikleri ise bizim hanemize kazanç yazılır...”

Fransız bir baba ve Türk bir annenin oğlu olan Sinan Laforge, Paris'teki ideale yakın hayatını bir süreliğine askıya alarak geleceği hakkında düşünmek için İstanbul'a gelir. Yakın dostunun ona açtığı Cihangir'deki apartman, adeta Burlesk bir gösteriden fırlamış gibidir. Cüce bir kapıcı ve mongol oğlu, gece kulüplerinde çalgıcılık yaparak geçimlerini sağlayan ikiz kız kardeşler, bir fahişe, bir travesti ve umutsuz bir yaşlı kadın ile dul kızı...

Bu insanlar da, parçalanmış kimlikleri ve ikiye bölünmüş yaşamlarıyla Bülbül Sokağı gibi bir çıkmazdadır sanki. Cihangir sokaklarındaki renkli manzaraları, çetrefilli ilişkileri, ümitleri ve hayal kırıklıklarını, sevinci ve hüznü son derece sade, canlı ve akıcı bir üslupla kaleme alan Mine G. Kırıkkanat, Sinek Sarayı'nda okura insan ruhundan çarpıcı bir kesit sunuyor.

  • Açıklama
    • “...Trakya köylerinde evin başköşesinde durur. İncecik çöplerden yapılmış, minyatür bir Uzak Doğu tapınağını andırır. Üstünü renk renk, küçücük çaput parçaları süsler, rüzgarda kımıl kımıldır. Suyun dibinde balıkların kandığı olta tüyleri gibi, sinek sarayının görevi de sinekleri üstüne çekmektir. Evin içindeki sinekler, bu kımıl kımıl ince sarayın üstüne toplanırlar; renkli çaput parçalarına, incecik çöplere pislerler. Evin diğer eşyaları bir ölçüde temiz kalır. Rüzgarda salınan narin gövdesi ve güzelim renkleriyle sinek sarayının gerçekte ne işe yaradığını görmek, insanı hüzünlendirir. Kimi evler ve kimi yaşamlar da sinek saraylarına benzerler. Görevleri temiz olmak değildir, ama boşuna oldukları da söylenemez. Güzellikleri ise bizim hanemize kazanç yazılır...”

      Fransız bir baba ve Türk bir annenin oğlu olan Sinan Laforge, Paris'teki ideale yakın hayatını bir süreliğine askıya alarak geleceği hakkında düşünmek için İstanbul'a gelir. Yakın dostunun ona açtığı Cihangir'deki apartman, adeta Burlesk bir gösteriden fırlamış gibidir. Cüce bir kapıcı ve mongol oğlu, gece kulüplerinde çalgıcılık yaparak geçimlerini sağlayan ikiz kız kardeşler, bir fahişe, bir travesti ve umutsuz bir yaşlı kadın ile dul kızı...

      Bu insanlar da, parçalanmış kimlikleri ve ikiye bölünmüş yaşamlarıyla Bülbül Sokağı gibi bir çıkmazdadır sanki. Cihangir sokaklarındaki renkli manzaraları, çetrefilli ilişkileri, ümitleri ve hayal kırıklıklarını, sevinci ve hüznü son derece sade, canlı ve akıcı bir üslupla kaleme alan Mine G. Kırıkkanat, Sinek Sarayı'nda okura insan ruhundan çarpıcı bir kesit sunuyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat