Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055492342
Boyut
14.00x20.00
Sayfa Sayısı
336
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2011
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Pusudaki DüşmanPusudaki Düşman Şeytan ve Satanizm

Yazar: Arif Arslan
Yayınevi : Onikinci Kitap
17,00TL
Satışta değil
9786055492342
467007
Pusudaki Düşman Şeytan ve Satanizm
Pusudaki Düşman Şeytan ve Satanizm Pusudaki Düşman
17.00
İnsan, hayata gözlerini açtığı andan itibaren Şeytanla randevusu da başlıyor. Resul-i Ekrem tarafından belirtildiğine göre Şeytan, daha doğarken insana dokunmakta ve musallat olup ağlatmaktadır:

Âdemoğlundan doğduğu vakit, şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur(1)

Hemen her insana, çocukluk çağında, cinlerin ve şeytanların çocukları arkadaşlık etmekte, gençliğinde kötülükle¬re sürüklemekte, yaşlılığında sinirli, asabi ve çekilmez olması için ellerinden geleni yapmakta, ümitsiz ve isyancı olması için bütün gücüyle çalışmaktadırlar.

Bu demektir ki insan, ken¬di işinde, gücünde çalışıp didinirken onu sürekli takip eden, boşluklarını arayan pusuya yatmış bir şeytan var ve sürekli saptırmaya, yanıltmaya ve aldatmaya çalışmaktadır

Pusudaki düşman, hemen herkesin hiç düşünmeden aklına gelen ilk şey: Şeytan! Çünkü şeytan, görünmeyen, bilinmeyen ve insanların sürekli gözlerini boyayıp aldatan, yollarına pusu kurup, sapıtacağı anı gözleyen ve kendisini çok iyi gizleyen, insanın baş ve ezeli düşmanıdır

Şeytan kartlarını gizler ve hiçbir zaman açık oynamaz. Oyunda sürekli hile yapar ve fark edinceye kadar da insanı kayba sürükler, kendisi bir şey kazanmasa da insanı kaybettirmekten büyük zevk alır.

Şeytanı tanımak, insanın onun tuzaklarından ve oyunlarından haberdar olması demektir. Şeytanı bu şekilde erken teşhis yöntemiyle tanıyan insan, kısmen de olsa oyun ve hilelerinden korunmuş olur

Bu amansız düşmanı tanımak için bu kitabı okumanız yeterli olacaktır sanırım

Şeytan, pusudaki düşmanımız olarak bizi, bizden çok iyi bilir ve tanır. Bize karşı kullanabileceği bütün zaaf ve zayıf yönlerimizi, açıklarımızı çok iyi bilir. Hiçbir zaman kendi gerçek kimliği ile karşımıza çıkmaz. Bazen kadın, bazen erkek, bazen çocuk, bazen büyük, bazen öğrenci, bazen öğretmen, bazen âlim, bazen zalim, bazen şeyh, bazen veli, bazen peygamber, bazen usta, bazen çırak, bazen en tepede, bazen de en altta birini temsilen karşımıza çıkar ama asla belli etmez

Siz onu fark edinceye kadar o, görevini yapar ve işini bitirir. Genellikle işlerinde insanları kullanır ve özellikle şımarmaya, kibirlenmeye, hükmetmeye veya sefih, zaaflarına düşkün, serkeşliğe yatkın insanları kullanır. Kadın, para, makam, şöhret, şehvet ve korku en sevdikleri arasındadır. Hatta şu anda dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi kadınları kullanmayı çok sever ve onları oltasına yem olarak takıp istediğini kolayca avlar. Keza parayı seven insanları çok kolay kullanır ve o tür kimselere en küçükten en büyüğe manevi değeri olan her şeyi, hatta ülkesini bile sattırır. Kabahat ve kusur kabul etmez, hatta onların kişisel hak ve özgürlükleri olduğunu savunur, savundurur

Kısacası şeytan, tamamen gizlenmiş olarak sürekli pusudadır ve orada ağını kurup düşecek sinekleri, böcekleri bekleyen örümcekler gibi, tam 24 saat, gözünü kırpmadan bekler

Bu kitapta daha neler olduğunu görmek için ise kapağını aralayıp içindekiler bölümüne bakmanız yeterli olacaktır
  • Açıklama
    • İnsan, hayata gözlerini açtığı andan itibaren Şeytanla randevusu da başlıyor. Resul-i Ekrem tarafından belirtildiğine göre Şeytan, daha doğarken insana dokunmakta ve musallat olup ağlatmaktadır:

      Âdemoğlundan doğduğu vakit, şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur(1)

      Hemen her insana, çocukluk çağında, cinlerin ve şeytanların çocukları arkadaşlık etmekte, gençliğinde kötülükle¬re sürüklemekte, yaşlılığında sinirli, asabi ve çekilmez olması için ellerinden geleni yapmakta, ümitsiz ve isyancı olması için bütün gücüyle çalışmaktadırlar.

      Bu demektir ki insan, ken¬di işinde, gücünde çalışıp didinirken onu sürekli takip eden, boşluklarını arayan pusuya yatmış bir şeytan var ve sürekli saptırmaya, yanıltmaya ve aldatmaya çalışmaktadır

      Pusudaki düşman, hemen herkesin hiç düşünmeden aklına gelen ilk şey: Şeytan! Çünkü şeytan, görünmeyen, bilinmeyen ve insanların sürekli gözlerini boyayıp aldatan, yollarına pusu kurup, sapıtacağı anı gözleyen ve kendisini çok iyi gizleyen, insanın baş ve ezeli düşmanıdır

      Şeytan kartlarını gizler ve hiçbir zaman açık oynamaz. Oyunda sürekli hile yapar ve fark edinceye kadar da insanı kayba sürükler, kendisi bir şey kazanmasa da insanı kaybettirmekten büyük zevk alır.

      Şeytanı tanımak, insanın onun tuzaklarından ve oyunlarından haberdar olması demektir. Şeytanı bu şekilde erken teşhis yöntemiyle tanıyan insan, kısmen de olsa oyun ve hilelerinden korunmuş olur

      Bu amansız düşmanı tanımak için bu kitabı okumanız yeterli olacaktır sanırım

      Şeytan, pusudaki düşmanımız olarak bizi, bizden çok iyi bilir ve tanır. Bize karşı kullanabileceği bütün zaaf ve zayıf yönlerimizi, açıklarımızı çok iyi bilir. Hiçbir zaman kendi gerçek kimliği ile karşımıza çıkmaz. Bazen kadın, bazen erkek, bazen çocuk, bazen büyük, bazen öğrenci, bazen öğretmen, bazen âlim, bazen zalim, bazen şeyh, bazen veli, bazen peygamber, bazen usta, bazen çırak, bazen en tepede, bazen de en altta birini temsilen karşımıza çıkar ama asla belli etmez

      Siz onu fark edinceye kadar o, görevini yapar ve işini bitirir. Genellikle işlerinde insanları kullanır ve özellikle şımarmaya, kibirlenmeye, hükmetmeye veya sefih, zaaflarına düşkün, serkeşliğe yatkın insanları kullanır. Kadın, para, makam, şöhret, şehvet ve korku en sevdikleri arasındadır. Hatta şu anda dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi kadınları kullanmayı çok sever ve onları oltasına yem olarak takıp istediğini kolayca avlar. Keza parayı seven insanları çok kolay kullanır ve o tür kimselere en küçükten en büyüğe manevi değeri olan her şeyi, hatta ülkesini bile sattırır. Kabahat ve kusur kabul etmez, hatta onların kişisel hak ve özgürlükleri olduğunu savunur, savundurur

      Kısacası şeytan, tamamen gizlenmiş olarak sürekli pusudadır ve orada ağını kurup düşecek sinekleri, böcekleri bekleyen örümcekler gibi, tam 24 saat, gözünü kırpmadan bekler

      Bu kitapta daha neler olduğunu görmek için ise kapağını aralayıp içindekiler bölümüne bakmanız yeterli olacaktır
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat