%28
Fırtına Toplanıyor Robert Jordan
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053750321
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
941
Baskı
2
Basım Tarihi
2016-06
Çeviren
Niran Elçi
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Orijinal Adı
The Wheel of Time 12 The Gathering Storm

Zaman Çarkı 12. Cilt: Fırtına ToplanıyorZaman Çarkı Serisi 12. Kitap

91,00TL
65,52TL
%28
Satışta değil
9786053750321
451490
Zaman Çarkı 12. Cilt: Fırtına Toplanıyor
Zaman Çarkı 12. Cilt: Fırtına Toplanıyor Zaman Çarkı Serisi 12. Kitap
65.52

Renald Fanwar evinin verandasında oturmuş, iki sene önce torununun onun için karameşeden yaptığı sağlam sandalyeyi ısıtmaktaydı. Renald kuzeye bakıyordu.

Siyah-gümüş bulutlara.

Daha önce hiç böylesini görmemişti. Tüm kuzey ufkunu, gökyüzünün yükseklerine kadar kaplamışlardı. Kurşuni değildiler. Siyah ve gümüş rengiydiler. Gece yarısı bir yeraltı kilerinin olduğu kadar karanlık, gürleyen fırtına başları. Aralarında çarpıcı gümüş ışıklar parlıyordu; hiç ses çıkarmayan şimşekler.

Hava yoğundu. Toz ve kir kokularıyla yoğun. Kuru yaprakların ve yağmayı reddeden yağmurun kokularıyla. Bahar gelmişti. Ama ekinleri büyümemişti. Tek bir filiz bile başını toprağın üzerine çıkarmaya cesaret edememişti.

Tahtaları gıcırdatarak yavaşça sandalyesinden kalktı; sandalye arkasında yavaşça sallandı. Renald verandanın kenarına yürüdü. Sönmüş olmasına rağmen piposunu kemirdi. Onu tekrar yakmakla uğraşamazdı. O bulutlar onu büyülemişti. Öyle siyahtılar ki. Tıpkı bir çalılık yangınının dumanı gibi, ama hiçbir yangının dumanı o kadar yükseklere yığılmazdı. Hem, gümüş bulutlara ne demeli? Siyah bulutların arasında kabarıyorlardı. Tıpkı kurumla kaplanmış metalin yüzeyinde, cilalı çeliğin parladığı yerler gibi.

  • Açıklama
    • Renald Fanwar evinin verandasında oturmuş, iki sene önce torununun onun için karameşeden yaptığı sağlam sandalyeyi ısıtmaktaydı. Renald kuzeye bakıyordu.

      Siyah-gümüş bulutlara.

      Daha önce hiç böylesini görmemişti. Tüm kuzey ufkunu, gökyüzünün yükseklerine kadar kaplamışlardı. Kurşuni değildiler. Siyah ve gümüş rengiydiler. Gece yarısı bir yeraltı kilerinin olduğu kadar karanlık, gürleyen fırtına başları. Aralarında çarpıcı gümüş ışıklar parlıyordu; hiç ses çıkarmayan şimşekler.

      Hava yoğundu. Toz ve kir kokularıyla yoğun. Kuru yaprakların ve yağmayı reddeden yağmurun kokularıyla. Bahar gelmişti. Ama ekinleri büyümemişti. Tek bir filiz bile başını toprağın üzerine çıkarmaya cesaret edememişti.

      Tahtaları gıcırdatarak yavaşça sandalyesinden kalktı; sandalye arkasında yavaşça sallandı. Renald verandanın kenarına yürüdü. Sönmüş olmasına rağmen piposunu kemirdi. Onu tekrar yakmakla uğraşamazdı. O bulutlar onu büyülemişti. Öyle siyahtılar ki. Tıpkı bir çalılık yangınının dumanı gibi, ama hiçbir yangının dumanı o kadar yükseklere yığılmazdı. Hem, gümüş bulutlara ne demeli? Siyah bulutların arasında kabarıyorlardı. Tıpkı kurumla kaplanmış metalin yüzeyinde, cilalı çeliğin parladığı yerler gibi.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat