%34
Yolumuz Devrim Yolu - Bir Altmışsekizli Yetişiyor Necla Ülkü Kuglin
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257198554
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
294
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2020
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Yolumuz Devrim Yolu - Bir Altmışsekizli Yetişiyor

67,50TL
43,88TL
%34
Satışta değil
9786257198554
869846
Yolumuz Devrim Yolu - Bir Altmışsekizli Yetişiyor
Yolumuz Devrim Yolu - Bir Altmışsekizli Yetişiyor
43.88

Ellerimde ayakkabılarımla, hangi yoldan, kiminle ve nasıl gittim, bilmiyorum. Oraya vardığımızda epeyce bir kalabalığın çoktan orda toparlandığını gördük. En geç beş dakika sonra yakalananlar hariç tam kadro ordaydık: Zafer Meydanı'nda, ya da -daha doğrusu: Orduevi'nin önünde- kalabalıklaşmış, trafiği durdurmuş, bağırıyorduk: "Ordu-gençlik elele / Milli cephede", "Bağımsız Türkiye", "Kahrolsun Amerika!" Sloganlarımız dalga dalga yükseliyor, işten çıkanlar, alışverişten dönenler bizi ilgiyle izliyordu. [Gökalp'in anlattığına göre Deniz o hızla Orduevi'nin içine dalıp orada slogan atmış, subayların dışarı fırlaması bundanmış!]

Derken Orduevi'nden çıkıp bizi izlemeye gelenler oldu, üniformalarıyla. Bize acıyarak bakanlar da vardı, ağlayanlar da; elleri cebinde, alayla seyredenler de. 28- 29 Nisan'ın havasını anyorduk sanki: öğrenciye kendini siper edip polisten koruyan, 27 Mayıs'tan sonra gençlerle kolkola yürüyüş yapan devrimci subayları mı bulacaktık? Yüzü-gözü patlamış, kan içinde olanlar vardı aramızda. Onlara bile tepki göstermiyor, öyle durmuş show seyreder gibi bizi seyrediyorlardı. İşte Milli Demokratik Devrim (MDD) düşüncesinin "asker-sivil aydın zümre önderliği" tezinden ilk kuşkuya kapılmam orda oldu. Zaten sonradan bu olay aramızda çok eleştirildi, çok tartışıldı.

  • Açıklama
    • Ellerimde ayakkabılarımla, hangi yoldan, kiminle ve nasıl gittim, bilmiyorum. Oraya vardığımızda epeyce bir kalabalığın çoktan orda toparlandığını gördük. En geç beş dakika sonra yakalananlar hariç tam kadro ordaydık: Zafer Meydanı'nda, ya da -daha doğrusu: Orduevi'nin önünde- kalabalıklaşmış, trafiği durdurmuş, bağırıyorduk: "Ordu-gençlik elele / Milli cephede", "Bağımsız Türkiye", "Kahrolsun Amerika!" Sloganlarımız dalga dalga yükseliyor, işten çıkanlar, alışverişten dönenler bizi ilgiyle izliyordu. [Gökalp'in anlattığına göre Deniz o hızla Orduevi'nin içine dalıp orada slogan atmış, subayların dışarı fırlaması bundanmış!]

      Derken Orduevi'nden çıkıp bizi izlemeye gelenler oldu, üniformalarıyla. Bize acıyarak bakanlar da vardı, ağlayanlar da; elleri cebinde, alayla seyredenler de. 28- 29 Nisan'ın havasını anyorduk sanki: öğrenciye kendini siper edip polisten koruyan, 27 Mayıs'tan sonra gençlerle kolkola yürüyüş yapan devrimci subayları mı bulacaktık? Yüzü-gözü patlamış, kan içinde olanlar vardı aramızda. Onlara bile tepki göstermiyor, öyle durmuş show seyreder gibi bizi seyrediyorlardı. İşte Milli Demokratik Devrim (MDD) düşüncesinin "asker-sivil aydın zümre önderliği" tezinden ilk kuşkuya kapılmam orda oldu. Zaten sonradan bu olay aramızda çok eleştirildi, çok tartışıldı.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat