%45
Yıldızın Parladığı An Şevki Özbilen
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786057687654
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
510
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-08
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Yıldızın Parladığı An

Yayınevi : Ergenekon
115,00TL
63,25TL
%45
Satışta değil
9786057687654
841939
Yıldızın Parladığı An
Yıldızın Parladığı An
63.25

Mavi bir gecede, maviliklere yayılıp giden mavi bir çığlık duyar gibi oldu. Havin'in sesi sandı. Ak köpüklerde mavi sular azgın dalgalarda çağıltısına devam ederken, mavi suların karanlık derinliklerinde bir adam bütün hayatını yeniden yaşıyordu. Geceydi. Karanlık bir kuyuya baş aşağı düşer gibi, karanlıkta, karanlık suların derinliğine doğru kendiliğinden çekilip gider gibiydi. Derinden, çok derinden, bilinmeyen bir yerlerden onu çağıran bir ses duyar gibi oldu. Yoksa ona mı öyle gelmişti. Havin'in sesi sandı önce. İçinde, yüreğinin bir yerinde çok eskilerde kalmış bir anıyı hatırlar gibi oldu. Soğuktu. İçine işleyen, üşüten, titreten, hatta donduran bir soğuk vardı. Kah başı aşağı, kah ayakları yukarı gelerek, inanılmaz hışırtılar arasında durmadan çırpınıyor, ne tuhaftır ki çırpındıkça daha bir derinlere doğru battığını, bilinmeyen güçler tarafından çekildiğini, yönlendirildiğini hissediyordu. Torosların yamaçlarında, bir ırmak kıyısındaydı. Portakal bahçelerinde, portakal çiçekleri arasındaydı. Ortalık mis gibi portakal çiçeği, hıltan, peryavşan kokuyordu. Yüreğinde Havin vardı, gözlerinde Havinin gözleri, ellerinde Havinin elleri vardı, sımsıcak. Başına taç koyduğu Havin'in, yüzündeki inanılmaz tebessümü, gözlerinin önünden hiç gitmiyordu.

  • Açıklama
    • Mavi bir gecede, maviliklere yayılıp giden mavi bir çığlık duyar gibi oldu. Havin'in sesi sandı. Ak köpüklerde mavi sular azgın dalgalarda çağıltısına devam ederken, mavi suların karanlık derinliklerinde bir adam bütün hayatını yeniden yaşıyordu. Geceydi. Karanlık bir kuyuya baş aşağı düşer gibi, karanlıkta, karanlık suların derinliğine doğru kendiliğinden çekilip gider gibiydi. Derinden, çok derinden, bilinmeyen bir yerlerden onu çağıran bir ses duyar gibi oldu. Yoksa ona mı öyle gelmişti. Havin'in sesi sandı önce. İçinde, yüreğinin bir yerinde çok eskilerde kalmış bir anıyı hatırlar gibi oldu. Soğuktu. İçine işleyen, üşüten, titreten, hatta donduran bir soğuk vardı. Kah başı aşağı, kah ayakları yukarı gelerek, inanılmaz hışırtılar arasında durmadan çırpınıyor, ne tuhaftır ki çırpındıkça daha bir derinlere doğru battığını, bilinmeyen güçler tarafından çekildiğini, yönlendirildiğini hissediyordu. Torosların yamaçlarında, bir ırmak kıyısındaydı. Portakal bahçelerinde, portakal çiçekleri arasındaydı. Ortalık mis gibi portakal çiçeği, hıltan, peryavşan kokuyordu. Yüreğinde Havin vardı, gözlerinde Havinin gözleri, ellerinde Havinin elleri vardı, sımsıcak. Başına taç koyduğu Havin'in, yüzündeki inanılmaz tebessümü, gözlerinin önünden hiç gitmiyordu.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat