%25
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9799756698005
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
294
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2001-04
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Yaylaktan Kışlağa

30,00TL
22,50TL
%25
Satışta değil
9799756698005
364723
Yaylaktan Kışlağa
Yaylaktan Kışlağa
22.50

Yaylaktan kışlağa
Hayattan lügate
Yaşadığımız hayat, birdenbire ortaya çıkan Hüda-yı Nabit değildir. Hep
değişse de değişerek devam eder ve köklerinde bin yılların, yüzyılların
toplumsal ve tarihi tecrübesi vardır.
Konuştuğumuz kelimeler, deyimler ve atasözleri lafızdan ibaret değildir.
Onların arkasında geniş bir dünya saklıdır.
Taşlara, kağıtlara, kitaplara hepsinden de önemlisi halkın ölmez hafızasına yazılmış; sürekli genişleyen ve yenilenen, ama eksenini hiç kaybetmeyen bir dünya.
Giydiğimiz elbisede, yediğimiz yemekte, oynadığımız oyunda, söylediğimiz türküde, yaktığımız ağıtta, kısaca; doğumda, düğünde, bayramda ve ölümde
kullandığımız; inançların, üretimin, ticaretin, yardımlaşmanın velhasıl hayatın kendisi olan kelimelerin insanı nasıl çepeçevre kuşattığının hikayesi.
Kah lügatten günümüze kah günümüzden lügate giden bir çalışma;
Hayat gibi, kelimeler gibi.

Yaylakta; çadırda, ağılda, otlakta, Kışlakta; evde, işte, çarşıda pazarda, camide, kahvede, düğünde, cenazede geçer günlerimiz.
Hep kışlayanlar olsak ne gam, hayat devam ediyor!
Biz kelimelerle sevinir, kelimelerle ağlar, kelimelerle konuşur, kelimelerle düşünürüz.
Biz önce söyler veya yazar, sonra yaşarız.
Biz önce yaşar, sonra söyler veya yazarız.
Yaşadığımız müddetçe söylemeden veya yazmadan yapamayız.
Ama neyi ne zaman yapar, neyi ne zaman söyleriz?
Ettiklerimiz yaptıklarımız, dinlediklerimiz söylediklerimiz neyin nesidir?
İşte bütün bunların hikayesi.

Kültürden kelimelere, kelimelerden kültüre giden bir çalışma.
Mustafa Nadir Önay önce objektifle görsel belgeseller için, sonra bu kitapta
toplanan yazılarıyla Türkçe'nin sihirli dünyasına girdi.
Annenin ninnisi, aşığın deyişi, garibin duası, çocuğun tekerlemesi olarak tarihin dehlizlerinden geçip bir çeyiz sandığı gibi günümüze ulaşan dili ve toplumsal yansımalarını Anadolu'nun yaylaklarında, kışlaklarında buldu.
Bu kitapta size onlardan bir demet sunuluyor.

  • Açıklama
    • Yaylaktan kışlağa
      Hayattan lügate
      Yaşadığımız hayat, birdenbire ortaya çıkan Hüda-yı Nabit değildir. Hep
      değişse de değişerek devam eder ve köklerinde bin yılların, yüzyılların
      toplumsal ve tarihi tecrübesi vardır.
      Konuştuğumuz kelimeler, deyimler ve atasözleri lafızdan ibaret değildir.
      Onların arkasında geniş bir dünya saklıdır.
      Taşlara, kağıtlara, kitaplara hepsinden de önemlisi halkın ölmez hafızasına yazılmış; sürekli genişleyen ve yenilenen, ama eksenini hiç kaybetmeyen bir dünya.
      Giydiğimiz elbisede, yediğimiz yemekte, oynadığımız oyunda, söylediğimiz türküde, yaktığımız ağıtta, kısaca; doğumda, düğünde, bayramda ve ölümde
      kullandığımız; inançların, üretimin, ticaretin, yardımlaşmanın velhasıl hayatın kendisi olan kelimelerin insanı nasıl çepeçevre kuşattığının hikayesi.
      Kah lügatten günümüze kah günümüzden lügate giden bir çalışma;
      Hayat gibi, kelimeler gibi.

      Yaylakta; çadırda, ağılda, otlakta, Kışlakta; evde, işte, çarşıda pazarda, camide, kahvede, düğünde, cenazede geçer günlerimiz.
      Hep kışlayanlar olsak ne gam, hayat devam ediyor!
      Biz kelimelerle sevinir, kelimelerle ağlar, kelimelerle konuşur, kelimelerle düşünürüz.
      Biz önce söyler veya yazar, sonra yaşarız.
      Biz önce yaşar, sonra söyler veya yazarız.
      Yaşadığımız müddetçe söylemeden veya yazmadan yapamayız.
      Ama neyi ne zaman yapar, neyi ne zaman söyleriz?
      Ettiklerimiz yaptıklarımız, dinlediklerimiz söylediklerimiz neyin nesidir?
      İşte bütün bunların hikayesi.

      Kültürden kelimelere, kelimelerden kültüre giden bir çalışma.
      Mustafa Nadir Önay önce objektifle görsel belgeseller için, sonra bu kitapta
      toplanan yazılarıyla Türkçe'nin sihirli dünyasına girdi.
      Annenin ninnisi, aşığın deyişi, garibin duası, çocuğun tekerlemesi olarak tarihin dehlizlerinden geçip bir çeyiz sandığı gibi günümüze ulaşan dili ve toplumsal yansımalarını Anadolu'nun yaylaklarında, kışlaklarında buldu.
      Bu kitapta size onlardan bir demet sunuluyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat