%35
Xece'nin Dersim Kefareti Haydar Işık
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059295222
Boyut
12.50x21.00
Sayfa Sayısı
220
Basım Yeri
Diyarbakır
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Xece'nin Dersim Kefareti

Yazar: Haydar Işık
Yayınevi : Lis Basın Yayın
36,00TL
23,40TL
%35
Satışta değil
9786059295222
703365
Xece'nin Dersim Kefareti
Xece'nin Dersim Kefareti
23.40

1937 yılında Dersim'in Nazımiye kazasında dünyaya gelen Haydar Işık çarpıcı romanlarıyla Dersim'in, Dersimlilerin izini sürmeye devam ediyor. Işık, Xece'nin Dersim Kefareti romanında, doğduğu 1937 yılında "Teklik" paranoyasına düşen Sistemin Kürt-Kızılbaş Dersim halkına uyguladığı, Kürtlerin "Tertele" dedikleri, 37/38'den götürülen bir kız çocuğunun hayatını anlatıyor.

"Paşa Hazretleri seni görmek istiyor," dedi. "Sorun çıkarma, memnuniyetini ifade et. Bunca pahallı giysileri sana o alıyor." deyip aklınca cambazlıklar yaparken, kendisine: "Bana soran oldu mu?" "Olsun! Paşa seni güzel giysiler içinde görmek istiyor."

Sonra koluma girerek merdivenlerden üst kata çıkarmaya çalıştı. Kolumu tutmuş, olanca kuvvetiyle yukarı çekerken canımı acıtıyordu. Elimden geldiğince karşı durduğum halde onu durduramıyorum. Tanıdığım o zavallı Ayşe gitmiş, yerine bir zalim gelmişti. İtiş kakış gürültüleri üzerine onun kapı önüne çıktığını görünce, gözlerim karardı, başım döndü, midem bulandı ve orada bir kolum Ayşe'nin elinde yere yıkıldığımı hatırlıyorum. Ayaklarım yere değmiyor, uçurumlardan düşüyordum."

  • Açıklama
    • 1937 yılında Dersim'in Nazımiye kazasında dünyaya gelen Haydar Işık çarpıcı romanlarıyla Dersim'in, Dersimlilerin izini sürmeye devam ediyor. Işık, Xece'nin Dersim Kefareti romanında, doğduğu 1937 yılında "Teklik" paranoyasına düşen Sistemin Kürt-Kızılbaş Dersim halkına uyguladığı, Kürtlerin "Tertele" dedikleri, 37/38'den götürülen bir kız çocuğunun hayatını anlatıyor.

      "Paşa Hazretleri seni görmek istiyor," dedi. "Sorun çıkarma, memnuniyetini ifade et. Bunca pahallı giysileri sana o alıyor." deyip aklınca cambazlıklar yaparken, kendisine: "Bana soran oldu mu?" "Olsun! Paşa seni güzel giysiler içinde görmek istiyor."

      Sonra koluma girerek merdivenlerden üst kata çıkarmaya çalıştı. Kolumu tutmuş, olanca kuvvetiyle yukarı çekerken canımı acıtıyordu. Elimden geldiğince karşı durduğum halde onu durduramıyorum. Tanıdığım o zavallı Ayşe gitmiş, yerine bir zalim gelmişti. İtiş kakış gürültüleri üzerine onun kapı önüne çıktığını görünce, gözlerim karardı, başım döndü, midem bulandı ve orada bir kolum Ayşe'nin elinde yere yıkıldığımı hatırlıyorum. Ayaklarım yere değmiyor, uçurumlardan düşüyordum."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat