Uluslar ve Ulusçuluk %15 indirimli Ernest Gellner
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789757638339
Boyut
135-195
Sayfa Sayısı
263
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2008-06
Çeviren
Günay Göksu Özdoğan, Büşra Ersanlı Behar
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Uluslar ve Ulusçuluk

Yayınevi : Hil Yayınları
21,00TL
Satışta değil
9789757638339
428786
Uluslar ve Ulusçuluk
Uluslar ve Ulusçuluk
21.00
Milliyetçilik incelemelerinde çığır açan, konu hakkındaki ilk bilimsel yapıt !

Uluslar ve Ulusçuluk, 1990'lara kadar sosyal bilimler tarafından neredeyse hiç incelenmeyen milliyetçilik konusu hakkındaki ilk ciddi çalışmadır

Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk'ta yaygın "öncesiz ve sonrasız" ulus anlayışını alt-üst eden bir kavramlaştırma sunuyor.
Yazarın, felsefe, sosyoloji ve antropoloji alanlarındaki uzmanlığını derin tarih bilgisiyle birleştirerek kurduğu genel muhakeme, ulusçuluğun, modernleşmekte olan siyasal ve kültürel birimlere sanayi uygarlığı içinde örgütlenmek üzere elverişli bir ilke sağladığı savına dayanıyor.


Ulusçuluk ideolojisi, içerde işbirliği ve dışarıda rekabet için ergen kimliklerin yetişkin hale getirilmesi heyecanıydı, bugün böyle bir siyasal etik yok. Bugünkü siyasal faaliyet ya daha çok dünyaya hükmetme ulusçuluğundan besleniyor, ya da ülke içinde, ister "Doğu" da ister "Batı"da olsun, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı güderek göçmenleri, azınlıkları, farklı etno-kültürel grupları dışlamaya yönelmiş durumda. Temeli etik kurallardan uzak bir konumda ama gene de bu ideolojiden besleniyor.
  • Açıklama
    • Milliyetçilik incelemelerinde çığır açan, konu hakkındaki ilk bilimsel yapıt !

      Uluslar ve Ulusçuluk, 1990'lara kadar sosyal bilimler tarafından neredeyse hiç incelenmeyen milliyetçilik konusu hakkındaki ilk ciddi çalışmadır

      Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk'ta yaygın "öncesiz ve sonrasız" ulus anlayışını alt-üst eden bir kavramlaştırma sunuyor.
      Yazarın, felsefe, sosyoloji ve antropoloji alanlarındaki uzmanlığını derin tarih bilgisiyle birleştirerek kurduğu genel muhakeme, ulusçuluğun, modernleşmekte olan siyasal ve kültürel birimlere sanayi uygarlığı içinde örgütlenmek üzere elverişli bir ilke sağladığı savına dayanıyor.


      Ulusçuluk ideolojisi, içerde işbirliği ve dışarıda rekabet için ergen kimliklerin yetişkin hale getirilmesi heyecanıydı, bugün böyle bir siyasal etik yok. Bugünkü siyasal faaliyet ya daha çok dünyaya hükmetme ulusçuluğundan besleniyor, ya da ülke içinde, ister "Doğu" da ister "Batı"da olsun, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı güderek göçmenleri, azınlıkları, farklı etno-kültürel grupları dışlamaya yönelmiş durumda. Temeli etik kurallardan uzak bir konumda ama gene de bu ideolojiden besleniyor.
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat