Siyasal İkna Cengiz Anık
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789756768146
Boyut
135-210
Sayfa Sayısı
284
Basım Yeri
Ankara
Basım Tarihi
2000-11
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Siyasal İkna

Yazar: Cengiz Anık
Yayınevi : Vadi Yayınları
15,00TL
Satışta değil
9789756768146
392779
Siyasal İkna
Siyasal İkna
15.00
İkna; kandırma-inandırma anlamlarına gelen bir sözcük.
Kandırmanın bilimi olur mu?
Olursa, böyle bir "bilim" saygın mıdır?
"Bilimsel" tavsifi hak edecek bir çalışmanın taşıyacağı etik kriterler nelerdir. Bu kriterler iknaya ilişkin çalışmaların bilimselliğini kuşkulu kılmıyor mu? Birey ve toplumların ayırt edici ve en mümtaz zenginlikleri olan kültürü, bu denli endüstriyel emtia haline getiren açık-serbest Pazar iknacıları; meşrutiyet temini ve rıza yaratma araçlarıyla boyun eğmeyi bu denli yücelten ve egemen güçlerin egemenliklerini bu denli pekiştirip, ebedileştiren siyasal-yönetsel kurumların iknacıları; zihinsel iğdişliği ideolojik amaç olarak benimseyip "ya sustur- öldür-yok et ya da kandır-ikna et" hedefine kendilerini kodlamışlarsa; bilimsel yöntemler, araçlara ve birikim, onlara teşne olmaya mecbur mu? Böylesine "onursuz mecburiyet" nasıl savunulur? Dahası, izleyen satırlarda, naif pozitivizme sadakat yeminine hiç ihanet etmeyen kuram ve yaklaşımları siyasal alanda diriltmeye çabalayarak, konusunu "onursuz mecburiyete" icbar eden bu çalışmanın yazarı, kitabının önsözünde okuruna nasıl bir savunma sunabilir. Ben de bilmiyorum.
  • Açıklama
    • İkna; kandırma-inandırma anlamlarına gelen bir sözcük.
      Kandırmanın bilimi olur mu?
      Olursa, böyle bir "bilim" saygın mıdır?
      "Bilimsel" tavsifi hak edecek bir çalışmanın taşıyacağı etik kriterler nelerdir. Bu kriterler iknaya ilişkin çalışmaların bilimselliğini kuşkulu kılmıyor mu? Birey ve toplumların ayırt edici ve en mümtaz zenginlikleri olan kültürü, bu denli endüstriyel emtia haline getiren açık-serbest Pazar iknacıları; meşrutiyet temini ve rıza yaratma araçlarıyla boyun eğmeyi bu denli yücelten ve egemen güçlerin egemenliklerini bu denli pekiştirip, ebedileştiren siyasal-yönetsel kurumların iknacıları; zihinsel iğdişliği ideolojik amaç olarak benimseyip "ya sustur- öldür-yok et ya da kandır-ikna et" hedefine kendilerini kodlamışlarsa; bilimsel yöntemler, araçlara ve birikim, onlara teşne olmaya mecbur mu? Böylesine "onursuz mecburiyet" nasıl savunulur? Dahası, izleyen satırlarda, naif pozitivizme sadakat yeminine hiç ihanet etmeyen kuram ve yaklaşımları siyasal alanda diriltmeye çabalayarak, konusunu "onursuz mecburiyete" icbar eden bu çalışmanın yazarı, kitabının önsözünde okuruna nasıl bir savunma sunabilir. Ben de bilmiyorum.
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat