%60
Sisler Evi Anna Katharine Green
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052940389
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
80
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-08
Çeviren
Derya Öztürk
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Sisler Evi

12,00TL
4,80TL
%60
Satışta değil
9786052940389
725853
Sisler Evi
Sisler Evi
4.80

Karımı öldürdünüz, oğlumu öldürdünüz ama bu yetmedi. Servetim kadar büyük bu evde tek başıma kaldığım için kaybettiğimin oğlumun yerine eve bir çocuk aldım. Yabancı bir aileden seçtim çocuğu ve bir süre yeniden mutlu oldum. Ama oğlan büyüdükçe ve sevgim güçlendikçe param ona kalacak diye kız ve erkek kardeşlerim rahatsız olmaya başladı, oğlumun ölümüyle servetimin onlara kalacağını garanti etmişlerdi ama şimdi rahatsızlardı ve bir gün hatırlıyor musun, Hudson? Hatırlıyor musun, Lemuel? Oğlanı değirmenden getirip önüme ölüsünü atmıştınız! Büyük kayışların arasına tökezleyip düşmüştü ama kim ona seslenip de korkutmuştu? Merhaba! Ne diyorsun, Luke? Ne diyorsun, John? O korkunç sabah kimin makinelerin arasında gezdiğini ben söyleyebilirim.

…Bana verdiğiniz şarabı kana kana içen ben, üç hafta yaşadım ama benim şarabımı içen sizlerin bırak üç saati, üç dakikası bile yok.

Avukatın ağzından dökülen bu son cümleyle masadakiler ölüm korkusuyla feryat figan etmeye başladı. Çığlıklar, ulumalar, merhamet dilenmeler, tüyleri diken diken eden inlemeler, küfürler gırla gidiyordu, öyle ki duymamak için kulaklarımı kapattım…

  • Açıklama
    • Karımı öldürdünüz, oğlumu öldürdünüz ama bu yetmedi. Servetim kadar büyük bu evde tek başıma kaldığım için kaybettiğimin oğlumun yerine eve bir çocuk aldım. Yabancı bir aileden seçtim çocuğu ve bir süre yeniden mutlu oldum. Ama oğlan büyüdükçe ve sevgim güçlendikçe param ona kalacak diye kız ve erkek kardeşlerim rahatsız olmaya başladı, oğlumun ölümüyle servetimin onlara kalacağını garanti etmişlerdi ama şimdi rahatsızlardı ve bir gün hatırlıyor musun, Hudson? Hatırlıyor musun, Lemuel? Oğlanı değirmenden getirip önüme ölüsünü atmıştınız! Büyük kayışların arasına tökezleyip düşmüştü ama kim ona seslenip de korkutmuştu? Merhaba! Ne diyorsun, Luke? Ne diyorsun, John? O korkunç sabah kimin makinelerin arasında gezdiğini ben söyleyebilirim.

      …Bana verdiğiniz şarabı kana kana içen ben, üç hafta yaşadım ama benim şarabımı içen sizlerin bırak üç saati, üç dakikası bile yok.

      Avukatın ağzından dökülen bu son cümleyle masadakiler ölüm korkusuyla feryat figan etmeye başladı. Çığlıklar, ulumalar, merhamet dilenmeler, tüyleri diken diken eden inlemeler, küfürler gırla gidiyordu, öyle ki duymamak için kulaklarımı kapattım…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat