%28
Şiirli Dağ %20 indirimli İlhami Sidar
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053755999
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
344
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Şiirli Dağ

Yazar: İlhami Sidar
Yayınevi : İthaki Yayınları
57,00TL
41,04TL
%28
Satışta değil
9786053755999
644064
Şiirli Dağ
Şiirli Dağ
41.04

Okurların Melekler de Ölür, Sadakat gibi romanlarıyla tanıdığı İlhami Sidar, bu defa bizi İttihat ve Terakki dönemine ve yine karmaşık, zengin bir coğrafyaya götürüyor.

Her biri ayrı bir derinliğe sahip yan öykülerle ve mitolojik göndermelerle dolu olan Şiirli Dağ, tarihin acımasızlığı önünde bir ferdin, Dara'nın kaderini, sanatsal bir düzyazıya dönüştürüyor:

“Dara zamanla bütün bu olan bitenin kendi kaderinin bir parçası olduğuna kanaat getirmiş, yaradılışındaki her türlü sıradışılığın da aynı kaderin bir parçası olduğu, o güne kadar karşılaştığı bütün acayipliklerin; kırkını doldurmadan süt annesinin memelerini sündürmeye başlamasının, ağzının kenarına ilişen akreplerin kuyruklarını titretmelerinin, bir hamayıl gibi boynuna doladığı yılanların dillerinin boğazlarına kaçmasının, ayaklarının dibine ateş halesi biçiminde düşen şimşeklerin zıpkın gibi geri tepmesinin, göç halindeki kuş sürülerinin bir anda asimetrik dizilişlerini bozup bir çizgi halinde önünde tören geçidine durmasının, kurumuş ağaçta gül bitmesinin, mezar taşının canlanıp yürümesinin, gözleriyle tanık olduğu vuzuh bulmamış daha nice acayipliklerin hepsinin, mahkûmu olduğu kaderin bir parçası olduğu inancı iyiden iyiye köklenmeye başlamış…”

  • Açıklama
    • Okurların Melekler de Ölür, Sadakat gibi romanlarıyla tanıdığı İlhami Sidar, bu defa bizi İttihat ve Terakki dönemine ve yine karmaşık, zengin bir coğrafyaya götürüyor.

      Her biri ayrı bir derinliğe sahip yan öykülerle ve mitolojik göndermelerle dolu olan Şiirli Dağ, tarihin acımasızlığı önünde bir ferdin, Dara'nın kaderini, sanatsal bir düzyazıya dönüştürüyor:

      “Dara zamanla bütün bu olan bitenin kendi kaderinin bir parçası olduğuna kanaat getirmiş, yaradılışındaki her türlü sıradışılığın da aynı kaderin bir parçası olduğu, o güne kadar karşılaştığı bütün acayipliklerin; kırkını doldurmadan süt annesinin memelerini sündürmeye başlamasının, ağzının kenarına ilişen akreplerin kuyruklarını titretmelerinin, bir hamayıl gibi boynuna doladığı yılanların dillerinin boğazlarına kaçmasının, ayaklarının dibine ateş halesi biçiminde düşen şimşeklerin zıpkın gibi geri tepmesinin, göç halindeki kuş sürülerinin bir anda asimetrik dizilişlerini bozup bir çizgi halinde önünde tören geçidine durmasının, kurumuş ağaçta gül bitmesinin, mezar taşının canlanıp yürümesinin, gözleriyle tanık olduğu vuzuh bulmamış daha nice acayipliklerin hepsinin, mahkûmu olduğu kaderin bir parçası olduğu inancı iyiden iyiye köklenmeye başlamış…”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat