%25
Seyfuddin Amidi Mefkuresinde Allah'a İman Abdurrahim Kızılşeker
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257324212
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
168
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Seyfuddin Amidi Mefkuresinde Allah'a İman

55,00TL
41,25TL
%25
Satışta değil
9786257324212
864259
Seyfuddin Amidi Mefkuresinde Allah'a İman
Seyfuddin Amidi Mefkuresinde Allah'a İman
41.25

Felsefî-Kelâmî çizgide olan Seyfuddîn Âmidî, Allah'ın varlığını temellendirmede ispatı zor olan cevher ve arazın teselsülünün imkânsızlığı ile ispat-ı Vâcib yerine daha çok Kur'ân'da da sıklıkla bahsedilen mevcûdâtın sürekli yenilenmesi olgusunu gözler önüne sermektedir. Zira ona göre bu, müşâhede sınırlarımız içinde olup her zaman karşılaşılmakta, insan psikoloji üzerinde derin yansımalar meydana getirmekte ve bunun ispatı da daha kolaydır.
Temaşa ettiğimiz her şeyin yok iken var olduğunu hatırlatan Âmidî, buradan hareketle her varlığın mümkün ve hâdis (sonradan) olduğunu, her mümkün varlığın bir müreccihi (tercih edicisi) ve her hâdisin de bir muhdisi (sonradan onu varlık sahasına çıkaranı) olduğu gerçeğine ulaşmaktadır. Âmidî daha önce ispat-ı Vâcib için ortaya konulan delillerin bir kısmına da ciddi eleştiriler getirmektedir.
Allah'ın sıfatları konusunda da kendine özgü yaklaşımları ve eleştirileri olan Âmidî, Allah'ın sıfatlarında teşbîh ve nefye düşmeden Allah'ın zâtına ve tenzih düşüncesine uygun açıklamalar yapmaktadır. Ona göre doğru olanın, Allah'ın zatının, kemal sıfatlara sahip olduğunu benimsemek sonra da O'nun zâtında hiçbir eksikliğin olmadığını kabul etmektir.

  • Açıklama
    • Felsefî-Kelâmî çizgide olan Seyfuddîn Âmidî, Allah'ın varlığını temellendirmede ispatı zor olan cevher ve arazın teselsülünün imkânsızlığı ile ispat-ı Vâcib yerine daha çok Kur'ân'da da sıklıkla bahsedilen mevcûdâtın sürekli yenilenmesi olgusunu gözler önüne sermektedir. Zira ona göre bu, müşâhede sınırlarımız içinde olup her zaman karşılaşılmakta, insan psikoloji üzerinde derin yansımalar meydana getirmekte ve bunun ispatı da daha kolaydır.
      Temaşa ettiğimiz her şeyin yok iken var olduğunu hatırlatan Âmidî, buradan hareketle her varlığın mümkün ve hâdis (sonradan) olduğunu, her mümkün varlığın bir müreccihi (tercih edicisi) ve her hâdisin de bir muhdisi (sonradan onu varlık sahasına çıkaranı) olduğu gerçeğine ulaşmaktadır. Âmidî daha önce ispat-ı Vâcib için ortaya konulan delillerin bir kısmına da ciddi eleştiriler getirmektedir.
      Allah'ın sıfatları konusunda da kendine özgü yaklaşımları ve eleştirileri olan Âmidî, Allah'ın sıfatlarında teşbîh ve nefye düşmeden Allah'ın zâtına ve tenzih düşüncesine uygun açıklamalar yapmaktadır. Ona göre doğru olanın, Allah'ın zatının, kemal sıfatlara sahip olduğunu benimsemek sonra da O'nun zâtında hiçbir eksikliğin olmadığını kabul etmektir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat