%35
Sentez İhaneti Caner Kara
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257975001
Boyut
13.50x19.00
Sayfa Sayısı
304
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
3
Basım Tarihi
2019-12
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Sentez İhaneti

Yazar: Caner Kara
45,00TL
29,25TL
%35
Satışta değil
9786257975001
814340
Sentez İhaneti
Sentez İhaneti
29.25

“Henüz onbeş, onaltı yaşlarındaydım. Fakirdik. Yazın çalışır, kışınokurdum. Dersler bana yetmezdi. O sırada çıkan bütün sağcı basını izlerdim. Orkun, Tanrıdağı, Serdengeçti, Büyükdoğu...

Serdengeçti bizi başka dünyalara... İran'a, Turan'a, Türkistan'a, esir vatana götürür, bize bir amaç gösterir, aşk, ideal, acılar, iman veheyecan dalgalarının içine atardı. ‘Lavlar saçan bir volkan, ne susmuş, ne sönmüşüm... Ben bir fikir uğruna çılgınlara dönmüşüm.' Hâlbukisonuncusu, yani ‘Büyük Doğu' bizi İran'dan, Turan'dan Anadolu'ya çeker ve İslami şuurla yoğurmaya çalışırdı.

Dilinden, üslubundan pek bir şey anlamazdık.

Ama şiirlerinden çok hoşlanırdık.

“En güzeli, en güzeli güzelin,Habercisi, habercisi ezelin,Tüllerinden şafak söken bir gelin,Anneler, babalar, çocuklar gelin...”

Tüllerinden şafak söken bir gelin, yani saf, katkısız, ölümsüz İslam.

Giderek bu fikir biz, daha çok sarmaya başladı. O zaman kurulu bulunanTürk Milliyetçiler Derneği'nden yavaş yavaş Büyük Doğu Cemiyeti'ne doğru kayıyorduk. Cemiyette sık sık toplantılar olurdu. Konu hemen hemen aynıydı: İslam... Biz, yavaş yavaş yaşanan İslam'la gerçekİslamiyet'in birbirlerinden çok farklı olduğunu anlamaya başlamıştık. Aylarca süren “Önce Türk müsün, Müslüman mısın?” tartışmaları, aramızda uzun süre kırgınlıklara, dargınlıklara, ayrılıklara, kavgalara sebep oluyordu. Biz, gide gide Necip Fazıl'ın safında yer almıştık. Onun fikirlerini benimsemeyene noksan, yarım ve zavallı gözüyle bakıyorduk. Büyük Doğu bizim için kutsal bir dergiydi. Her yazdığı doğruydu. Necip Fazıl gözümüzde bir deha idi... Bir gün bu defa kumarhanede basıldı. Sanki dünya başımıza yıkılmıştı. Kâfir gazetelere inanmıyorduk.”

Hüseyin Üzmez

  • Açıklama
    • “Henüz onbeş, onaltı yaşlarındaydım. Fakirdik. Yazın çalışır, kışınokurdum. Dersler bana yetmezdi. O sırada çıkan bütün sağcı basını izlerdim. Orkun, Tanrıdağı, Serdengeçti, Büyükdoğu...

      Serdengeçti bizi başka dünyalara... İran'a, Turan'a, Türkistan'a, esir vatana götürür, bize bir amaç gösterir, aşk, ideal, acılar, iman veheyecan dalgalarının içine atardı. ‘Lavlar saçan bir volkan, ne susmuş, ne sönmüşüm... Ben bir fikir uğruna çılgınlara dönmüşüm.' Hâlbukisonuncusu, yani ‘Büyük Doğu' bizi İran'dan, Turan'dan Anadolu'ya çeker ve İslami şuurla yoğurmaya çalışırdı.

      Dilinden, üslubundan pek bir şey anlamazdık.

      Ama şiirlerinden çok hoşlanırdık.

      “En güzeli, en güzeli güzelin,Habercisi, habercisi ezelin,Tüllerinden şafak söken bir gelin,Anneler, babalar, çocuklar gelin...”

      Tüllerinden şafak söken bir gelin, yani saf, katkısız, ölümsüz İslam.

      Giderek bu fikir biz, daha çok sarmaya başladı. O zaman kurulu bulunanTürk Milliyetçiler Derneği'nden yavaş yavaş Büyük Doğu Cemiyeti'ne doğru kayıyorduk. Cemiyette sık sık toplantılar olurdu. Konu hemen hemen aynıydı: İslam... Biz, yavaş yavaş yaşanan İslam'la gerçekİslamiyet'in birbirlerinden çok farklı olduğunu anlamaya başlamıştık. Aylarca süren “Önce Türk müsün, Müslüman mısın?” tartışmaları, aramızda uzun süre kırgınlıklara, dargınlıklara, ayrılıklara, kavgalara sebep oluyordu. Biz, gide gide Necip Fazıl'ın safında yer almıştık. Onun fikirlerini benimsemeyene noksan, yarım ve zavallı gözüyle bakıyorduk. Büyük Doğu bizim için kutsal bir dergiydi. Her yazdığı doğruydu. Necip Fazıl gözümüzde bir deha idi... Bir gün bu defa kumarhanede basıldı. Sanki dünya başımıza yıkılmıştı. Kâfir gazetelere inanmıyorduk.”

      Hüseyin Üzmez

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat