%25
Samuray Erdal Küçükyalçın
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786050831634
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
272
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

SamurayKılıcın Efendileri 1

60,00TL
45,00TL
%25
Satışta değil
9786050831634
806789
Samuray
Samuray Kılıcın Efendileri 1
45.00

Asya'da sömürgeleştirilememiş nadir bağımsız uluslardan biri olan Japonların sanayileşme ve modernleşme çabalarını nasıl başarıya ulaştırabildiği hep merak edilen bir husustur. 1853 yılında Amiral Matthew Perry komutasındaki Amerikan filosu Tokyo açıklarında belirerek hükümeti dışa açılmaya zorladığında Japonya katı bir şekilde kastlara ayrılmış, dünyadaki endüstriyel ve kültürel değişimlerden uzak, dış dünya ile ilişkisi Nagasaki yakınlarındaki Dejima adlı küçük bir adaya girişine izin verilen Hollandalı tüccar ve gemicilerden aldığı bilgilerle sınırlı bir devletti. Ancak Japonların “Kara Gemiler” dediği Amerikan gemilerinin tetiklediği değişim hareketi kısa süre içinde kurulu düzenin bozulmasına yol açacaktı. Yepyeni bir dinamizmle, hızla modernleşen Japonya, 1905 yılında, Rus-Japon Savaşı'nda koca Rus İmparatorluğu'nu dize getirerek Batılıların “Büyük Devletler” ligine kabul edilen bir devlete dönüşecekti.

Bu bir Japon mucizesi miydi? Hayır, hiçbir sonuç sebepsiz olmayacağı gibi hiçbir başarı da nedensiz değildir. Bu başarının altında yatan unsur samuraylar ve onların dünya görüşünü şekillendiren Buşido yani Savaşçının Yolu düşüncesiydi...

Küçükyalçın bu çalışmasında, öncelikle samuray sınıfının tarihi akış içerisindeki gelişim sürecini, devlet mekanizmasının oluşumunu ve samurayları doğuracak olan askerî teşkilat denemelerini ele alıyor. Bununla birlikte Japon devletinin merkeziyetten adem-i merkeziyete savruluşu ile yerel güç odakları olarak ortaya çıkan derebeyleri ve feodal düzeni inceliyor. Sonrasında ise Buşido düşüncesinin gelişimini ve Yol kavramını onu besleyen kaynaklar üzerinden ele alarak kavramın samurayların düşünce dünyalarıyla kültürel hayatlarına nasıl yansıdığını akıcı bir üslupla anlatıyor.Erdal Küçükyalçın Kılıcın Efendileri adlı yeni bir seriyle okuyucusuyla buluşuyor. Bu serinin ilk kitabı Japon tarihini şekillendiren savaşçı sınıf samuraylar...

Asya'da sömürgeleştirilememiş nadir bağımsız uluslardan biri olan Japonların sanayileşme ve modernleşme çabalarını nasıl başarıya ulaştırabildiği hep merak edilen bir husustur. 1853 yılında Amiral Matthew Perry komutasındaki Amerikan filosu Tokyo açıklarında belirerek hükümeti dışa açılmaya zorladığında Japonya katı bir şekilde kastlara ayrılmış, dünyadaki endüstriyel ve kültürel değişimlerden uzak, dış dünya ile ilişkisi Nagasaki yakınlarındaki Dejima adlı küçük bir adaya girişine izin verilen Hollandalı tüccar ve gemicilerden aldığı bilgilerle sınırlı bir devletti. Ancak Japonların “Kara Gemiler” dediği Amerikan gemilerinin tetiklediği değişim hareketi kısa süre içinde kurulu düzenin bozulmasına yol açacaktı. Yepyeni bir dinamizmle, hızla modernleşen Japonya, 1905 yılında, Rus-Japon Savaşı'nda koca Rus İmparatorluğu'nu dize getirerek Batılıların “Büyük Devletler” ligine kabul edilen bir devlete dönüşecekti.

Bu bir Japon mucizesi miydi? Hayır, hiçbir sonuç sebepsiz olmayacağı gibi hiçbir başarı da nedensiz değildir. Bu başarının altında yatan unsur samuraylar ve onların dünya görüşünü şekillendiren Buşido yani Savaşçının Yolu düşüncesiydi...

Küçükyalçın bu çalışmasında, öncelikle samuray sınıfının tarihî akış içerisindeki gelişim sürecini, devlet mekanizmasının oluşumunu ve samurayları doğuracak olan askerî teşkilat denemelerini ele alıyor. Bununla birlikte Japon devletinin merkeziyetten ademi merkeziyete savruluşu ile yerel güç odakları olarak ortaya çıkan derebeyleri ve feodal düzeni inceliyor. Sonrasında ise Buşido düşüncesinin gelişimini ve Yol kavramını onu besleyen kaynaklar üzerinden ele alarak kavramın samurayların düşünce dünyalarıyla kültürel hayatlarına nasıl yansıdığını akıcı bir üslupla anlatıyor.

  • Açıklama
    • Asya'da sömürgeleştirilememiş nadir bağımsız uluslardan biri olan Japonların sanayileşme ve modernleşme çabalarını nasıl başarıya ulaştırabildiği hep merak edilen bir husustur. 1853 yılında Amiral Matthew Perry komutasındaki Amerikan filosu Tokyo açıklarında belirerek hükümeti dışa açılmaya zorladığında Japonya katı bir şekilde kastlara ayrılmış, dünyadaki endüstriyel ve kültürel değişimlerden uzak, dış dünya ile ilişkisi Nagasaki yakınlarındaki Dejima adlı küçük bir adaya girişine izin verilen Hollandalı tüccar ve gemicilerden aldığı bilgilerle sınırlı bir devletti. Ancak Japonların “Kara Gemiler” dediği Amerikan gemilerinin tetiklediği değişim hareketi kısa süre içinde kurulu düzenin bozulmasına yol açacaktı. Yepyeni bir dinamizmle, hızla modernleşen Japonya, 1905 yılında, Rus-Japon Savaşı'nda koca Rus İmparatorluğu'nu dize getirerek Batılıların “Büyük Devletler” ligine kabul edilen bir devlete dönüşecekti.

      Bu bir Japon mucizesi miydi? Hayır, hiçbir sonuç sebepsiz olmayacağı gibi hiçbir başarı da nedensiz değildir. Bu başarının altında yatan unsur samuraylar ve onların dünya görüşünü şekillendiren Buşido yani Savaşçının Yolu düşüncesiydi...

      Küçükyalçın bu çalışmasında, öncelikle samuray sınıfının tarihi akış içerisindeki gelişim sürecini, devlet mekanizmasının oluşumunu ve samurayları doğuracak olan askerî teşkilat denemelerini ele alıyor. Bununla birlikte Japon devletinin merkeziyetten adem-i merkeziyete savruluşu ile yerel güç odakları olarak ortaya çıkan derebeyleri ve feodal düzeni inceliyor. Sonrasında ise Buşido düşüncesinin gelişimini ve Yol kavramını onu besleyen kaynaklar üzerinden ele alarak kavramın samurayların düşünce dünyalarıyla kültürel hayatlarına nasıl yansıdığını akıcı bir üslupla anlatıyor.Erdal Küçükyalçın Kılıcın Efendileri adlı yeni bir seriyle okuyucusuyla buluşuyor. Bu serinin ilk kitabı Japon tarihini şekillendiren savaşçı sınıf samuraylar...

      Asya'da sömürgeleştirilememiş nadir bağımsız uluslardan biri olan Japonların sanayileşme ve modernleşme çabalarını nasıl başarıya ulaştırabildiği hep merak edilen bir husustur. 1853 yılında Amiral Matthew Perry komutasındaki Amerikan filosu Tokyo açıklarında belirerek hükümeti dışa açılmaya zorladığında Japonya katı bir şekilde kastlara ayrılmış, dünyadaki endüstriyel ve kültürel değişimlerden uzak, dış dünya ile ilişkisi Nagasaki yakınlarındaki Dejima adlı küçük bir adaya girişine izin verilen Hollandalı tüccar ve gemicilerden aldığı bilgilerle sınırlı bir devletti. Ancak Japonların “Kara Gemiler” dediği Amerikan gemilerinin tetiklediği değişim hareketi kısa süre içinde kurulu düzenin bozulmasına yol açacaktı. Yepyeni bir dinamizmle, hızla modernleşen Japonya, 1905 yılında, Rus-Japon Savaşı'nda koca Rus İmparatorluğu'nu dize getirerek Batılıların “Büyük Devletler” ligine kabul edilen bir devlete dönüşecekti.

      Bu bir Japon mucizesi miydi? Hayır, hiçbir sonuç sebepsiz olmayacağı gibi hiçbir başarı da nedensiz değildir. Bu başarının altında yatan unsur samuraylar ve onların dünya görüşünü şekillendiren Buşido yani Savaşçının Yolu düşüncesiydi...

      Küçükyalçın bu çalışmasında, öncelikle samuray sınıfının tarihî akış içerisindeki gelişim sürecini, devlet mekanizmasının oluşumunu ve samurayları doğuracak olan askerî teşkilat denemelerini ele alıyor. Bununla birlikte Japon devletinin merkeziyetten ademi merkeziyete savruluşu ile yerel güç odakları olarak ortaya çıkan derebeyleri ve feodal düzeni inceliyor. Sonrasında ise Buşido düşüncesinin gelişimini ve Yol kavramını onu besleyen kaynaklar üzerinden ele alarak kavramın samurayların düşünce dünyalarıyla kültürel hayatlarına nasıl yansıdığını akıcı bir üslupla anlatıyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat