%29
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750808081
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
112
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2004-06
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe

Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş

6,94TL
4,86TL
%29
Satışta değil
9789750808081
365583
Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş
Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş
4.86
''Okuduğum kitapları okumaktan bıkınca, başka türlü bir vakit geçirmek hevesiyle, Hayyam'ın rubâîlerinden birini, bir defa daha gözden geçirmeye koyuluyorum; Türkçeye nakletmeye uğraşıyorum; meselâ Hayyam bu rubâîyi Türkçe söyleseydi nasıl söylerdi? Bunu keşfetmeye çalışıyorum. Bu gerçi yorucu lâkin merak verici bir meşgale oluyor.''

Yahya Kemal


Rubâî, daha çok, bir tefekkür şiiridir. Büyük bir tefekkür konusunu, böyle bir tefekkür heyecanını dört mısralık küçük bir söz kalıbı içinde ustalıkla terennüm edebilmek rubâîde muvaffak olmaktır.

Yahya Kemal, rubâî tarzını sever ve Türkçede gazel gibi, rubâîye de yeni bir hayat kazandırdı. Rubâîler yayıldıkça ve sevildikçe şevki artar, onları birer birer, dostlarına ithaf ederek yayımlardı.

''Rubâîler ve Hayyam rubâîlerini Türkçe Söyleyiş''le Yahya Kemal, gerek kendi rubâîlerini gerekse Hayyam'ın rubâîlerini Türkçeye kazandırırken; düşüncesinin, sanatının, dil ve sanat zevkinin güzelliklerini de ortaya koyuyor.

Bu kitapta Yahya Kemal, gerek kendi rubailerini gerekse Hayyamın rubailerini Türkçeye kazandırırken; düşüncesinin, sanatının, dil ve sanat zevkinin güzelliklerini ortaya koyuyor. Rubaiye yeni bir hayat kazandıran Yahya Kemal, rubaileri yayıldıkça ve sevildikçe şevki artar, onları dostlarına ithaf ederek yayımlardı.

Tadımlık

Farkında değildik göğe ermiş serimiz
Şimdengerü gülzâr-ı suhandır yerimiz
Gitmiş haber-î neşvesi Hayyâma kadar
Haz vermiş ahibbâya rubâîlerimiz
Y. K.

RUBÂÎLER

10 İsmail Dede
Tâûna giriftâr olarak Mînâda
11 Rubâî
Ahbâbını ister iyi ister kötü seç
12 Nihad Sami Banarlıya
İhrâmı serenler bu bahârâbâde
13 Halûk Şehsuvaroğluna
Çık tayy-ı zamân et açılır her perde
14 Fuad Ömere
Eslâf kapıldıkça güzelden güzele
15 Merâret
Dil-besteyiz ahbâbe esîriz yâre
16 Rubâî
Hayyâmı alıp tercüme et derlerse
17 Rubâî
Nemrûd eder işkence ve bilmez de neye
18 İhsana
Cem mezhebi vaktinde şu dünyâ neydi
19 Tega-fül
Bilmem nedir enfüsî nedir âfâkî
20 Hayâlâbâd
Şehzâdeyi hapseyledi zâlim pederi
21 Cemal Yeşile
Hâtırlatır erbâb-ı dilin sîneleri
22 Dr. Adnana
Bir âlem açan zaferlerin en genişi
23 Şekip Tunça
İyman bir şevk olan zamanlar geçti
24 Sâlime
Sevdâya bilâ hudûd meydan verdik
25 Rubâî
Bilmem kime yâhud neye uyduk gittik
26 Rubâî
Çepçevre bahâr içinde bir yer gördük
27 Rubâî
Beyhûde merâretleri kalbinden sil
28 İhsan Şükrüye
Yokmuş o hayâl ettiğimiz âleme yol
29 Devran
Bir Ka-dir-i mutlak eylemişken tanzîm
30 Fuad Bayramoğluna
İksîri içenler ezelî sâgarden
31 Hayyam
Hayyâm ki her bahsi açar sâgarden
32 Dönüş
Mersâ-yı fenâda intizâr eylerken
33 Serâzâd
Her sâhib-i hâl kendi zevkinde yaşar
34 Rubâî
Hikmet sayılır bunca rubâîmiz var
35 Vahdet-i Vücud
Bir zümre odur Hâlık-ı mutlak dediler
36 Ses
Yâ Rab ne müsâvâtı ne hürriyeti ver
37 Şevk
Seyreylediğin semâ-ı Mevlânâdır
38 Hazan
Âhir ne bu cûşiş ne bu eyyâm kalır
39 Vehbiye
Her rind bu bezmin nedir encâmı bilir
40 Rubâî
Eyyâm geçer şâm da sürmez şeb olur
41 Rubâî
İkbâle geçen hayli taraftan öğülür
42 Ömür
Bir merhaleden güneşle deryâ görünür
43 Rubâî
Hayyâma muzâf olan rubâîlerde
44 Tevfike
Bir meclise vardık ki sebû-yı mey boş
45 Pascalın Fikrini Tazmîn
Bomboş sonu yok dâire her yer merkez
46 Rubâî Neşvesi
Farkında değildik göğe ermiş serimiz
47 Tercih
Dünyâda ne ikbâl ne servet dileriz
48 Lâedrîden
Biz aşka tapanlarız Müselman başka
49 Urfî Şîrâzîden
Urfî iki dünyâ dahi hep nakş-ber-âb
50 Isfahanda Mezar Kitâbesi
Efsûs ki şimdi rûhsuzdur bedenim

HAYYAM RUBÂÎLERİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ

54 Gül faslı çemendeyiz kenâr-i cûda
55 Zühreyle kamer gökte olaldan peydâ
56 Hallâk ki hilkatleri eyler terkîb
57 Dünyâda nedir hisse-i enâmım hîç
58 Yem koydu tuzak kurdu o Hâlık sayyâd
59 Onlar ki erüp fezâil ü âdâbe
60 Yâkût-leb ol lâl-i Bedahşan nerede
61 Devretse murâdınca cihânın sonu ne
62 Sevketti irâdem olmadan dünyâye
63 Hâtif inerek seherde meyhânemize
64 Mâdâm ki kaldı şevkin ancak nâmı
65 Bir bender-i köhnedir cihandır nâmı
66 Kalk et hele terk-i câme-hâb ey sâki
67 Seyret şu dönen kubbe-i bed-efâli
68 Efsûs ki mevsim-î civânî geçti
69 Hayyâm oldunsa mest sen zevkine bak
70 İstersen esâs-ı ömrü muhkem kılmak
71 Onlar ki gelüp bu dehre pür-cûş olarak
72 Biz kuklalarız oynatan üstâd felek
73 Bir gün bizi mahvetmeyi isterdi felek
74 Yaş döktü bulut çayır çemenden geçerek
75 Bir dem toy idik tâlib-i üstâd olduk
76 Devrettiği müddetce felekten kâm al
77 Yârân-ı vefâkârı zebûn etti ecel
78 Cennet ne cehennem ne gören yok a gönül
79 Mey nûş etmek ve neşvedir âyinim
80 Hâk üzre uyur benî-beşer görmedeyim
81 Çömlekçiye uğradım dün akşam bir an
82 Sâkiyle mey olmadıkça boştur bu cihan
83 Gûyâ bir tâs-ı ser-nigûndur devran
84 İç bâde adın silinmeden âlemden
85 Esrâr-ı ezel ki saklı senden benden
86 Gül der ki yüzüm kadar güzel yüz yokken
87 Hayyâm ki dikti haymeler hikmetten
88 Sen kendini endîşeye kaptırma sakın
89 Varmış bizden çok önce bir leyl ü nehâr
90 Pek çoktan olunmuş olacaklar derkâr
91 Esvâbı benefşenin ne dem renge dalar
92 Ecrâm ki âsmânda rahşandırlar
93 Vaktiyle bu testi ben kadar âşık-ı zâr
94 Hayyâm günâh içün şu mâtem neyedir
95 Ey çarh bu tahrîb eser-î kînendir
96 Yezdan bizi balçıktan ederken tahmîr
97 Sen mey nûş et ki râhat-î rûhundur
98 Hemşehr-i mey ol ki milk-i Mahmûd budur
99 Bir zümreye lâf olmada bâdî-i gurûr
100 Bir kuş gördüm maka-mı kulle-i Tûs
101 Mâdâm hakîkat ve yakîn cümlesi boş
102 Esdikçe sabâ dâmen-i gül çâk olmuş
103 Rûh anlasa hakkıyle nedir sırr-ı hayât
104 Eczâ-yı kadeh ki artık olmuş peyvest
105 Al deste piyâleyle sebû ey dilcû
106 Bir kasr idi çekmiş göğe burc ü bârû
107 Tâ perde-i esrâra kadar râh olamaz
  • Açıklama
    • ''Okuduğum kitapları okumaktan bıkınca, başka türlü bir vakit geçirmek hevesiyle, Hayyam'ın rubâîlerinden birini, bir defa daha gözden geçirmeye koyuluyorum; Türkçeye nakletmeye uğraşıyorum; meselâ Hayyam bu rubâîyi Türkçe söyleseydi nasıl söylerdi? Bunu keşfetmeye çalışıyorum. Bu gerçi yorucu lâkin merak verici bir meşgale oluyor.''

      Yahya Kemal


      Rubâî, daha çok, bir tefekkür şiiridir. Büyük bir tefekkür konusunu, böyle bir tefekkür heyecanını dört mısralık küçük bir söz kalıbı içinde ustalıkla terennüm edebilmek rubâîde muvaffak olmaktır.

      Yahya Kemal, rubâî tarzını sever ve Türkçede gazel gibi, rubâîye de yeni bir hayat kazandırdı. Rubâîler yayıldıkça ve sevildikçe şevki artar, onları birer birer, dostlarına ithaf ederek yayımlardı.

      ''Rubâîler ve Hayyam rubâîlerini Türkçe Söyleyiş''le Yahya Kemal, gerek kendi rubâîlerini gerekse Hayyam'ın rubâîlerini Türkçeye kazandırırken; düşüncesinin, sanatının, dil ve sanat zevkinin güzelliklerini de ortaya koyuyor.

      Bu kitapta Yahya Kemal, gerek kendi rubailerini gerekse Hayyamın rubailerini Türkçeye kazandırırken; düşüncesinin, sanatının, dil ve sanat zevkinin güzelliklerini ortaya koyuyor. Rubaiye yeni bir hayat kazandıran Yahya Kemal, rubaileri yayıldıkça ve sevildikçe şevki artar, onları dostlarına ithaf ederek yayımlardı.

      Tadımlık

      Farkında değildik göğe ermiş serimiz
      Şimdengerü gülzâr-ı suhandır yerimiz
      Gitmiş haber-î neşvesi Hayyâma kadar
      Haz vermiş ahibbâya rubâîlerimiz
      Y. K.

      RUBÂÎLER

      10 İsmail Dede
      Tâûna giriftâr olarak Mînâda
      11 Rubâî
      Ahbâbını ister iyi ister kötü seç
      12 Nihad Sami Banarlıya
      İhrâmı serenler bu bahârâbâde
      13 Halûk Şehsuvaroğluna
      Çık tayy-ı zamân et açılır her perde
      14 Fuad Ömere
      Eslâf kapıldıkça güzelden güzele
      15 Merâret
      Dil-besteyiz ahbâbe esîriz yâre
      16 Rubâî
      Hayyâmı alıp tercüme et derlerse
      17 Rubâî
      Nemrûd eder işkence ve bilmez de neye
      18 İhsana
      Cem mezhebi vaktinde şu dünyâ neydi
      19 Tega-fül
      Bilmem nedir enfüsî nedir âfâkî
      20 Hayâlâbâd
      Şehzâdeyi hapseyledi zâlim pederi
      21 Cemal Yeşile
      Hâtırlatır erbâb-ı dilin sîneleri
      22 Dr. Adnana
      Bir âlem açan zaferlerin en genişi
      23 Şekip Tunça
      İyman bir şevk olan zamanlar geçti
      24 Sâlime
      Sevdâya bilâ hudûd meydan verdik
      25 Rubâî
      Bilmem kime yâhud neye uyduk gittik
      26 Rubâî
      Çepçevre bahâr içinde bir yer gördük
      27 Rubâî
      Beyhûde merâretleri kalbinden sil
      28 İhsan Şükrüye
      Yokmuş o hayâl ettiğimiz âleme yol
      29 Devran
      Bir Ka-dir-i mutlak eylemişken tanzîm
      30 Fuad Bayramoğluna
      İksîri içenler ezelî sâgarden
      31 Hayyam
      Hayyâm ki her bahsi açar sâgarden
      32 Dönüş
      Mersâ-yı fenâda intizâr eylerken
      33 Serâzâd
      Her sâhib-i hâl kendi zevkinde yaşar
      34 Rubâî
      Hikmet sayılır bunca rubâîmiz var
      35 Vahdet-i Vücud
      Bir zümre odur Hâlık-ı mutlak dediler
      36 Ses
      Yâ Rab ne müsâvâtı ne hürriyeti ver
      37 Şevk
      Seyreylediğin semâ-ı Mevlânâdır
      38 Hazan
      Âhir ne bu cûşiş ne bu eyyâm kalır
      39 Vehbiye
      Her rind bu bezmin nedir encâmı bilir
      40 Rubâî
      Eyyâm geçer şâm da sürmez şeb olur
      41 Rubâî
      İkbâle geçen hayli taraftan öğülür
      42 Ömür
      Bir merhaleden güneşle deryâ görünür
      43 Rubâî
      Hayyâma muzâf olan rubâîlerde
      44 Tevfike
      Bir meclise vardık ki sebû-yı mey boş
      45 Pascalın Fikrini Tazmîn
      Bomboş sonu yok dâire her yer merkez
      46 Rubâî Neşvesi
      Farkında değildik göğe ermiş serimiz
      47 Tercih
      Dünyâda ne ikbâl ne servet dileriz
      48 Lâedrîden
      Biz aşka tapanlarız Müselman başka
      49 Urfî Şîrâzîden
      Urfî iki dünyâ dahi hep nakş-ber-âb
      50 Isfahanda Mezar Kitâbesi
      Efsûs ki şimdi rûhsuzdur bedenim

      HAYYAM RUBÂÎLERİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ

      54 Gül faslı çemendeyiz kenâr-i cûda
      55 Zühreyle kamer gökte olaldan peydâ
      56 Hallâk ki hilkatleri eyler terkîb
      57 Dünyâda nedir hisse-i enâmım hîç
      58 Yem koydu tuzak kurdu o Hâlık sayyâd
      59 Onlar ki erüp fezâil ü âdâbe
      60 Yâkût-leb ol lâl-i Bedahşan nerede
      61 Devretse murâdınca cihânın sonu ne
      62 Sevketti irâdem olmadan dünyâye
      63 Hâtif inerek seherde meyhânemize
      64 Mâdâm ki kaldı şevkin ancak nâmı
      65 Bir bender-i köhnedir cihandır nâmı
      66 Kalk et hele terk-i câme-hâb ey sâki
      67 Seyret şu dönen kubbe-i bed-efâli
      68 Efsûs ki mevsim-î civânî geçti
      69 Hayyâm oldunsa mest sen zevkine bak
      70 İstersen esâs-ı ömrü muhkem kılmak
      71 Onlar ki gelüp bu dehre pür-cûş olarak
      72 Biz kuklalarız oynatan üstâd felek
      73 Bir gün bizi mahvetmeyi isterdi felek
      74 Yaş döktü bulut çayır çemenden geçerek
      75 Bir dem toy idik tâlib-i üstâd olduk
      76 Devrettiği müddetce felekten kâm al
      77 Yârân-ı vefâkârı zebûn etti ecel
      78 Cennet ne cehennem ne gören yok a gönül
      79 Mey nûş etmek ve neşvedir âyinim
      80 Hâk üzre uyur benî-beşer görmedeyim
      81 Çömlekçiye uğradım dün akşam bir an
      82 Sâkiyle mey olmadıkça boştur bu cihan
      83 Gûyâ bir tâs-ı ser-nigûndur devran
      84 İç bâde adın silinmeden âlemden
      85 Esrâr-ı ezel ki saklı senden benden
      86 Gül der ki yüzüm kadar güzel yüz yokken
      87 Hayyâm ki dikti haymeler hikmetten
      88 Sen kendini endîşeye kaptırma sakın
      89 Varmış bizden çok önce bir leyl ü nehâr
      90 Pek çoktan olunmuş olacaklar derkâr
      91 Esvâbı benefşenin ne dem renge dalar
      92 Ecrâm ki âsmânda rahşandırlar
      93 Vaktiyle bu testi ben kadar âşık-ı zâr
      94 Hayyâm günâh içün şu mâtem neyedir
      95 Ey çarh bu tahrîb eser-î kînendir
      96 Yezdan bizi balçıktan ederken tahmîr
      97 Sen mey nûş et ki râhat-î rûhundur
      98 Hemşehr-i mey ol ki milk-i Mahmûd budur
      99 Bir zümreye lâf olmada bâdî-i gurûr
      100 Bir kuş gördüm maka-mı kulle-i Tûs
      101 Mâdâm hakîkat ve yakîn cümlesi boş
      102 Esdikçe sabâ dâmen-i gül çâk olmuş
      103 Rûh anlasa hakkıyle nedir sırr-ı hayât
      104 Eczâ-yı kadeh ki artık olmuş peyvest
      105 Al deste piyâleyle sebû ey dilcû
      106 Bir kasr idi çekmiş göğe burc ü bârû
      107 Tâ perde-i esrâra kadar râh olamaz
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat