%30
Oza Andrey Voznesenski
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059626354
Boyut
13.50x21.50
Sayfa Sayısı
64
Baskı
3
Basım Tarihi
2021-01
Çeviren
Ülker İnce
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Oza

Yayınevi : Ve Yayınevi
25,00TL
17,50TL
%30
Satışta değil
9786059626354
862779
Oza
Oza
17.50

Ülker İnce'nin muhteşem çevirisi, Özdemir İnce'nin önsözü, Kenan Yücel'in desenleriyle, tümü numaralanmış özel basım. Selam Oza!

“1964 yılında yayımlanan Oza elli yıl sonra çok daha büyük bir şiir olarak çıktı karşıma. Ürperdim. Elli yıl sonra iyice kıskandım. Kıskandım, dehşetli tutkuyla, çünkü Oza sadece dünün ve bugünün şiiri değil aynı zamanda geleceğin şiiri. Kendini durmadan yenileyen bir şiir. Dünyanın bütün şairlerinin, geleceğin şairlerinin çarpışmak zorunda oldukları yaman bir rakip!

Oza, iç içe geçmiş sırılsıklam bir aşk şiiridir. Mayakovski'den sonra Rus şiirinin biçimsel sınırlarını kıran devrimci bir şiirdir. Önem ve büyüklüğünü anlatmak için, bu iki cümle bile yeter!"

Özdemir İnce

"Voznesenski, şiirinde 'sözüm ona ilerleme'ye, çıkarcıların, duygusuzların, göğüslerinde bir yürek taşımayanların eline geçince baskı aracı haline dönüşen 'kahrolası makine'ye karşı sevginin ve özgür insan ruhunun savunusunu üzerine alır. İnsani değerlerin baş koruyucusu olarak şair çıkar karşımıza. Bu eğilim, en çok da Oza adlı uzun şiirde görülür."

Mehmet H. Doğan

Kitaptan tadımlık bir alıntı:

Sen on yedindesin. Soluk soluğa kaldın yaptığın bütün o beden hareketlerinden. Adın ne olursa olsun. Siklotronun adını bile hiç duymuş değilsin.

Budalanın teki, iki merküri lambası dikmiş buraya, deniz kıyısına. Birbirimize doğru yürüyoruz. Birimiz bir lambanın, öbürümüz ötekinin yanından. İkimiz de sürüklüyoruz ardımız sıra bir ışık ışınını.

Sonra ellerimiz kavuşmadan önce gölgelerimiz birleşiyor –ölümcül bir solukluğun çevrelediği canlı, sıcak gölgelerimiz.Hâlâ bana doğru gelirmiş gibi görünüyorsun.

İnsanın ensesi her zaman geçmişe bakar. Zaman arkamızda uzar gider, troleybüs bekleyen insanların oluşturduğu uzun kuyruk gibi. Geçmiş benim arkamdadır –geçmişte omuzlarımda taşıdığım bir sırt çantasıdır. Ama siz geleceği arkanızda bıraktınız –bir paraşüt gibi ses çıkarıyor.

İkimiz birlikteyken, geleceğin senden bana aktığını duyumsuyorum, benden de sana –kum saatiyiz sanki.

  • Açıklama
    • Ülker İnce'nin muhteşem çevirisi, Özdemir İnce'nin önsözü, Kenan Yücel'in desenleriyle, tümü numaralanmış özel basım. Selam Oza!

      “1964 yılında yayımlanan Oza elli yıl sonra çok daha büyük bir şiir olarak çıktı karşıma. Ürperdim. Elli yıl sonra iyice kıskandım. Kıskandım, dehşetli tutkuyla, çünkü Oza sadece dünün ve bugünün şiiri değil aynı zamanda geleceğin şiiri. Kendini durmadan yenileyen bir şiir. Dünyanın bütün şairlerinin, geleceğin şairlerinin çarpışmak zorunda oldukları yaman bir rakip!

      Oza, iç içe geçmiş sırılsıklam bir aşk şiiridir. Mayakovski'den sonra Rus şiirinin biçimsel sınırlarını kıran devrimci bir şiirdir. Önem ve büyüklüğünü anlatmak için, bu iki cümle bile yeter!"

      Özdemir İnce

      "Voznesenski, şiirinde 'sözüm ona ilerleme'ye, çıkarcıların, duygusuzların, göğüslerinde bir yürek taşımayanların eline geçince baskı aracı haline dönüşen 'kahrolası makine'ye karşı sevginin ve özgür insan ruhunun savunusunu üzerine alır. İnsani değerlerin baş koruyucusu olarak şair çıkar karşımıza. Bu eğilim, en çok da Oza adlı uzun şiirde görülür."

      Mehmet H. Doğan

      Kitaptan tadımlık bir alıntı:

      Sen on yedindesin. Soluk soluğa kaldın yaptığın bütün o beden hareketlerinden. Adın ne olursa olsun. Siklotronun adını bile hiç duymuş değilsin.

      Budalanın teki, iki merküri lambası dikmiş buraya, deniz kıyısına. Birbirimize doğru yürüyoruz. Birimiz bir lambanın, öbürümüz ötekinin yanından. İkimiz de sürüklüyoruz ardımız sıra bir ışık ışınını.

      Sonra ellerimiz kavuşmadan önce gölgelerimiz birleşiyor –ölümcül bir solukluğun çevrelediği canlı, sıcak gölgelerimiz.Hâlâ bana doğru gelirmiş gibi görünüyorsun.

      İnsanın ensesi her zaman geçmişe bakar. Zaman arkamızda uzar gider, troleybüs bekleyen insanların oluşturduğu uzun kuyruk gibi. Geçmiş benim arkamdadır –geçmişte omuzlarımda taşıdığım bir sırt çantasıdır. Ama siz geleceği arkanızda bıraktınız –bir paraşüt gibi ses çıkarıyor.

      İkimiz birlikteyken, geleceğin senden bana aktığını duyumsuyorum, benden de sana –kum saatiyiz sanki.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat