Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları ile Thomas Mann'ın Buddenbrooks
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789754223835
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
370
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları ile Thomas Mann'ın Buddenbrooks adlı Romanlarında Aile ve Toplum Eleştirisi

50,00TL
Satışta değil
9789754223835
753285
Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları ile Thomas Mann'ın Buddenbrooks adlı Romanlarında Aile ve Toplum Eleştirisi
Orhan Pamuk'un Cevdet Bey ve Oğulları ile Thomas Mann'ın Buddenbrooks adlı Romanlarında Aile ve Toplum Eleştirisi
50.00

Thomas Mann'ın "Buddenbrooks" adlı eseri ile Orhan Pamuk'un "Cevdet Bey ve Oğulları" adlı eserleri tipik birer aile kroniğidir. Eserlerde anlatılan her iki ailenin de ortak özelliği değişen şartlara ayak uydururken eski büyük burjuva aileleri olma özelliğini kaybederek genç nesli yeni şartlara göre hazırlayamamalarıdır. Modernite ve getirdiği etkiler, bireylerin hayatlarını tekdüzeleştirmiştir. Üç kuşak, üç kahraman modeli; değişen zamanın şartları ve bunların bireylerdeki kısmen olumlu ancak çoğunlukla olumsuz etkileri eserlerde büyük yer tutar. Bir toplumu yansıtmak için birey en iyi araçtır. Thomas Mann'da batılı toplumlarda sanayileşmenin etkileri büyük bir tüccar ailesi aracılığıyla ortaya koyulurken, Orhan Pamuk'ta ise oryantalist toplumun dönüşümü gene bir aile tasviriyle ifade bulur. Böylelikle sadece modernite ve etkileri değil, aynı zamanda farklı iki toplumdaki izdüşümleri de ortaya çıkar. Toplumda sanat ve sanatçının konumu, zaman içerisinde bu konumun hangi şartlara göre, nasıl değiştiği her iki yazarın eserlerinde sorgulanmış ve büyük oranda yer tutmuştur. Toplumun zaman içerisinde geçirdiği aşamalar, eski kuşağın sanata bakış açısı, modern dünyada sanatın ve sanatçının yeri sorgulanmıştır. Modern dünyaya ayak uyduramayan ve onun getirdiği yeni sorunlarla başa çıkamayan bireylerin kimlik arayışları, uyumsuzlukları, kuşak çatışmaları her iki eserde değişik boyutlar kazanmıştır. Eserler, tarihsel olarak bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin başladığı zamanları yansıtmaktadır. Geçiş dönemi olma özelliği satır aralarında, krallık ve cumhuriyet gibi tarihsel öğelerle desteklenmektedir. Kahramanların hayatlarıyla, yazarların hayatları arasında paralellikler mevcuttur. Karşılaştırılan iki eserin de yazarların ilk eserleri olması, eserlerine otobiyografik özelliklerini daha fazla taşımaları açısından dikkate değer. Bugüne dek her iki yazar ve her iki eser hakkında pek çok söz söylenmiş, çok yazılıp çizilmiştir. Bu çalışmada amacım aynı zamanda eserlerden yola çıkarak, doğu ve batı toplumlarındaki tarihsel gelişimin paralelliklerini ve koşutluklarını ortaya koyarken, zamanımıza ulaşan bireyin geçmişini belirleyen psikolojik ve toplumsal öğeleri ortaya çıkararak, bugünü ve bireyin kendisini anlamasına küçük de olsa bir katkıda bulunmaktır

  • Açıklama
    • Thomas Mann'ın "Buddenbrooks" adlı eseri ile Orhan Pamuk'un "Cevdet Bey ve Oğulları" adlı eserleri tipik birer aile kroniğidir. Eserlerde anlatılan her iki ailenin de ortak özelliği değişen şartlara ayak uydururken eski büyük burjuva aileleri olma özelliğini kaybederek genç nesli yeni şartlara göre hazırlayamamalarıdır. Modernite ve getirdiği etkiler, bireylerin hayatlarını tekdüzeleştirmiştir. Üç kuşak, üç kahraman modeli; değişen zamanın şartları ve bunların bireylerdeki kısmen olumlu ancak çoğunlukla olumsuz etkileri eserlerde büyük yer tutar. Bir toplumu yansıtmak için birey en iyi araçtır. Thomas Mann'da batılı toplumlarda sanayileşmenin etkileri büyük bir tüccar ailesi aracılığıyla ortaya koyulurken, Orhan Pamuk'ta ise oryantalist toplumun dönüşümü gene bir aile tasviriyle ifade bulur. Böylelikle sadece modernite ve etkileri değil, aynı zamanda farklı iki toplumdaki izdüşümleri de ortaya çıkar. Toplumda sanat ve sanatçının konumu, zaman içerisinde bu konumun hangi şartlara göre, nasıl değiştiği her iki yazarın eserlerinde sorgulanmış ve büyük oranda yer tutmuştur. Toplumun zaman içerisinde geçirdiği aşamalar, eski kuşağın sanata bakış açısı, modern dünyada sanatın ve sanatçının yeri sorgulanmıştır. Modern dünyaya ayak uyduramayan ve onun getirdiği yeni sorunlarla başa çıkamayan bireylerin kimlik arayışları, uyumsuzlukları, kuşak çatışmaları her iki eserde değişik boyutlar kazanmıştır. Eserler, tarihsel olarak bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin başladığı zamanları yansıtmaktadır. Geçiş dönemi olma özelliği satır aralarında, krallık ve cumhuriyet gibi tarihsel öğelerle desteklenmektedir. Kahramanların hayatlarıyla, yazarların hayatları arasında paralellikler mevcuttur. Karşılaştırılan iki eserin de yazarların ilk eserleri olması, eserlerine otobiyografik özelliklerini daha fazla taşımaları açısından dikkate değer. Bugüne dek her iki yazar ve her iki eser hakkında pek çok söz söylenmiş, çok yazılıp çizilmiştir. Bu çalışmada amacım aynı zamanda eserlerden yola çıkarak, doğu ve batı toplumlarındaki tarihsel gelişimin paralelliklerini ve koşutluklarını ortaya koyarken, zamanımıza ulaşan bireyin geçmişini belirleyen psikolojik ve toplumsal öğeleri ortaya çıkararak, bugünü ve bireyin kendisini anlamasına küçük de olsa bir katkıda bulunmaktır

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat