Orada Herkes Ölüyor Leyla Yıldırım
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789758915223
Boyut
135-210
Sayfa Sayısı
343
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2009-02
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Orada Herkes Ölüyor

Yayınevi : Gita Yayınları
17,00TL
Satışta değil
9789758915223
437395
Orada Herkes Ölüyor
Orada Herkes Ölüyor
17.00
"Bu serüvenin en başında karşımda duran iki adam vardı. Birbirine benzemedikleri halde, aynı olabilecek kadar farksız iki adam. İki adam iki yüz demekti, iki ruh, iki komutan...

Tevfik'in naif ruhu, Peter'ın kırılganlığına değdi bir gün ve aynı gün iki göze baktığımı fark ettim. Biri deniz kadar mavi, diğeri gece kadar siyah... Önce fazla konuşmadılar sadece isimleriydi bildiğim ve savaşın ortasında durup da dinledikleriydi öğrendiğim... Otuzlu yaşlarının sonlarında olan iki askerin ve bir kadının ve bir savaşın ve bir ömrün ve parçalanan hayatların hikâyesiydi. Onlar anlatıyordu ben dinliyordum. Dinledikçe anlattıkları içimde onarımsız yaralar açıyordu. Yaralar açıldıkça canımı yakıyordu. Eğer dinlemekle yetinseydim, uzattıklarında ellerinden tutmasaydım, daha mı az yanardım? Görmeseydim olanı biteni daha mı az ağlardım? Ama tuttum. Ama dinledim. Ama gördüm. Ve ben aklımın dip köşelerinde çıktığım kırmızı yolculuktan hasarlı döndüm. Yaralandım, yoruldum. Savaşı görmüş olmanın yarasını aldım. Onca ölümün, çaresizliğin, yokluğun, yok oluşun, sessizliğin, bekleyişin, çığlıkların, açlığın, hastalığın, bombaların, mermilerin, süngülerin, şarapnellerin, parçalanmış insanların, insan eti kıyımının ortasındaydım...
Ölümün hüküm sürdüğü diyardan taşınması çok zor anılar edinerek dönmüş durumdayım.
Haliyle hiçbir şey eskisi gibi değil artık...
Haliyle hiçbir şey eskisi gibi olamaz artık...
  • Açıklama
    • "Bu serüvenin en başında karşımda duran iki adam vardı. Birbirine benzemedikleri halde, aynı olabilecek kadar farksız iki adam. İki adam iki yüz demekti, iki ruh, iki komutan...

      Tevfik'in naif ruhu, Peter'ın kırılganlığına değdi bir gün ve aynı gün iki göze baktığımı fark ettim. Biri deniz kadar mavi, diğeri gece kadar siyah... Önce fazla konuşmadılar sadece isimleriydi bildiğim ve savaşın ortasında durup da dinledikleriydi öğrendiğim... Otuzlu yaşlarının sonlarında olan iki askerin ve bir kadının ve bir savaşın ve bir ömrün ve parçalanan hayatların hikâyesiydi. Onlar anlatıyordu ben dinliyordum. Dinledikçe anlattıkları içimde onarımsız yaralar açıyordu. Yaralar açıldıkça canımı yakıyordu. Eğer dinlemekle yetinseydim, uzattıklarında ellerinden tutmasaydım, daha mı az yanardım? Görmeseydim olanı biteni daha mı az ağlardım? Ama tuttum. Ama dinledim. Ama gördüm. Ve ben aklımın dip köşelerinde çıktığım kırmızı yolculuktan hasarlı döndüm. Yaralandım, yoruldum. Savaşı görmüş olmanın yarasını aldım. Onca ölümün, çaresizliğin, yokluğun, yok oluşun, sessizliğin, bekleyişin, çığlıkların, açlığın, hastalığın, bombaların, mermilerin, süngülerin, şarapnellerin, parçalanmış insanların, insan eti kıyımının ortasındaydım...
      Ölümün hüküm sürdüğü diyardan taşınması çok zor anılar edinerek dönmüş durumdayım.
      Haliyle hiçbir şey eskisi gibi değil artık...
      Haliyle hiçbir şey eskisi gibi olamaz artık...
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat