Ölümü Seçmek 2_23.10.2012

İntikamla görev,
Akılla duygular arasında;
Öldürmek, ölmeyi dilemek ve gücün içimizdeki yıkımı üzerine
Bir roman, bir macera, bir bakış

Ölümü Seçmek serisinin ikinci kitabında Elif Seba'nın yüreğinde intikam, avuçlarında dünyanın en büyük acıları var. İstanbul, Barselona ve Singapur'da herkesi şaşkınlığa uğratacak bir macaraya sürükleniyor. Hayatta kalmak artık Elif ve Seda için aynı anlamı taşıyor.
Ve başarı sadece ölüm vaadediyor...

Elif:
"Ben artık en tehlikeli diye isimlendirilen insanlar statüsündeydim. Ben artık kaybedecek bir şeyi olmadığı için her deliliği yapabilecek bir kadındım."

Seda:
"Ben o kadar şiddetli rüzgarlar hapsettim ki içime, etrafta ne var ne yoksa savuracak güçte artık sessizliğim. Şimdi ise esmek zamanı. 'Sus' deme bir daha bana. Ben yönetirim kelimelerin güçlerini ben bilirim ağzımdan çıkmadan o kelimeye vereceğim silahları. Öyle silahları var ki her hecemin, kimilerinin alnında kan damlası, kimilerinin yüreğinde çiçek olurlar. Sakın, ama sakın bir daha bana 'Sus' deme. Kimse demesin. Bundan sonra dinlemem başkalarını bilesin."