%20
Ma Sekerdo Kardaş? N'etmişiz Kardaş? İlhami Algör
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750524301
Boyut
13.00x19.50
Sayfa Sayısı
199
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Ma Sekerdo Kardaş? N'etmişiz Kardaş?Dersim 38 Tanıklıkları

51,50TL
41,20TL
%20
Satışta değil
9789750524301
751471
Ma Sekerdo Kardaş? N'etmişiz Kardaş?
Ma Sekerdo Kardaş? N'etmişiz Kardaş? Dersim 38 Tanıklıkları
41.20

“Geride kalanları, kadın ve çocukları yük vagonlarına tıkıp batıya sürdüler. Nereye gittikleri, dönüp dönemeyecekleri belirsizdi. Erzincan'da Karasu kenarında, Ilıç'ta Fırat kenarında beklediler. Belirsizlik içinde korku dolu günlerdi. Neticede Divriği'de iskân masaları kuruldu.

İskân memurları her bir aileden artakalanları, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir vb. illerde bir köye verdiler. Penceresiz kara vagonlara tıkılıp gönderildiler. Vardıkları yerde ilk günler yadırgayan bakışlar ile geçti. Sonra yıllar geçti. 1947'de bir af çıktı, ‘dönebilirsiniz' dediler. Döndüler. Yine aç kaldılar. Kolay olmadı. Yeni doğan çocuklar bu hikâyenin içine doğdular.”

Dersim '38 hakkındaki büyük suskunluk birkaç yıldır çözüldü, bu konuda epeyce yayın yapıldı. Ma Sekerdo Kardaş'ın özelliği, bu travmaya yakın gözlüğüyle bakmasıdır. Surbahan köyünün, çoğu toplu olarak Zıni Gediği'ne gömülmüş kurbanlarından artakalanların hikâyesi.

Evvelleri ve ahirleriyle.

İlhami Algör, “kalanların” hafızasıyla konuşuyor. 18. yüz­yıldan bugüne, hayatın, ailelerin, Rus işgalinin, Ermeni komşuların, kırımın, sürgünün, dönüşün, hatırlananın ve hatırlanmak istenmeyenin hikâyesi. Hafızanın gediğine gömülenleri, arkeolog şefkatiyle, usulca kazan bir
kitap.

  • Açıklama
    • “Geride kalanları, kadın ve çocukları yük vagonlarına tıkıp batıya sürdüler. Nereye gittikleri, dönüp dönemeyecekleri belirsizdi. Erzincan'da Karasu kenarında, Ilıç'ta Fırat kenarında beklediler. Belirsizlik içinde korku dolu günlerdi. Neticede Divriği'de iskân masaları kuruldu.

      İskân memurları her bir aileden artakalanları, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir vb. illerde bir köye verdiler. Penceresiz kara vagonlara tıkılıp gönderildiler. Vardıkları yerde ilk günler yadırgayan bakışlar ile geçti. Sonra yıllar geçti. 1947'de bir af çıktı, ‘dönebilirsiniz' dediler. Döndüler. Yine aç kaldılar. Kolay olmadı. Yeni doğan çocuklar bu hikâyenin içine doğdular.”

      Dersim '38 hakkındaki büyük suskunluk birkaç yıldır çözüldü, bu konuda epeyce yayın yapıldı. Ma Sekerdo Kardaş'ın özelliği, bu travmaya yakın gözlüğüyle bakmasıdır. Surbahan köyünün, çoğu toplu olarak Zıni Gediği'ne gömülmüş kurbanlarından artakalanların hikâyesi.

      Evvelleri ve ahirleriyle.

      İlhami Algör, “kalanların” hafızasıyla konuşuyor. 18. yüz­yıldan bugüne, hayatın, ailelerin, Rus işgalinin, Ermeni komşuların, kırımın, sürgünün, dönüşün, hatırlananın ve hatırlanmak istenmeyenin hikâyesi. Hafızanın gediğine gömülenleri, arkeolog şefkatiyle, usulca kazan bir
      kitap.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat