%34
Kudüs Toprağı Mahmoud Shahin
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9799758426729
Boyut
13.50x19.00
Sayfa Sayısı
272
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2003-04
Çeviren
Meral Seyhan
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Kudüs Toprağı

Yayınevi : Ceylan Yayınları
7,41TL
4,82TL
%34
Satışta değil
9799758426729
713846
Kudüs Toprağı
Kudüs Toprağı
4.82

Kucaklarda, omuzlarda, hayvanların üstünde taşınan cesetler... Çıldırmış gibi kaçışan koyunlar... Binlerce insan, çadır ve kömlerinden çıkıp, yaralı ve ölülerini karşılamaya koşuyor. Çığlıklar, gırtlakların derinliğinden kopuyor. İsyankar sesler yeri göğü inletiyor. Toprak, öfkesinden çatlıyor, gök, hüzne boğuluyor. Um Emin hüznün ve acıların tümüne galip geliyor! Yüreğinin çakmaktaşı gibi katı olmasına çabalıyor! Etrafındakilere sesleniyor: ‘Haydi ey halkım! Bırakın yakınmayı, ağlamayı. Yaralılarımızın yaralarını sarın! Sökün çadırlarınızı, cesetlerinizi yüklenin. Terk edelim bize yasak bu toprakları, kendi diyarımıza dönelim!" Um Emin elbisesini yırttı, parçaladı, göğüsleri açıkta kaldı. Saçlarının örgülerini açtı, dağıttı. Tüm kadınlara çağrıda bulundu: "Ey halkımızın bağrı yanık kadınları! Tüm hüznünüzü patlatın. Yırtın elbiselerinizi. Kesin saçlarınızı. Yüzünüzü siyaha bezeyin. Bağrınızı göğsünüzü dövün. Ağıtlar yakalım canlarımıza." Elbiseler yırtıldı. Yüzler siyaha bezendi. Saçlar kesildi. Yakınma ve ağıtlar yükseldi. Halk, öfke ve hüznünü dile getirdikten sonra, ölülerini omuzlayıp göç kafilesiyle beraber yürüdü. Ama nereye? Nereye, hangi yöne gideceklerini bilmiyorlardı. Güneyde yörelerine, topraklama dönmeleri yasaktı. Kuzeye gitmeleri yasaktı. Peki nereye gideceklerdi?

  • Açıklama
    • Kucaklarda, omuzlarda, hayvanların üstünde taşınan cesetler... Çıldırmış gibi kaçışan koyunlar... Binlerce insan, çadır ve kömlerinden çıkıp, yaralı ve ölülerini karşılamaya koşuyor. Çığlıklar, gırtlakların derinliğinden kopuyor. İsyankar sesler yeri göğü inletiyor. Toprak, öfkesinden çatlıyor, gök, hüzne boğuluyor. Um Emin hüznün ve acıların tümüne galip geliyor! Yüreğinin çakmaktaşı gibi katı olmasına çabalıyor! Etrafındakilere sesleniyor: ‘Haydi ey halkım! Bırakın yakınmayı, ağlamayı. Yaralılarımızın yaralarını sarın! Sökün çadırlarınızı, cesetlerinizi yüklenin. Terk edelim bize yasak bu toprakları, kendi diyarımıza dönelim!" Um Emin elbisesini yırttı, parçaladı, göğüsleri açıkta kaldı. Saçlarının örgülerini açtı, dağıttı. Tüm kadınlara çağrıda bulundu: "Ey halkımızın bağrı yanık kadınları! Tüm hüznünüzü patlatın. Yırtın elbiselerinizi. Kesin saçlarınızı. Yüzünüzü siyaha bezeyin. Bağrınızı göğsünüzü dövün. Ağıtlar yakalım canlarımıza." Elbiseler yırtıldı. Yüzler siyaha bezendi. Saçlar kesildi. Yakınma ve ağıtlar yükseldi. Halk, öfke ve hüznünü dile getirdikten sonra, ölülerini omuzlayıp göç kafilesiyle beraber yürüdü. Ama nereye? Nereye, hangi yöne gideceklerini bilmiyorlardı. Güneyde yörelerine, topraklama dönmeleri yasaktı. Kuzeye gitmeleri yasaktı. Peki nereye gideceklerdi?

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat