%29
Koparıldığımız Topraklar %25 indirimli Mahir Öztaş
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750815355
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
388
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2009-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Koparıldığımız Topraklar

19,44TL
13,61TL
%29
Satışta değil
9789750815355
436461
Koparıldığımız Topraklar
Koparıldığımız Topraklar
13.61
"Bu anlattığım, sürüp giden bir karanlığın gizli kalmış öyküsüydü, bu topraklardan koparılmamızın öyküsü."Soğuma (1995) ve Bir Arzuyu Beslemek'ten (2002) sonra Mahir Öztaş bu üçüncü romanında 1970'ler Türkiyesi'nin kesif siyasi havasını solumuş bir kuşağın arayışlarını anlatıyor. Koparıldığımız Topraklar, özgürlük ve güvensizlik, hayalperestlik ve umutsuzluk, mutluluk ve karabasan, cinsellik ve politika, başıboşluk ve aidiyet duygusu, aylaklık ve örgütlü mücadele, bir yere çakılıp kalma korkusu ve yurt özlemi, haritada savrulma isteği ve bir "safra" gibi atılmışlık, geçmişe saplanıp kalma ve bugünü yakalama arasında bocalayan bir adamın hüzünlü öyküsü..."Ne zamandı, şimdi anımsamam çok güç, sanırım Bay Jiang, -ne yazık ki uzun bir süre önce öldü- daha o zamandan sanki geleceği görmüş gibi yavaşça kulağıma eğilmiş ve görünür bir hüzünle, 'Artık hiç kimse devrimden söz etmiyor,' demişti.Bay Jiang'ı ve kendimi, bütün o karanlık yıllar boyunca, değişik yerlerde, ama en çok da, Ol Brompton Road'daki Troubodour Kahvesi'nin o yarı loş salonunda düşünmek hoşuma gidiyor. O zamanlar daha Bay Jiang ile yeni tanışmış olmalıyım ve bana bunu söylediğinde, henüz bu romanda yer alacağını ne o ne de ben biliyordum."
  • Açıklama
    • "Bu anlattığım, sürüp giden bir karanlığın gizli kalmış öyküsüydü, bu topraklardan koparılmamızın öyküsü."Soğuma (1995) ve Bir Arzuyu Beslemek'ten (2002) sonra Mahir Öztaş bu üçüncü romanında 1970'ler Türkiyesi'nin kesif siyasi havasını solumuş bir kuşağın arayışlarını anlatıyor. Koparıldığımız Topraklar, özgürlük ve güvensizlik, hayalperestlik ve umutsuzluk, mutluluk ve karabasan, cinsellik ve politika, başıboşluk ve aidiyet duygusu, aylaklık ve örgütlü mücadele, bir yere çakılıp kalma korkusu ve yurt özlemi, haritada savrulma isteği ve bir "safra" gibi atılmışlık, geçmişe saplanıp kalma ve bugünü yakalama arasında bocalayan bir adamın hüzünlü öyküsü..."Ne zamandı, şimdi anımsamam çok güç, sanırım Bay Jiang, -ne yazık ki uzun bir süre önce öldü- daha o zamandan sanki geleceği görmüş gibi yavaşça kulağıma eğilmiş ve görünür bir hüzünle, 'Artık hiç kimse devrimden söz etmiyor,' demişti.Bay Jiang'ı ve kendimi, bütün o karanlık yıllar boyunca, değişik yerlerde, ama en çok da, Ol Brompton Road'daki Troubodour Kahvesi'nin o yarı loş salonunda düşünmek hoşuma gidiyor. O zamanlar daha Bay Jiang ile yeni tanışmış olmalıyım ve bana bunu söylediğinde, henüz bu romanda yer alacağını ne o ne de ben biliyordum."
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat