%20
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789753421034
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
1
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
1995-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Karmakarışık Öyküler Kitabı

0,93TL
0,74TL
%20
Satışta değil
9789753421034
373319
Karmakarışık Öyküler Kitabı
Karmakarışık Öyküler Kitabı
0.74
1923 doğumlu besteci, şair, ressam ve öykücü Ertuğrul Oğuz Fırat'ın 1943-1995 yılları arasında yazdığı "Karmakarışık", "Bir Gün", "Puspuslu Terelelli I", "Puspuslu Terelelli II", "Puspuslu Terelelli III", "Puspuslu Terelelli IV" ve "Kantaşı" öykülerini bir araya getiren Karmakarışık Öyküler Kitabı, Fırat'ın yayımlanan ilk kitabı olma özelliğini taşıyor.
"Duramıyor, sokak penceresinden bakmak için dışarı, aralığa koşuyorsunuz. Gözleriniz yanıyor, boğazınız düğümleniyor. Yoldan birçok geçen oluyor. Hiçbiri sizinle ilişkili insanlar değil. Yol, arada bir boşalıyor. Uzakta bir bahçe duvarının üstünden taşmış dalların sallantısıyla güz yaprakları uçuşuyor yönünüze doğru. Sarı, yeşil, kızılımsı kelebekler... Yelin, şapkalarını, yeldeğirmenlerini, eteklerini, kiminin şemsiyelerini savurmaması için devinerek koşuşturan insanlar görüyorsunuz. Kalbiniz çırpınıyor. Bir kan, bir ateş dalgası...
Yanıldığınızı anlıyorsunuz. Soğuk rüzgârlar esiyor. Hava iyice kapanmış. İlk yağmur damlaları camlara, oradan tüm soğukluğuyla içinize sıçrıyor. Artık, zamanı bir kavram gibi değil, maddesel bir varlık olarak kaskatı, yumulmuş -yürümeyi unutmuş çirkin hayvan- buluyorsunuz..."
  • Açıklama
    • 1923 doğumlu besteci, şair, ressam ve öykücü Ertuğrul Oğuz Fırat'ın 1943-1995 yılları arasında yazdığı "Karmakarışık", "Bir Gün", "Puspuslu Terelelli I", "Puspuslu Terelelli II", "Puspuslu Terelelli III", "Puspuslu Terelelli IV" ve "Kantaşı" öykülerini bir araya getiren Karmakarışık Öyküler Kitabı, Fırat'ın yayımlanan ilk kitabı olma özelliğini taşıyor.
      "Duramıyor, sokak penceresinden bakmak için dışarı, aralığa koşuyorsunuz. Gözleriniz yanıyor, boğazınız düğümleniyor. Yoldan birçok geçen oluyor. Hiçbiri sizinle ilişkili insanlar değil. Yol, arada bir boşalıyor. Uzakta bir bahçe duvarının üstünden taşmış dalların sallantısıyla güz yaprakları uçuşuyor yönünüze doğru. Sarı, yeşil, kızılımsı kelebekler... Yelin, şapkalarını, yeldeğirmenlerini, eteklerini, kiminin şemsiyelerini savurmaması için devinerek koşuşturan insanlar görüyorsunuz. Kalbiniz çırpınıyor. Bir kan, bir ateş dalgası...
      Yanıldığınızı anlıyorsunuz. Soğuk rüzgârlar esiyor. Hava iyice kapanmış. İlk yağmur damlaları camlara, oradan tüm soğukluğuyla içinize sıçrıyor. Artık, zamanı bir kavram gibi değil, maddesel bir varlık olarak kaskatı, yumulmuş -yürümeyi unutmuş çirkin hayvan- buluyorsunuz..."
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat