%35
İş - Yaşam Dengesi,Sosyal Destek ve Sosyo - Demografik Faktörlerin Tük
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052969281
Boyut
21.00x29.00
Sayfa Sayısı
110
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-07
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İş - Yaşam Dengesi, Sosyal Destek ve Sosyo - Demografik Faktörlerin Tükenmişlik Üzerindeki Etkisi

Yayınevi : Cinius Yayınları
33,00TL
21,45TL
%35
Satışta değil
9786052969281
760302
İş - Yaşam Dengesi, Sosyal Destek ve Sosyo - Demografik Faktörlerin Tükenmişlik Üzerindeki Etkisi
İş - Yaşam Dengesi, Sosyal Destek ve Sosyo - Demografik Faktörlerin Tükenmişlik Üzerindeki Etkisi
21.45

İş-yaşam dengesi kavramı, sanayi devrimi döneminin ilk zamanlarına kadar uzanmaktadır. 12 saat civarında olan çalışma süreleri ve aile bireylerinin tamamına yakınının çalışıyor olması, bireylerin ‘yaşamak için çalışmak' yerine ‘çalışmak için yaşamak' durumunda olması, iş-yaşam dengesizliğinin yüksekliğinin derecesi hakkında fikir vermektedir. Günümüze gelindiğinde; çalışanların iş-yaşam dengesi için sekiz saat çalışma, sekiz saat uyku ve sekiz saat dinlenmenin daha makul olduğu ileri sürülebilir. Uyku, beslenme, dinlenme, kişisel bakım, ulaşım, iş güvenliği, önemsenme, takdir edilme, itibar, saygınlık gibi temel yaşamsal koşulları asgari düzeyde dahi karşılanamayıp yaşamı ihmal eden çalışanların iş dışındaki yaşamları da olumsuz etkilenebilmektedir.

İş çevresindeki, örgüt yapılarındaki ve yönetim biçimlerindeki büyük değişimler, işgücüne katılan kadın çalışan sayısının artması ve sosyo-demografik faktörlerin değişmesi, iş ve aile yaşamında bireylerin rollerinin, işlerinin ve bireylerarası ilişkilerin değişmesi olumsuz sonuçlara sebep olmaktadır. Daha küçük ailelerin kurulması, boşanma ve bekâr yaşama oranlarının artması, insanların tükenmişliklerinin artması gibi gelişmeler; iş-yaşam dengesi kurabilmek için aile, arkadaş ve iş çevresinden sosyal destek alma ihtiyacının öneminin artmasını sağlamakta ve güncelliğini korumaktadır.

  • Açıklama
    • İş-yaşam dengesi kavramı, sanayi devrimi döneminin ilk zamanlarına kadar uzanmaktadır. 12 saat civarında olan çalışma süreleri ve aile bireylerinin tamamına yakınının çalışıyor olması, bireylerin ‘yaşamak için çalışmak' yerine ‘çalışmak için yaşamak' durumunda olması, iş-yaşam dengesizliğinin yüksekliğinin derecesi hakkında fikir vermektedir. Günümüze gelindiğinde; çalışanların iş-yaşam dengesi için sekiz saat çalışma, sekiz saat uyku ve sekiz saat dinlenmenin daha makul olduğu ileri sürülebilir. Uyku, beslenme, dinlenme, kişisel bakım, ulaşım, iş güvenliği, önemsenme, takdir edilme, itibar, saygınlık gibi temel yaşamsal koşulları asgari düzeyde dahi karşılanamayıp yaşamı ihmal eden çalışanların iş dışındaki yaşamları da olumsuz etkilenebilmektedir.

      İş çevresindeki, örgüt yapılarındaki ve yönetim biçimlerindeki büyük değişimler, işgücüne katılan kadın çalışan sayısının artması ve sosyo-demografik faktörlerin değişmesi, iş ve aile yaşamında bireylerin rollerinin, işlerinin ve bireylerarası ilişkilerin değişmesi olumsuz sonuçlara sebep olmaktadır. Daha küçük ailelerin kurulması, boşanma ve bekâr yaşama oranlarının artması, insanların tükenmişliklerinin artması gibi gelişmeler; iş-yaşam dengesi kurabilmek için aile, arkadaş ve iş çevresinden sosyal destek alma ihtiyacının öneminin artmasını sağlamakta ve güncelliğini korumaktadır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat