%25
İnsanın Doğası Alfred Adler
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789753881470
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
239
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2004-06
Çeviren
Ayşen Tekşen Kapkın
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Orijinal Adı
Menschenkenntnis, 1927

İnsanın Doğası

Yazar: Alfred Adler
Yayınevi : Payel Yayınları
30,00TL
22,50TL
%25
Satışta değil
9789753881470
678064
İnsanın Doğası
İnsanın Doğası
22.50

1895'te Viyana'da Tıp Fakültesi'ni bitiren Adler 1902'de Freud'un çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu'nun başkanlığına getirildi. Ancak 1908'de Freud'la aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklanması konusunda görüş ayrılıkları belirmeye başladı. Kişilğin gelişmesinede cinsel içgüdüler kadar, saldırganlığın da önemli olduğunu savunan Adler, Freud'un "Oidipus Karmaşası" kavramına vermiş olduğu önemi küçümseyerek, insanın temelde toplumsal bir varlık olduğunu savunmaya başladı. 1911'de, Freud'un çevresinden bütünüyle koptu ve Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu başkanlığndan ayrıldı. Kısa bir süre sonra çevresinde yeni bir grup oluşturarak, "Bireysel Rubilim" adı altında kendi okulunu kurdu. Freud'tan koptuktan sonra Adler de Jung gibi geçmişin değil, geleceğe yönelik amaçların insan kişiliğini biçimlendirdiğini savunmaya başladı. Adler'e göre, her insanın kendince seçtiği ve erişmek için çabaladığı idealleri, onun bugünkü davranışlarını etkiler ve o insana özgü ruhsal süreçlerin oluşmasına yol açar. Adler'e göre, yaşam biçimi çok küçük yaşlarda belirir. Dört, beş yaşlarından sonra yaşanılan her şey, o yaşa kadar edinilmiş kalıplara göre benimsenir. İnsanların davranışları, duyguları, algılamarı ve tutumları çok küçük yaşlarda oluşur ve böylece geleceklerini belirler. İnsanın Doğası'nda Adler, insanın doğumundan sonra kişiliğini oluşturan toplumsal etkileri ele alarak zorba, sofu, itaakâr, kibirli, kıskanç, açgözlü, utangaç, hırslı, kaba vb. kişilik yapılarını incelemektedir.

  • Açıklama
    • 1895'te Viyana'da Tıp Fakültesi'ni bitiren Adler 1902'de Freud'un çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu'nun başkanlığına getirildi. Ancak 1908'de Freud'la aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklanması konusunda görüş ayrılıkları belirmeye başladı. Kişilğin gelişmesinede cinsel içgüdüler kadar, saldırganlığın da önemli olduğunu savunan Adler, Freud'un "Oidipus Karmaşası" kavramına vermiş olduğu önemi küçümseyerek, insanın temelde toplumsal bir varlık olduğunu savunmaya başladı. 1911'de, Freud'un çevresinden bütünüyle koptu ve Viyana Ruhçözümlemesi Kurumu başkanlığndan ayrıldı. Kısa bir süre sonra çevresinde yeni bir grup oluşturarak, "Bireysel Rubilim" adı altında kendi okulunu kurdu. Freud'tan koptuktan sonra Adler de Jung gibi geçmişin değil, geleceğe yönelik amaçların insan kişiliğini biçimlendirdiğini savunmaya başladı. Adler'e göre, her insanın kendince seçtiği ve erişmek için çabaladığı idealleri, onun bugünkü davranışlarını etkiler ve o insana özgü ruhsal süreçlerin oluşmasına yol açar. Adler'e göre, yaşam biçimi çok küçük yaşlarda belirir. Dört, beş yaşlarından sonra yaşanılan her şey, o yaşa kadar edinilmiş kalıplara göre benimsenir. İnsanların davranışları, duyguları, algılamarı ve tutumları çok küçük yaşlarda oluşur ve böylece geleceklerini belirler. İnsanın Doğası'nda Adler, insanın doğumundan sonra kişiliğini oluşturan toplumsal etkileri ele alarak zorba, sofu, itaakâr, kibirli, kıskanç, açgözlü, utangaç, hırslı, kaba vb. kişilik yapılarını incelemektedir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat