%40
İnce Duvarlı Apartman Eren Yüksel
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257458269
Boyut
13.00x19.00
Sayfa Sayısı
128
Baskı
1
Basım Tarihi
2022-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İnce Duvarlı Apartman

Yazar: Eren Yüksel
Yayınevi : Elpis Yayınları
27,00TL
16,20TL
%40
Satışta değil
9786257458269
904175
İnce Duvarlı Apartman
İnce Duvarlı Apartman
16.20

"Hazlar göklerde bir imparatorluksa bizler ufak çimleriz. Fillere ezilmeden, sulak bir yaşantıdır tüm beklentimiz. Ve sanırım basitliğimiz ve güzelliğimiz de buradan gelir…"

“Kasaya aldıklarımı ödemeye gittim. Kasiyer robotik hareketlerle aldıklarımı barkod okuyucudan geçirdi. Ne bir “Merhaba” ne bir “İyi günler”. O an anladım kaybettiğimizin sadece ekonomik bağımsızlığımız olmadığını. İnsanın hamurundan, esasından, özünden de bir şeyler kopup gitmişti. Buna çok bozulmuştum ama o an üstünde durmadım. Belli ki etkisi dört duvar arasında çıkacaktı. Bir de herkes sanki ölümüne yalnızdı bu sıralar. Anne, baba ve çocuk tedavülden kalkmıştı. Varsa yoksa otuzlu yaşlarında ellilerinde gibi gösteren veya zaten ellilerinde olan yılgın insanlar dolmuştu ortalığa. İnsanlığa, Türkiye'de elli yaş standardı gelmişti. Eskiden marketten mahalleme doğru yürürken her bir adımımda fark ettiğim hayhuydan eser yoktu. En çok da bu hareketsizlik, bu bekleyiş, insanların bu ölmeden sahip olduğu ölüm sessizlikleri canımı sıkıyordu. Ve tüm gücümle mahalleyi inletircesine nara attım: “Alesta tramola! Alesta tramola! Alesta tramola!” Arkamdan bir ses:

- O Kaptan Cousteau hoş geldin. At bir şarap parası da yelkenim rüzgâr dolsun."

  • Açıklama
    • "Hazlar göklerde bir imparatorluksa bizler ufak çimleriz. Fillere ezilmeden, sulak bir yaşantıdır tüm beklentimiz. Ve sanırım basitliğimiz ve güzelliğimiz de buradan gelir…"

      “Kasaya aldıklarımı ödemeye gittim. Kasiyer robotik hareketlerle aldıklarımı barkod okuyucudan geçirdi. Ne bir “Merhaba” ne bir “İyi günler”. O an anladım kaybettiğimizin sadece ekonomik bağımsızlığımız olmadığını. İnsanın hamurundan, esasından, özünden de bir şeyler kopup gitmişti. Buna çok bozulmuştum ama o an üstünde durmadım. Belli ki etkisi dört duvar arasında çıkacaktı. Bir de herkes sanki ölümüne yalnızdı bu sıralar. Anne, baba ve çocuk tedavülden kalkmıştı. Varsa yoksa otuzlu yaşlarında ellilerinde gibi gösteren veya zaten ellilerinde olan yılgın insanlar dolmuştu ortalığa. İnsanlığa, Türkiye'de elli yaş standardı gelmişti. Eskiden marketten mahalleme doğru yürürken her bir adımımda fark ettiğim hayhuydan eser yoktu. En çok da bu hareketsizlik, bu bekleyiş, insanların bu ölmeden sahip olduğu ölüm sessizlikleri canımı sıkıyordu. Ve tüm gücümle mahalleyi inletircesine nara attım: “Alesta tramola! Alesta tramola! Alesta tramola!” Arkamdan bir ses:

      - O Kaptan Cousteau hoş geldin. At bir şarap parası da yelkenim rüzgâr dolsun."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat