%25
Hevenk Kayıp İstanbul %20 indirimli Sevinç Çokum
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055147501
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
196
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Hevenk: Kayıp İstanbul

Yayınevi : Kapı Yayınları
29,00TL
21,75TL
%25
Satışta değil
9786055147501
636062
Hevenk: Kayıp İstanbul
Hevenk: Kayıp İstanbul
21.75

Sevinç Çokum'un, kitaplaşmadan önce yer aldığı dergilerde büyük ilgi gören eski fotoğraflara dair öyküleri Hevenk – Kayıp İstanbul'da bir araya geliyor.

Çokum'un yer yer öyküleşen anlatısı, aynı zamanda kaynağını yazarın çocukluk yıllarının anı ve gözleme dayalı birikimlerinden alan bir belge niteliği taşıyor. Çokum, geçmişteki tahkiye ustalarının günümüzde yaşayan kuşağının temsilcisi olarak, eserine yaşadığı ve tanıdığı semtlerin, özellikle belli bir dönemin Beşiktaş'ının çizgilerini yansıtıyor. Şiirli bir anlatımla kayıp insanların ve kayıp değerlerin masalsı ve renkli dünyasını adeta bir çiçek veya meyve hevengine dönüştürüyor.

“Bazı akşamlar Firuzağa'dan Fındıklı'ya yürüye yürüye inip Kabataş'ta adalara su götüren yarı uykulu bir teknenin durup durduğu iskeleden istavrit avlayışımız, sonra gece on ikide eve dönüp bunları kızartışımız da yazılmağa değer. Çünkü iskele lambasının sudaki aydınlığına tav olan istavritlerin oltaya gelişiyle duyulan sürur başka bir şeydi. Fakat bendeki hayvan sevgisinin giderek yoğunlaşmasından dolayı şimdi aynı keyifle bir kova değil, bir tek balık tutabileceğimi sanmıyorum.”

  • Açıklama
    • Sevinç Çokum'un, kitaplaşmadan önce yer aldığı dergilerde büyük ilgi gören eski fotoğraflara dair öyküleri Hevenk – Kayıp İstanbul'da bir araya geliyor.

      Çokum'un yer yer öyküleşen anlatısı, aynı zamanda kaynağını yazarın çocukluk yıllarının anı ve gözleme dayalı birikimlerinden alan bir belge niteliği taşıyor. Çokum, geçmişteki tahkiye ustalarının günümüzde yaşayan kuşağının temsilcisi olarak, eserine yaşadığı ve tanıdığı semtlerin, özellikle belli bir dönemin Beşiktaş'ının çizgilerini yansıtıyor. Şiirli bir anlatımla kayıp insanların ve kayıp değerlerin masalsı ve renkli dünyasını adeta bir çiçek veya meyve hevengine dönüştürüyor.

      “Bazı akşamlar Firuzağa'dan Fındıklı'ya yürüye yürüye inip Kabataş'ta adalara su götüren yarı uykulu bir teknenin durup durduğu iskeleden istavrit avlayışımız, sonra gece on ikide eve dönüp bunları kızartışımız da yazılmağa değer. Çünkü iskele lambasının sudaki aydınlığına tav olan istavritlerin oltaya gelişiyle duyulan sürur başka bir şeydi. Fakat bendeki hayvan sevgisinin giderek yoğunlaşmasından dolayı şimdi aynı keyifle bir kova değil, bir tek balık tutabileceğimi sanmıyorum.”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat