%25
Gülten Dayıoğu Gençlik Seti (3 Kitap) Gülten Dayıoğlu
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789752122581
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
1005
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Gülten Dayıoğu Gençlik Seti (3 Kitap)

Yayınevi : Altın Kitaplar
79,00TL
59,25TL
%25
Satışta değil
9789752122581
783602
Gülten Dayıoğu Gençlik Seti (3 Kitap)
Gülten Dayıoğu Gençlik Seti (3 Kitap)
59.25

Setin İçindeki Kitaplar;

Alacakaranlık Kuşları
Onlar, Nuh Tufanı'ndan çok önce, dünyamızda yaşamaya başlamışlardı. Onlar, kendileri istemedikçe, insanlara görünmezlerdi. Onlar, varlıklarında taşıdıkları Gizli Güç'le dönüşümü başarmışlardı. Başta insan olmak üzere, her türden canlının görünümüne bürünebilir, aramıza katılıp İnsan üstü eylemlerde bulunabilirlerdi. Efsanelere geçen bu kutsal kuşların adı, Akilopanta'ydı.

Bir gün, Hakkari'de ışık topları halinde, insan içine indiler. Sonra bir solukluk sürede görkemli kuşlara Dönüşerek, gökyüzünün derinliklerine daldılar. Bu göz kamaştırıcı olayı, gizemli bir uyarı olarak değerlendiren, Genç Bilimciler; Akilopanta'ların peşine düşme tutkusuna kapıldılar. Hedefleri, kuşlardaki gizil gücün niteliğini ve kaynağını keşfedip insanların yararına sunmaktı.

Tüm dünyada, Doğaüstü olaylarla, şaşırtıcı serüvenler yaşayarak, Akilopanta'ların izini sürmeye giriştiler. Bu süreçte, Akilopanta'ların da türlü görünümlere bürünerek, kendilerini izleyip gözlemekte olduğunu bilmiyorlardı. Ve bir gün...

Sekizinci Renk
Ela, sıradan öğüt ve eleştirilere uyarak yaşama yumuşak iniş yapmak istemiyordu. Hayatı deneyerek, kalıplaşmış kuralları aşan özgür ve sıradışı bir kimlik edinmeyi amaçlıyordu. O, çok renkli düşler kuruyordu. Örneğin; gökkuşağının sadece yedi renk olduğuna inanmıyordu. İnsanoğlunun gözlerini bürüyen bağnazlık perdesi yırtıldığında, yepyeni renklerin ortaya çıkacağına yürekten inanıyordu.

Ortaokul ve lise yıllarında, bu amaç ve inançlar doğrultusunda yanlış ya da doğru, acıklı veya gülünç pek çok serüvene atıldı. Ailesi ve arkadaşlarıyla sürtüşmelere girdi. Acı, korku, kaygı ve düşkırıklığıyla birlikte sevincin, coşkunun, aşkın ve mutluluğun doruklarında yaşadı.

Yoksa Sen Misin?
Bürküt 15. yüzyılda Orta Asya'da yaşayan bir Türkmen kızı. Doğuştan Şamanlık yeteneğine sahip. Kutsal Vooo Bataklığı'nda boğulmak üzereyken çamurdaki Anaşidalar ona uzaylı-insan niteliği kazandırırlar. Çünkü kendisine göksel güçler tarafından, insan soyunun yok olmaması konusunda önemli bir görev verilmiştir. Bengü ise 21. yüzyılda İstanbul'da yaşamaktadır. Kayak kazasında çığ altında kalır. Ruhu varlığından kıvılcım gibi sıçrayıp çıkar. Paralel evrenlerdeki geçmiş zaman katmanlarına savrulur. Orada Bürküt'e sığınıp onunla bütünleşir. Bürküt, ruh eşiyle birlikte Asya'da on yıl süreyle destansı serüvenler yaşar. Sonunda Oğuz Kağan'ın Çin'de yaptırmış olduğu efsanevi Beyaz Piramitler'e ulaşır. İnanışa göre piramitlerde, tüm dünyada barışı sağlayacak gizemli bir güç saklıdır. 2001 yılbaşı gecesinde, dünyayı şaşırtan bir olay yaşanır. On yıl önce yarı ölü hâlde, bitkisel hayata tutsak olan on beş yaşındaki Bengü birdenbire canlanır. Çünkü ruhu, Bürküt'ten ayrılıp kendisine geri dönmüştür. Amaaa!

  • Açıklama
    • Setin İçindeki Kitaplar;

      Alacakaranlık Kuşları
      Onlar, Nuh Tufanı'ndan çok önce, dünyamızda yaşamaya başlamışlardı. Onlar, kendileri istemedikçe, insanlara görünmezlerdi. Onlar, varlıklarında taşıdıkları Gizli Güç'le dönüşümü başarmışlardı. Başta insan olmak üzere, her türden canlının görünümüne bürünebilir, aramıza katılıp İnsan üstü eylemlerde bulunabilirlerdi. Efsanelere geçen bu kutsal kuşların adı, Akilopanta'ydı.

      Bir gün, Hakkari'de ışık topları halinde, insan içine indiler. Sonra bir solukluk sürede görkemli kuşlara Dönüşerek, gökyüzünün derinliklerine daldılar. Bu göz kamaştırıcı olayı, gizemli bir uyarı olarak değerlendiren, Genç Bilimciler; Akilopanta'ların peşine düşme tutkusuna kapıldılar. Hedefleri, kuşlardaki gizil gücün niteliğini ve kaynağını keşfedip insanların yararına sunmaktı.

      Tüm dünyada, Doğaüstü olaylarla, şaşırtıcı serüvenler yaşayarak, Akilopanta'ların izini sürmeye giriştiler. Bu süreçte, Akilopanta'ların da türlü görünümlere bürünerek, kendilerini izleyip gözlemekte olduğunu bilmiyorlardı. Ve bir gün...

      Sekizinci Renk
      Ela, sıradan öğüt ve eleştirilere uyarak yaşama yumuşak iniş yapmak istemiyordu. Hayatı deneyerek, kalıplaşmış kuralları aşan özgür ve sıradışı bir kimlik edinmeyi amaçlıyordu. O, çok renkli düşler kuruyordu. Örneğin; gökkuşağının sadece yedi renk olduğuna inanmıyordu. İnsanoğlunun gözlerini bürüyen bağnazlık perdesi yırtıldığında, yepyeni renklerin ortaya çıkacağına yürekten inanıyordu.

      Ortaokul ve lise yıllarında, bu amaç ve inançlar doğrultusunda yanlış ya da doğru, acıklı veya gülünç pek çok serüvene atıldı. Ailesi ve arkadaşlarıyla sürtüşmelere girdi. Acı, korku, kaygı ve düşkırıklığıyla birlikte sevincin, coşkunun, aşkın ve mutluluğun doruklarında yaşadı.

      Yoksa Sen Misin?
      Bürküt 15. yüzyılda Orta Asya'da yaşayan bir Türkmen kızı. Doğuştan Şamanlık yeteneğine sahip. Kutsal Vooo Bataklığı'nda boğulmak üzereyken çamurdaki Anaşidalar ona uzaylı-insan niteliği kazandırırlar. Çünkü kendisine göksel güçler tarafından, insan soyunun yok olmaması konusunda önemli bir görev verilmiştir. Bengü ise 21. yüzyılda İstanbul'da yaşamaktadır. Kayak kazasında çığ altında kalır. Ruhu varlığından kıvılcım gibi sıçrayıp çıkar. Paralel evrenlerdeki geçmiş zaman katmanlarına savrulur. Orada Bürküt'e sığınıp onunla bütünleşir. Bürküt, ruh eşiyle birlikte Asya'da on yıl süreyle destansı serüvenler yaşar. Sonunda Oğuz Kağan'ın Çin'de yaptırmış olduğu efsanevi Beyaz Piramitler'e ulaşır. İnanışa göre piramitlerde, tüm dünyada barışı sağlayacak gizemli bir güç saklıdır. 2001 yılbaşı gecesinde, dünyayı şaşırtan bir olay yaşanır. On yıl önce yarı ölü hâlde, bitkisel hayata tutsak olan on beş yaşındaki Bengü birdenbire canlanır. Çünkü ruhu, Bürküt'ten ayrılıp kendisine geri dönmüştür. Amaaa!

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat