%35
Güç ve Diplomasi Musa Gümüş
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059506465
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
426
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2018
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Güç ve DiplomasiMısır Meselesi ve Sultan 2. Abdülhamid

Yazar: Musa Gümüş
Yayınevi : Kitabevi Yayınları
50,00TL
32,50TL
%35
Satışta değil
9786059506465
743348
Güç ve Diplomasi
Güç ve Diplomasi Mısır Meselesi ve Sultan 2. Abdülhamid
32.50

Mısır'ın, "ecza-i mütemmime-i memalik-i şahaneden" olması dolayısıyla, Osmanlı Devleti'nin bir toprağı, ahalisinin hemen tamamının Müslüman bulunması sebebiyle de "hilafet-i kübraya revabıtı" bulunmaktadır.

Sultan II. Abdülhamid, taşıdığı halifelik sıfatıyla, dünyadaki bütün Müslümanların lideri konumundadır. Bütün Müslümanlar onun kişiliğinde aynı sancağa bağlıdırlar. O, Osmanlı sınırlarında yaşan Müslümanların ise hem halifesi hem de hükümdarı, yani hem dini, hem de dünyevi lideridir. Bu, Sultan II. Abdülhamid için çnemli bir sorumluluk alanıdır. Mısır Meselesi'nin kendi dönemine tekabül eden kesitinde bu iki önemli gerçek Sultan II. Abdülhamid'in yaklaşımlarını oldukça etkilemiştir. Sultan II. Abdülhamid'i, Mısır Meselesi üzerindeki politikaları ve yaklaşımları etrafında değerlendirdiğimizde ise ortaya birkaç psikolojik ayrıntı çıkacaktır. Çünkü Mısır politikalarını etkilemiş, zaman zaman da onun Babıali ile anlaşmazlıklar yaşamasına ve sorunların daha da büyümesi nedeniyle de ortaya çıkan fırsatların değerlendirelememesine neden olmuştur. Bununla birlikte, Mısır Meselesi, Sultan II. Abdülhamid'e devletin gücü ve etkinliğinin sınırlarını anlama fırsatı verdiğinden, denge politikalarına başvurmanın gerektiğini de göstermiştir. Bu, denge politikalarının ön plana alınması ile diplomasi ve müzakere usulünün benimsenmesi, savaş ve silaha dayalı çözüm girişimlerinden uzak durulması şeklinde tezahür etmiştir. Zaten onun korku, endişe, beklenti, üzüntü, çaresizlik ve yalnızlık gibi duygu karmaşlarına girmesi, devletin içinde bulunduğu güç/güçsüzlük hali ile yakından ilişkiliydi ve dönemin büyük devletlerinin Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği yayılmacı ve düşmanca tavırları bunu beslemiştir.

  • Açıklama
    • Mısır'ın, "ecza-i mütemmime-i memalik-i şahaneden" olması dolayısıyla, Osmanlı Devleti'nin bir toprağı, ahalisinin hemen tamamının Müslüman bulunması sebebiyle de "hilafet-i kübraya revabıtı" bulunmaktadır.

      Sultan II. Abdülhamid, taşıdığı halifelik sıfatıyla, dünyadaki bütün Müslümanların lideri konumundadır. Bütün Müslümanlar onun kişiliğinde aynı sancağa bağlıdırlar. O, Osmanlı sınırlarında yaşan Müslümanların ise hem halifesi hem de hükümdarı, yani hem dini, hem de dünyevi lideridir. Bu, Sultan II. Abdülhamid için çnemli bir sorumluluk alanıdır. Mısır Meselesi'nin kendi dönemine tekabül eden kesitinde bu iki önemli gerçek Sultan II. Abdülhamid'in yaklaşımlarını oldukça etkilemiştir. Sultan II. Abdülhamid'i, Mısır Meselesi üzerindeki politikaları ve yaklaşımları etrafında değerlendirdiğimizde ise ortaya birkaç psikolojik ayrıntı çıkacaktır. Çünkü Mısır politikalarını etkilemiş, zaman zaman da onun Babıali ile anlaşmazlıklar yaşamasına ve sorunların daha da büyümesi nedeniyle de ortaya çıkan fırsatların değerlendirelememesine neden olmuştur. Bununla birlikte, Mısır Meselesi, Sultan II. Abdülhamid'e devletin gücü ve etkinliğinin sınırlarını anlama fırsatı verdiğinden, denge politikalarına başvurmanın gerektiğini de göstermiştir. Bu, denge politikalarının ön plana alınması ile diplomasi ve müzakere usulünün benimsenmesi, savaş ve silaha dayalı çözüm girişimlerinden uzak durulması şeklinde tezahür etmiştir. Zaten onun korku, endişe, beklenti, üzüntü, çaresizlik ve yalnızlık gibi duygu karmaşlarına girmesi, devletin içinde bulunduğu güç/güçsüzlük hali ile yakından ilişkiliydi ve dönemin büyük devletlerinin Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği yayılmacı ve düşmanca tavırları bunu beslemiştir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat