%17
Göç Yollarında - Altmışıncı Yılında Türk Alman Edebiyatı ve Kültürü Hi
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257686839
Boyut
14.00x21.00
Sayfa Sayısı
293
Basım Yeri
Çanakkale
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-06
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe

Göç Yollarında - Altmışıncı Yılında Türk Alman Edebiyatı ve Kültürü

65,00TL
53,95TL
%17
Satışta değil
9786257686839
882224
Göç Yollarında - Altmışıncı Yılında Türk Alman Edebiyatı ve Kültürü
Göç Yollarında - Altmışıncı Yılında Türk Alman Edebiyatı ve Kültürü
53.95

Almanya treni Haydarpaşa Garından kalkalı tam 60 yıl oldu. 60 yıllık bu göç serüveni, göçenler ve ardında kalanlar için bir kaderin başlangıcı. O gün Almanya'ya çalışmak için gidenler, en kısa sürede vatanlarına geri dönmek için çıktılar yola. Misafirlik ev sahipliğine dönüşür, misafir işçiler ailelerini de yanlarına alırken Almanya artık, misafir işçiliğin değil, gelecek nesillerin vatanı oldu.
İbni Haldun, coğrafya kaderdir der, oysa insan yaşadıkça göçün ve ayrılığın bir kader olduğunu anlar. Göç, kalanlar için de, gidenler için de bir kaderdir. Anadolu coğrafyası, göçün kader olduğu bir coğrafya. Anadolu'nun hangi köşesine gitsek, Almanya'da yakını olan birileri çıkar karşımıza. Göç Anadolu insanının yazgısıdır. Göç edenlerin umudu hep vatana dönmektir. Şairin dediği gibi, “ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar, kavuşmak neden olmaz, mademki ayrılık var”.
Hangi nedenle olursa olsun göç, ayrılık ve acıları beraberinde getirir. Gönüllü göçen de, zorunlu göçen de, ardında sevdiklerini bırakarak çıkar bu yola. Edebiyatın en anlamlı konularından birisidir göç. Özellikle şiirlerin en yoğun temalarından birisidir göç. Ayrılık, göçün bir diğer adıdır. Göç gecelerini anlatan nice güzel şiirler vardır. Fuzuli, “ayrılık gecesi yanar gönlüm, kan döker göz pınarlarım” derken, Karacaoğlan ayrılığı ölümle eş tutar ve “Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm” der. Nazım Hikmet vatan hasretini, “memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak” sözleriyle yüreklere kazırken, Necip Fazıl, göçü hayatla eş tutarak, “bir ömür sürüyoruz nereye varsak hicret” mısrasıyla dile getirir.

  • Açıklama
    • Almanya treni Haydarpaşa Garından kalkalı tam 60 yıl oldu. 60 yıllık bu göç serüveni, göçenler ve ardında kalanlar için bir kaderin başlangıcı. O gün Almanya'ya çalışmak için gidenler, en kısa sürede vatanlarına geri dönmek için çıktılar yola. Misafirlik ev sahipliğine dönüşür, misafir işçiler ailelerini de yanlarına alırken Almanya artık, misafir işçiliğin değil, gelecek nesillerin vatanı oldu.
      İbni Haldun, coğrafya kaderdir der, oysa insan yaşadıkça göçün ve ayrılığın bir kader olduğunu anlar. Göç, kalanlar için de, gidenler için de bir kaderdir. Anadolu coğrafyası, göçün kader olduğu bir coğrafya. Anadolu'nun hangi köşesine gitsek, Almanya'da yakını olan birileri çıkar karşımıza. Göç Anadolu insanının yazgısıdır. Göç edenlerin umudu hep vatana dönmektir. Şairin dediği gibi, “ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar, kavuşmak neden olmaz, mademki ayrılık var”.
      Hangi nedenle olursa olsun göç, ayrılık ve acıları beraberinde getirir. Gönüllü göçen de, zorunlu göçen de, ardında sevdiklerini bırakarak çıkar bu yola. Edebiyatın en anlamlı konularından birisidir göç. Özellikle şiirlerin en yoğun temalarından birisidir göç. Ayrılık, göçün bir diğer adıdır. Göç gecelerini anlatan nice güzel şiirler vardır. Fuzuli, “ayrılık gecesi yanar gönlüm, kan döker göz pınarlarım” derken, Karacaoğlan ayrılığı ölümle eş tutar ve “Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm” der. Nazım Hikmet vatan hasretini, “memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak” sözleriyle yüreklere kazırken, Necip Fazıl, göçü hayatla eş tutarak, “bir ömür sürüyoruz nereye varsak hicret” mısrasıyla dile getirir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat