%40
Gerçeğin Doğuşu: Karanlık Adelina Gençoğlu
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786258449181
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
186
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-12
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Gerçeğin Doğuşu: Karanlık

45,00TL
27,00TL
%40
Satışta değil
9786258449181
895230
Gerçeğin Doğuşu: Karanlık
Gerçeğin Doğuşu: Karanlık
27.00

Bu düşünceler içinde zihnimin dalgalarına kapılıp giderken duvarlar bükülmeye ve esnemeye, labirent sallanmaya ve ayaklarımın altında kaymaya başladı. Sonra gözlerimde her şey bulanık bir hal aldı, nefesim, nefesim yetmiyordu sanki içime. Öldürecek kadar değil ama bilincimi uyuşturacak kadar azalıyordu içerideki hava. Başım dönerken bir genişleyip bir daralan duvarlara tutunmaya, sallanan zeminde ayaklarımı yere sağlam basmaya, bir açılıp bir kapanan labirentin çıkmaza dönüşen sokaklarında yürümeye çalışırken tam bir merdiven gördüm ve merdivene doğru bir adım attım ki...

Gerçeğe çok yaklaştım
Buz tutmuştu ruhum ciğerlerimde
Anlatamam nasıl yaşadım…
Ama bana ait olan her şey bana geri döner,
Değil mi?
İllüzyonlara kapıldık, çok dolaştık yalan mağaralarında.
Uyandım kaderin ağlarına, dokunulmaz sandığım yalanlara
Sonra zamanı geldi ve nihayet bileklerimi kendime sakladım.
Kanım kendi içimde dönmeye başladı
Sonsuzluk yemini ederken
Kimin kim olduğunu da yeni anladım.

Bazen kendine kavuşmak için
Sevdiklerinden ayrışmak gerekir.
Her şey bir basamaktır sadece,
Daha fazlası değil.

Merdivende epey yükseğe tırmandım
Ama mümkün değil,
Attığım her adım, yeni bir basamak yarattı zeminde
Yükseldikçe yükseldi merdiven…
Durdum biraz, nasılsa sonsuz zamanım var
Ne kadar yükseldiğim de değil,
Attığım adımların
Ve bulunduğum noktanın bütünüyle farkında olmaktı önemli olan.
Durdum biraz, manzarayı izledim

Dolunayın etrafında bir kelebek uçuyordu
Ruhu inciden, kanatları demirden
Bırak senin ellerini,
O bile kendini incitse
İncitemez artık…
Kelebeğin yalanları dansına dolaşır…

  • Açıklama
    • Bu düşünceler içinde zihnimin dalgalarına kapılıp giderken duvarlar bükülmeye ve esnemeye, labirent sallanmaya ve ayaklarımın altında kaymaya başladı. Sonra gözlerimde her şey bulanık bir hal aldı, nefesim, nefesim yetmiyordu sanki içime. Öldürecek kadar değil ama bilincimi uyuşturacak kadar azalıyordu içerideki hava. Başım dönerken bir genişleyip bir daralan duvarlara tutunmaya, sallanan zeminde ayaklarımı yere sağlam basmaya, bir açılıp bir kapanan labirentin çıkmaza dönüşen sokaklarında yürümeye çalışırken tam bir merdiven gördüm ve merdivene doğru bir adım attım ki...

      Gerçeğe çok yaklaştım
      Buz tutmuştu ruhum ciğerlerimde
      Anlatamam nasıl yaşadım…
      Ama bana ait olan her şey bana geri döner,
      Değil mi?
      İllüzyonlara kapıldık, çok dolaştık yalan mağaralarında.
      Uyandım kaderin ağlarına, dokunulmaz sandığım yalanlara
      Sonra zamanı geldi ve nihayet bileklerimi kendime sakladım.
      Kanım kendi içimde dönmeye başladı
      Sonsuzluk yemini ederken
      Kimin kim olduğunu da yeni anladım.

      Bazen kendine kavuşmak için
      Sevdiklerinden ayrışmak gerekir.
      Her şey bir basamaktır sadece,
      Daha fazlası değil.

      Merdivende epey yükseğe tırmandım
      Ama mümkün değil,
      Attığım her adım, yeni bir basamak yarattı zeminde
      Yükseldikçe yükseldi merdiven…
      Durdum biraz, nasılsa sonsuz zamanım var
      Ne kadar yükseldiğim de değil,
      Attığım adımların
      Ve bulunduğum noktanın bütünüyle farkında olmaktı önemli olan.
      Durdum biraz, manzarayı izledim

      Dolunayın etrafında bir kelebek uçuyordu
      Ruhu inciden, kanatları demirden
      Bırak senin ellerini,
      O bile kendini incitse
      İncitemez artık…
      Kelebeğin yalanları dansına dolaşır…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat