%30
Geç Betik Gültekin Köktürk Suvarlı
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786057434203
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
308
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-07
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Geç Betik27 Mayıs'tan 12 Eylül'e Anımsamalar

35,00TL
24,50TL
%30
Satışta değil
9786057434203
883929
Geç Betik
Geç Betik 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e Anımsamalar
24.50

Anımsamalar
1970'li yılların başında, yeni bir dünya kurma heyecanıyla kavgaya girmiş̧ bir grup genç̧, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Savcılığı tarafından, tümü̈ emir komuta zincirine bağlı rütbeli askerlerden oluşan bir mahkemenin huzuruna çıkarıldılar. Bütün ülkede, bütün büyük kentler komutanların kurduğu mahkemelerde, işkencelerden geçmiş̧ yüzlerce devrimci genç̧, aydın, sendikacı yargılanıyor, hızla mahkûm ediliyor, zindanlara tıkılıyordu. İzmir'de bu kıyım merkezlerinden biriydi. Emirnamelerle kasaplara et fiyatı dayatan, “sayın muhbir vatandaş̧” terimini tarihe armağan eden sıkıyönetim komutanlığının savcılığı “harıl harıl” çalışıyordu.

O sırada, bu hak ve hukuk öğüten dehşet mekanizmasının karşısında, ilk izlenimde her haliyle güven veren, bilgisi, cesareti ve çalışkanlığıyla olduğu kadar yakışıklılığıyla da dikkat çeken bir avukat, Gültekin Köktürk Suvarlı vardı. Savcılığın bürokratik labirentlerinden, cezaevlerinin her kapısı ayrı engel ve eziyetle sımsıkı kapatılmış̧ kapılarına kadar koşturuyor, bir dosyadan diğerine, bir duruşmadan ötekine geçiyordu. Davasını yüklendiği insanların sorunları yalnızca mahkeme duvarlarıyla sınırlı değildi. Cezaevlerinde sağlık sorunları, yakınlarıyla görüşmeleri, kitaptan giysiye kişisel ihtiyaçları, uzak kentlerden gelen ziyaretçilerin sorunları da Gültekin Köktürk Suvarlı'nın ajandasında kayıtlıydı.

  • Açıklama
    • Anımsamalar
      1970'li yılların başında, yeni bir dünya kurma heyecanıyla kavgaya girmiş̧ bir grup genç̧, İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Savcılığı tarafından, tümü̈ emir komuta zincirine bağlı rütbeli askerlerden oluşan bir mahkemenin huzuruna çıkarıldılar. Bütün ülkede, bütün büyük kentler komutanların kurduğu mahkemelerde, işkencelerden geçmiş̧ yüzlerce devrimci genç̧, aydın, sendikacı yargılanıyor, hızla mahkûm ediliyor, zindanlara tıkılıyordu. İzmir'de bu kıyım merkezlerinden biriydi. Emirnamelerle kasaplara et fiyatı dayatan, “sayın muhbir vatandaş̧” terimini tarihe armağan eden sıkıyönetim komutanlığının savcılığı “harıl harıl” çalışıyordu.

      O sırada, bu hak ve hukuk öğüten dehşet mekanizmasının karşısında, ilk izlenimde her haliyle güven veren, bilgisi, cesareti ve çalışkanlığıyla olduğu kadar yakışıklılığıyla da dikkat çeken bir avukat, Gültekin Köktürk Suvarlı vardı. Savcılığın bürokratik labirentlerinden, cezaevlerinin her kapısı ayrı engel ve eziyetle sımsıkı kapatılmış̧ kapılarına kadar koşturuyor, bir dosyadan diğerine, bir duruşmadan ötekine geçiyordu. Davasını yüklendiği insanların sorunları yalnızca mahkeme duvarlarıyla sınırlı değildi. Cezaevlerinde sağlık sorunları, yakınlarıyla görüşmeleri, kitaptan giysiye kişisel ihtiyaçları, uzak kentlerden gelen ziyaretçilerin sorunları da Gültekin Köktürk Suvarlı'nın ajandasında kayıtlıydı.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat