%40
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054942060
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
288
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2014-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Eylül

Yazar: Mehmet Rauf
Yayınevi : Gece Kitaplığı
25,65TL
15,39TL
%40
Satışta değil
9786054942060
545248
Eylül
Eylül
15.39

Salondan,bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu. Süreyya, canı sıkılanlara özgü bir tahammülsüzlükle: “Çılgın kız!” diye söylendi.Balkona açılan büyük kapıdan parmaklığa dayanmış dışarıya bakan karısı dönüp: “Bu gecehava ne güzel!” dedi. Bu Nisan gününün akşama doğru başlayan yağmuru yarım saat sonra dinmişti; yaş bir yeşilliğin üstünde şimdi altınlı incileriyle lâcivert gökyüzü titriyor; toprağın, ağaçların ıslak soluğu her şeyin içine işliyordu. Genç kadın pencerenin kenarına dayanarak bir iki uzun nefes aldı, her nefes aldıkça hayatı artıyormuş gibi göğüs geçiriyordu. Sonra, hâlâ sigarasının dumanlarına bulanmış, kıştan kurtulamayan bir tepe gibi karanlık ve gamlı duran Süreyya'ya doğru gelerek kolundan tuttu, kaldırmak istedi: “Hava bu kadar güzelken burada somurtup oturmak, gezip eğlenenlere haksız yere kızmak sanki daha mı iyi? Haydi, biz de çıkalım... “ Süreyya'nınbu gececanı sıkılıyordu: “Adam, bırak!” dedi. Babasına karşı bir şey yapamamasının intikamını almak isteyerek hırsını başkalarından çıkarıyor, buradaki hayatın aleyhinde bulunmak için her şey kendisine bir sebep oluyordu.



  • Açıklama
    • Salondan,bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu. Süreyya, canı sıkılanlara özgü bir tahammülsüzlükle: “Çılgın kız!” diye söylendi.Balkona açılan büyük kapıdan parmaklığa dayanmış dışarıya bakan karısı dönüp: “Bu gecehava ne güzel!” dedi. Bu Nisan gününün akşama doğru başlayan yağmuru yarım saat sonra dinmişti; yaş bir yeşilliğin üstünde şimdi altınlı incileriyle lâcivert gökyüzü titriyor; toprağın, ağaçların ıslak soluğu her şeyin içine işliyordu. Genç kadın pencerenin kenarına dayanarak bir iki uzun nefes aldı, her nefes aldıkça hayatı artıyormuş gibi göğüs geçiriyordu. Sonra, hâlâ sigarasının dumanlarına bulanmış, kıştan kurtulamayan bir tepe gibi karanlık ve gamlı duran Süreyya'ya doğru gelerek kolundan tuttu, kaldırmak istedi: “Hava bu kadar güzelken burada somurtup oturmak, gezip eğlenenlere haksız yere kızmak sanki daha mı iyi? Haydi, biz de çıkalım... “ Süreyya'nınbu gececanı sıkılıyordu: “Adam, bırak!” dedi. Babasına karşı bir şey yapamamasının intikamını almak isteyerek hırsını başkalarından çıkarıyor, buradaki hayatın aleyhinde bulunmak için her şey kendisine bir sebep oluyordu.



  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat