Esrarengiz Dualar ve Gizli İlimler Abdullah Eymen
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3005329100049
Boyut
135-195
Sayfa Sayısı
384
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-04
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Esrarengiz Dualar ve Gizli İlimler

24,84TL
Satışta değil
3005329100049
636146
Esrarengiz Dualar ve Gizli İlimler
Esrarengiz Dualar ve Gizli İlimler
24.84
Dua kelime olarak, çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek manalarına gelir. Dinimizde ise dua, Allah'ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve tazim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini ifade eder. Dua, sınırlı ve aciz olan insanoğlunun; sınırsız ve sonsuz kudret sahibi allah ile kurduğu diyalog ve köprüdür. Bu sebeple insan tarihin hiçbir döneminde duadan uzak kalmamıştır. Dua aynı zamanda zikirdir, ibadettir, peygamber Efendimiz (s.a.v): "Dua ibadetin özüdür" buyurmuştur. Başımız darda iken duaya sarıldığımız gibi nimete kavuşunca, sağlık ve rahat hallerimizde de ibadet ve duaya sarılmamız, Rabbimizi hep hatırda tutmamız kulluğumuzun gereğidir. Bunun içindir ki Kur'an'da: "Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?" buyrulmaktadır. Yine birçok ayette canlı cansız bütün varlıkların Allah'ı teşbih ettiği bildirilmiştir. İnsandaki dini temayül ve Allah'a yöneliş de fıtridir yani yaradılışında vardır. İnsanla Allah arasında ki mesafe ve duanın kabulü Resulullah (sav)'e sorulduğunda Bakara suresi 186. ayet inmiştir. Ayette Rabbimiz: "Ben yakınım, biri benden bir şey istediğinde onun duasına karşılık veririm" buyurmuştur. Efendimiz (sav) de: "Dua edene istediği şey ya bu dünyada hemen verilir veya ahirete bırakılır yahut ta üzerinden istediği iyilik kadar bir kötülük giderilir buyurmuşlardır. Yine duaya devam edilmesini tavsiye ederek, Allah'ı güzel isimleriyle anan, dua ve tevbe eden kimsenin günahlarının deniz köpükleri kadar çok olsa bile affedileceğini bildirmişlerdir." Dua ederken mümkün mertebe kıbleye yönelmek, elleri semaya kaldırmak, tabii bir şekilde durmak duanın adabındandır. Oruçlu iken, farz namazlardan sonra, mübarek gün ve gecelerde, seher vakitlerinde dua etmenin fazileti büyüktür. Peygamber Efendimiz (sav) dua ederken bazen ellerini koltuk altları gözükecek kadar yukarı kaldırır, hamd ve teşbih sözlerini sayılara takılmadan "yaratıklar adedince, arşın ağırlığınca" gibi ifadelerle yapar, duadan önce Allah'a hamd ve Resulüne salat-ü selam getirmeyi tavsiye ederdi. Dua yaparken anne, baba, akraba, arkadaş, mümin kardeşlerimizi, cennet vatanımızı aziz milletimizi, Peygamberimizin övgüsüne mazhar olan şehitlerimizi, gazilerimizi asla unutmayalım ki; bizim başkalarına yaptığımız dua daha da kabule şayandır. Hz. Ömer (r.a) anlatıyor: Peygamberimizden umre için izin istedim. İzin verdi ve buyurdu ki "Kardeşim bizi de duada unutma, bizi de duana ortak kıl." Hz. Ömer "Bu söze dünyayı verseler değişmezdim" buyuruyor. Hayatımıza yön verecek bir hadisle hutbemi bitiriyorum: "Üç dua vardır ki kabul olunmasında
şüphe yoktur. Bunlar, mazlumun duası, misafirin duası, anne babanın evladına dualarıdır."
Psikolojik ve ruhsal yönden dua;
Duanın çok yönlü psikolojik etkileri, gerek teorik gerekse tecrübi gözlemler seviyesinde açıklığa kavuşmuştur. Samimi inanç sürdüğü sürece, kişi üzerinde duanın etkisi kesin ve mutlaktır. Duanın gerçek etkisi dua fiiliyle teselli bulmadadır. Dua ile insan iradesi Allah'ın iradesine uyar ve ona tabi olur.
Dua, kişide iradi bir canlanmaya yol açarak her şeyden önce
sıkıntıyı ortadan kaldırır. Durumlar ve olaylar üzerine büyük bir estetik güç ve etkiye sahip kılar. Dua sayesinde eşyanın anlamı gittikçe artan bir şekilde keşfedilir Dua, kişide zihni, manevi ve ahlaki güçlerin daha iyi kullanılmasına, yücelip güçlenmesine, ümit ve inancın canlanmasına, endişe, sıkıntı ve korkunun yatışmasına ve kişiliğin en üst derecede bütünleşmesine imkan sağlayan bir etki gücüne sahiptir. Hatırdan hiç çıkarmamak gerekir ki, ruhun da beden gibi birçok ihtiyaçları vardır. Tatmin edilmemiş sonsuz istek ve arzularımız şuur altına atılarak, bizde umulmayan zamanlarda çeşitli buhranlara, çeşitli iç sıkıntılara yol açar. Dua ile en gizli, en mahrem duygularımızı dile getirir, içimizi boşaltır, ümidimizi kuvvetlendirir, korkularımızı hafifletiriz. İçimize eşsiz bir rahatlık verir, gerginlikleri gideririz. Dua ile kendimizi Allah'a daha yakın hissederiz. Dua ile benlik davranışlarını aşabiliriz. Çünkü dua; engel ve uzaklıklar tanımaz, zaman ve mekanlar ona engel olamaz. Dua ile sonsuz aczimizi yüce Allah'ın sonsuz kudretine bağlama saadetine ereriz. Dua ile ruh gücünü kanatlandırırız.
Sağlık açısından dua;
Tarih boyunca duanın bedensel ve ruhsal hastalıklar üzerinde çok büyük tesiri olduğu bilinmektedir. Bir çok din psikoloğu, duanın mükemmel bir tedavi vasıtası olduğunu belirlemiş bulunmaktadır. Bedensel rahatsızlıkların tedavisinde de duanın, şifa ile sonuçlanan olumlu etkileri meydana getirdiği, bilimsel gözlemlere dayalı olarak ileri sürülmektedir. Esasen, her türlü hastalığın tedavisinde, gerek hasta, gerekse hekim açısından önem taşıyan hususların başında, şüphesiz ki; "hastanın maneviyatını güçlendirme ve moralini yükseltme" gelmektedir.
  • Açıklama
    • Dua kelime olarak, çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek manalarına gelir. Dinimizde ise dua, Allah'ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve tazim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini ifade eder. Dua, sınırlı ve aciz olan insanoğlunun; sınırsız ve sonsuz kudret sahibi allah ile kurduğu diyalog ve köprüdür. Bu sebeple insan tarihin hiçbir döneminde duadan uzak kalmamıştır. Dua aynı zamanda zikirdir, ibadettir, peygamber Efendimiz (s.a.v): "Dua ibadetin özüdür" buyurmuştur. Başımız darda iken duaya sarıldığımız gibi nimete kavuşunca, sağlık ve rahat hallerimizde de ibadet ve duaya sarılmamız, Rabbimizi hep hatırda tutmamız kulluğumuzun gereğidir. Bunun içindir ki Kur'an'da: "Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?" buyrulmaktadır. Yine birçok ayette canlı cansız bütün varlıkların Allah'ı teşbih ettiği bildirilmiştir. İnsandaki dini temayül ve Allah'a yöneliş de fıtridir yani yaradılışında vardır. İnsanla Allah arasında ki mesafe ve duanın kabulü Resulullah (sav)'e sorulduğunda Bakara suresi 186. ayet inmiştir. Ayette Rabbimiz: "Ben yakınım, biri benden bir şey istediğinde onun duasına karşılık veririm" buyurmuştur. Efendimiz (sav) de: "Dua edene istediği şey ya bu dünyada hemen verilir veya ahirete bırakılır yahut ta üzerinden istediği iyilik kadar bir kötülük giderilir buyurmuşlardır. Yine duaya devam edilmesini tavsiye ederek, Allah'ı güzel isimleriyle anan, dua ve tevbe eden kimsenin günahlarının deniz köpükleri kadar çok olsa bile affedileceğini bildirmişlerdir." Dua ederken mümkün mertebe kıbleye yönelmek, elleri semaya kaldırmak, tabii bir şekilde durmak duanın adabındandır. Oruçlu iken, farz namazlardan sonra, mübarek gün ve gecelerde, seher vakitlerinde dua etmenin fazileti büyüktür. Peygamber Efendimiz (sav) dua ederken bazen ellerini koltuk altları gözükecek kadar yukarı kaldırır, hamd ve teşbih sözlerini sayılara takılmadan "yaratıklar adedince, arşın ağırlığınca" gibi ifadelerle yapar, duadan önce Allah'a hamd ve Resulüne salat-ü selam getirmeyi tavsiye ederdi. Dua yaparken anne, baba, akraba, arkadaş, mümin kardeşlerimizi, cennet vatanımızı aziz milletimizi, Peygamberimizin övgüsüne mazhar olan şehitlerimizi, gazilerimizi asla unutmayalım ki; bizim başkalarına yaptığımız dua daha da kabule şayandır. Hz. Ömer (r.a) anlatıyor: Peygamberimizden umre için izin istedim. İzin verdi ve buyurdu ki "Kardeşim bizi de duada unutma, bizi de duana ortak kıl." Hz. Ömer "Bu söze dünyayı verseler değişmezdim" buyuruyor. Hayatımıza yön verecek bir hadisle hutbemi bitiriyorum: "Üç dua vardır ki kabul olunmasında
      şüphe yoktur. Bunlar, mazlumun duası, misafirin duası, anne babanın evladına dualarıdır."
      Psikolojik ve ruhsal yönden dua;
      Duanın çok yönlü psikolojik etkileri, gerek teorik gerekse tecrübi gözlemler seviyesinde açıklığa kavuşmuştur. Samimi inanç sürdüğü sürece, kişi üzerinde duanın etkisi kesin ve mutlaktır. Duanın gerçek etkisi dua fiiliyle teselli bulmadadır. Dua ile insan iradesi Allah'ın iradesine uyar ve ona tabi olur.
      Dua, kişide iradi bir canlanmaya yol açarak her şeyden önce
      sıkıntıyı ortadan kaldırır. Durumlar ve olaylar üzerine büyük bir estetik güç ve etkiye sahip kılar. Dua sayesinde eşyanın anlamı gittikçe artan bir şekilde keşfedilir Dua, kişide zihni, manevi ve ahlaki güçlerin daha iyi kullanılmasına, yücelip güçlenmesine, ümit ve inancın canlanmasına, endişe, sıkıntı ve korkunun yatışmasına ve kişiliğin en üst derecede bütünleşmesine imkan sağlayan bir etki gücüne sahiptir. Hatırdan hiç çıkarmamak gerekir ki, ruhun da beden gibi birçok ihtiyaçları vardır. Tatmin edilmemiş sonsuz istek ve arzularımız şuur altına atılarak, bizde umulmayan zamanlarda çeşitli buhranlara, çeşitli iç sıkıntılara yol açar. Dua ile en gizli, en mahrem duygularımızı dile getirir, içimizi boşaltır, ümidimizi kuvvetlendirir, korkularımızı hafifletiriz. İçimize eşsiz bir rahatlık verir, gerginlikleri gideririz. Dua ile kendimizi Allah'a daha yakın hissederiz. Dua ile benlik davranışlarını aşabiliriz. Çünkü dua; engel ve uzaklıklar tanımaz, zaman ve mekanlar ona engel olamaz. Dua ile sonsuz aczimizi yüce Allah'ın sonsuz kudretine bağlama saadetine ereriz. Dua ile ruh gücünü kanatlandırırız.
      Sağlık açısından dua;
      Tarih boyunca duanın bedensel ve ruhsal hastalıklar üzerinde çok büyük tesiri olduğu bilinmektedir. Bir çok din psikoloğu, duanın mükemmel bir tedavi vasıtası olduğunu belirlemiş bulunmaktadır. Bedensel rahatsızlıkların tedavisinde de duanın, şifa ile sonuçlanan olumlu etkileri meydana getirdiği, bilimsel gözlemlere dayalı olarak ileri sürülmektedir. Esasen, her türlü hastalığın tedavisinde, gerek hasta, gerekse hekim açısından önem taşıyan hususların başında, şüphesiz ki; "hastanın maneviyatını güçlendirme ve moralini yükseltme" gelmektedir.
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat