Düşleri Gerçeğe Dönüştürmek İçin...

Devrim idealleriyle yola düşenler, aynı zamanda, yolculuklarının neleri barındırdığını da bilenlerdir. Belki inandıkları, kimileri için bir düşten ibaret olarak algılanabilir. Ama gerçek anlamda inananlar, düşleri gerçeğe dönüştürecek kadar da güçlüdürler. Yolculuklarını ya da menzillerini karşılaştıkları zorluklarla sınırlamazlar. Menzile varmanın yolunu ararlar hep. En güç zamanlarda bile umut olmaktan vazgeçmezler. Yolun güçlükleri kendilerine ayna tutar, terazi olur. Ve her adımın hesaplaşması için de gözlerini uzak menzilden ayırmazlar. Ona varmanın sabırsızlığı ve sabırsızlığı etkin bir güce dönüştüren kararlılıkla yürümeye devam ederler.

Kimi zaman gözlerini menzilden ayıranlar, duraksayanlar olur. Zorluklara göğüs geremeyip kendilerine yenilenler olur. Tökezleyip düşenler, düşüp de doğrulamayanlar olur. O büyük kıvanç için gereken özveriyi gösteremeyip köhnemişliğe sarılmayı yeğleyenler olur. Ve daha nice farklı farklı gerçeklikler ve onlara has duruşlardan, konumlanışlardan söz etmek mümkündür.

Bir de adanmışlık vardır. Kocaman yürekler isteyen. Yüreğinden kopup gelen seslerle çoğalan. Sözü eylemiyle davasına hayat veren. Bütün benliği ile o büyük kıvanç için yaşayan. Gücünü düşlerine ulaşabilmenin coşkusu, sabırsızlığı ve heyecanı içinde olabilen.
(Önsöz'den)