%34
Dünyanın Fısıltısı %15 indirimli Ergun Kocabıyık
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054787524
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
368
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2015-04
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Dünyanın FısıltısıBir Mecaz Olarak Doğa Kitabı

36,50TL
23,73TL
%34
Satışta değil
9786054787524
610528
Dünyanın Fısıltısı
Dünyanın Fısıltısı Bir Mecaz Olarak Doğa Kitabı
23.73

Dünyayı algılamamızda, sınırlarını keşfetmemizde ve dünyaya ilişkin hayallerimizde dilin etkisi nedir? İnanarak veya “yalan” olduklarını bilerek anlattığımız hikâyeler kendimizi ve başkalarını anlamamızda, düşüncelerimizi biçimlendirmekte ne derece etkili?

Gizemcilere inanacak olursak insan, dünyayla iletişim içindedir; onunla aynı dili konuşur. Doğa onunla yıldızları, bitkileri ve hayvanları, ırmakları, dağları taşları, mevsimleri, geceleri ve gündüzleri aracılığıyla konuşur. Dilsel bir metin olarak beliren doğa, insan için saydamdır; dahası gizemci, doğanın kendisine baktığını ve kendisini anladığını sanır.

İnsanın kendi anlattığı hikayenin büyüsüne kapılmasını, yani kendisi ve çevresi hakkındaki yanılgısını daha doğru bir ifadeyle hüsnükuruntusunu; insanın dünyanın, olmasını istediği gibi olduğunu sanmasını; doğadaki “gizli metin”, “örtük söylem” veya “kozmik ima” mitini ele alan bu çalışma, “yalan dünya”dan ve bu “yalanın” bir “tabiat okur-yazarlığı”na dayalı uygarlığımızın kuruluşundaki öneminden söz ediyor. Bizlerin kendimizi kültür yoluyla tamamlayan eksik hayvanlar olduğumuzu; ne insan ile dünya ne de insan ile insan arasında doğal ve doğrudan bir ilişki olduğunu; onların arasındaki ilişkinin dilin simgesel dizgeleri üzerinden kurulduğunu ve bu dilin kültürel işlevinden ayıramayacağını savunuyor.

  • Açıklama
    • Dünyayı algılamamızda, sınırlarını keşfetmemizde ve dünyaya ilişkin hayallerimizde dilin etkisi nedir? İnanarak veya “yalan” olduklarını bilerek anlattığımız hikâyeler kendimizi ve başkalarını anlamamızda, düşüncelerimizi biçimlendirmekte ne derece etkili?

      Gizemcilere inanacak olursak insan, dünyayla iletişim içindedir; onunla aynı dili konuşur. Doğa onunla yıldızları, bitkileri ve hayvanları, ırmakları, dağları taşları, mevsimleri, geceleri ve gündüzleri aracılığıyla konuşur. Dilsel bir metin olarak beliren doğa, insan için saydamdır; dahası gizemci, doğanın kendisine baktığını ve kendisini anladığını sanır.

      İnsanın kendi anlattığı hikayenin büyüsüne kapılmasını, yani kendisi ve çevresi hakkındaki yanılgısını daha doğru bir ifadeyle hüsnükuruntusunu; insanın dünyanın, olmasını istediği gibi olduğunu sanmasını; doğadaki “gizli metin”, “örtük söylem” veya “kozmik ima” mitini ele alan bu çalışma, “yalan dünya”dan ve bu “yalanın” bir “tabiat okur-yazarlığı”na dayalı uygarlığımızın kuruluşundaki öneminden söz ediyor. Bizlerin kendimizi kültür yoluyla tamamlayan eksik hayvanlar olduğumuzu; ne insan ile dünya ne de insan ile insan arasında doğal ve doğrudan bir ilişki olduğunu; onların arasındaki ilişkinin dilin simgesel dizgeleri üzerinden kurulduğunu ve bu dilin kültürel işlevinden ayıramayacağını savunuyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat