%20
Derin Tarih Dergisi Özel Sayı: 19 Kolektif
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3990000085699
Boyut
22.00x30.00
Sayfa Sayısı
160
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
Kuşe
Dili
Türkçe

Derin Tarih Dergisi Özel Sayı: 19

Yazar: Kolektif
Yayınevi : Derin Tarih Dergisi
29,00TL
23,20TL
%20
Satışta değil
3990000085699
894345
Derin Tarih Dergisi Özel Sayı: 19
Derin Tarih Dergisi Özel Sayı: 19
23.20

Hindistan coğrafyasına dair okumalar yaparken karşımıza çıkan bir fotoğraf, tesirinden uzun süre bizleri sıyırmamıştı:

Binlerce Müslüman, bir caminin enkazında bayram namazı kılıyor… Duvarlarının yüksekliği, ibadet alanının genişliği ve etrafının ferahlığına bakılırsa, bir zamanlar görkemli bir abideydi burası. Oysa şimdi yalnızca yıkıntıdan ibaretti. Acaba neler olmuştu? Bu caminin hikâyesi neydi? Yaptıran hükümdar kimdi? Dahası, cami bugün niçin mamur hale getirilmiyordu? İşte, Delhi Türk Sultanlığı'nın en dikkate değer hükümdarlarından Fîrûz Şah Tuğluk'un inşa ettirdiği Cuma Camii'nin tek bir fotoğrafından sayısız soru düşüyor zihnimize.

Yolumuz Hindistan'a düşmese de hayal âleminde giderek Delhi'de ihmal edilen, unutulan ve hiç bilinmeyen İslâm abidelerinin, Fîrûz Şah Tuğluk Camii'yle sınırlı olmadığını görüyoruz.

Kelimenin tam anlamıyla, İslâmî açıdan bir kültür hazinesidir Hindistan ve bizim buralara dair bilgilerimiz son derece sınırlıdır ne yazık ki.

Delhi'yi, Agra'yı, Caypur'u, Leknev'i, Aligarh'ı bu duygularla adımlıyoruz.

Türkiye'de yaşayan insanlar olarak, tarihe olan ilgimizde Osmanlı coğrafyası ilk sıraya yerleşiyor. Bu, kaçınılmaz bir durum ve gayet tabii. Ancak İslâm tarihi Osmanlı'dan ve Müslüman dünya da Türkiye'den ibaret değil. Osmanlı medeniyetinin, Müslümanların tarih boyunca dünyada bıraktığı izlerin en parlaklarından biri olarak, yeterince anlaşılabilmesi için, onu yerli yerine oturtmak ve zincirin diğer halkalarıyla birlikte düşünmek icap ediyor. Sadece Osmanlı'ya odaklanmak ve zincirin öncesini ya da sonrasını ihmal etmek, bizi ayrıca tarihî sebep-sonuç münasebetleri çerçevesinde düşünmek yeteneğinden de mahrum bırakır.

Arka arkaya iki özel sayı şeklinde siz kıymetli okurlarımızın dikkatini Hindistan coğrafyasına yöneltmek isteyişimiz, yukarıda izah etmeye çalıştığımız sebeplerden kaynaklanıyor. Neredeyse 700 yıl boyunca Hindistan ve çevresinde cari olan Türk-İslâm hâkimiyeti, yalnızca oraları değil, dünyanın diğer coğrafyalarını da derinden etkiledi üstelik. Bugün bile, Hindistan'ın dünyaya bakan yüzünde neredeyse tamamen Müslümanların bıraktığı izler var. Hindistan deyince herkesin aklına gelen Tac Mahal, bu izlerin en meşhuru.

Delhi Türk Sultanlığı özel sayımızın, okuyan herkesin zihninde yepyeni pencereler açmasını, düşünce dünyamızı zenginleştirmesini ve ufuklarımızı daha da genişletmesini diliyoruz.

  • Açıklama
    • Hindistan coğrafyasına dair okumalar yaparken karşımıza çıkan bir fotoğraf, tesirinden uzun süre bizleri sıyırmamıştı:

      Binlerce Müslüman, bir caminin enkazında bayram namazı kılıyor… Duvarlarının yüksekliği, ibadet alanının genişliği ve etrafının ferahlığına bakılırsa, bir zamanlar görkemli bir abideydi burası. Oysa şimdi yalnızca yıkıntıdan ibaretti. Acaba neler olmuştu? Bu caminin hikâyesi neydi? Yaptıran hükümdar kimdi? Dahası, cami bugün niçin mamur hale getirilmiyordu? İşte, Delhi Türk Sultanlığı'nın en dikkate değer hükümdarlarından Fîrûz Şah Tuğluk'un inşa ettirdiği Cuma Camii'nin tek bir fotoğrafından sayısız soru düşüyor zihnimize.

      Yolumuz Hindistan'a düşmese de hayal âleminde giderek Delhi'de ihmal edilen, unutulan ve hiç bilinmeyen İslâm abidelerinin, Fîrûz Şah Tuğluk Camii'yle sınırlı olmadığını görüyoruz.

      Kelimenin tam anlamıyla, İslâmî açıdan bir kültür hazinesidir Hindistan ve bizim buralara dair bilgilerimiz son derece sınırlıdır ne yazık ki.

      Delhi'yi, Agra'yı, Caypur'u, Leknev'i, Aligarh'ı bu duygularla adımlıyoruz.

      Türkiye'de yaşayan insanlar olarak, tarihe olan ilgimizde Osmanlı coğrafyası ilk sıraya yerleşiyor. Bu, kaçınılmaz bir durum ve gayet tabii. Ancak İslâm tarihi Osmanlı'dan ve Müslüman dünya da Türkiye'den ibaret değil. Osmanlı medeniyetinin, Müslümanların tarih boyunca dünyada bıraktığı izlerin en parlaklarından biri olarak, yeterince anlaşılabilmesi için, onu yerli yerine oturtmak ve zincirin diğer halkalarıyla birlikte düşünmek icap ediyor. Sadece Osmanlı'ya odaklanmak ve zincirin öncesini ya da sonrasını ihmal etmek, bizi ayrıca tarihî sebep-sonuç münasebetleri çerçevesinde düşünmek yeteneğinden de mahrum bırakır.

      Arka arkaya iki özel sayı şeklinde siz kıymetli okurlarımızın dikkatini Hindistan coğrafyasına yöneltmek isteyişimiz, yukarıda izah etmeye çalıştığımız sebeplerden kaynaklanıyor. Neredeyse 700 yıl boyunca Hindistan ve çevresinde cari olan Türk-İslâm hâkimiyeti, yalnızca oraları değil, dünyanın diğer coğrafyalarını da derinden etkiledi üstelik. Bugün bile, Hindistan'ın dünyaya bakan yüzünde neredeyse tamamen Müslümanların bıraktığı izler var. Hindistan deyince herkesin aklına gelen Tac Mahal, bu izlerin en meşhuru.

      Delhi Türk Sultanlığı özel sayımızın, okuyan herkesin zihninde yepyeni pencereler açmasını, düşünce dünyamızı zenginleştirmesini ve ufuklarımızı daha da genişletmesini diliyoruz.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat