%35
Coğrafya Öğretmeninin Ceketi Cavit Zeynallı
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052315699
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
96
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-08
Çeviren
Yurtseven Şen
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Coğrafya Öğretmeninin Ceketi

35,00TL
22,75TL
%35
Satışta değil
9786052315699
840470
Coğrafya Öğretmeninin Ceketi
Coğrafya Öğretmeninin Ceketi
22.75

Cavit Zeynallı, kalemindeki doğallık ve içtenliği tüm öykülerine yansıtan, güçlü betimlemeleriyle karakterleri ve manzaraları gözünüzün önünde canlandıran yetenekli bir yazar.

Zeynallı'nın öykülerinde, Azerbaycan'daki yaşam tarzı ve kişi profillerinin Anadolu'yla ne kadar benzerlik gösterdiğine; endişelerin, sevinçlerin, hüzünlerin ve en önemlisi Türk kültürünün coğrafya ayrımına rağmen ne çok benzeştiğine tanık olacaksınız.

Ağacı iri gövdeli, çalı çırpısı yaşam sevdalı ırmak; akıp gidiyor, kıvrılıp uzanıyor sonbahar sisinde kaybolup görünen obalara. Irmak yatağına sığınan köy ufak, mini minnacık. Köyün aşağısında ev; çatısı sarkık, boyu alçak, gözü korkak. Evde sadece dört kişi: bir adam, bir kadın; iki çocuk - biri oğlan, biri kız.

Ben o adamdan, o kadından, o köpek yavruları gibi sevimli çocuklardan bahsetmek istiyorum.
İbrahim hoca eve düşünceli gelmişti. Kaygılıydı. Sanki gürültü patırtıyla içeri girip Murat'ı kızdıran, Meryem'in örgülerini çekiştiren her zamanki o adam ırmağın ötesinde kalmıştı. Sonbahar balçığına batan ayakkabıları da bizim köy öğretmeninin kederine ortak; dikkatle baksan, bir çift ezik pabuç basamağın önünde baş başa verip dertleniyor.

  • Açıklama
    • Cavit Zeynallı, kalemindeki doğallık ve içtenliği tüm öykülerine yansıtan, güçlü betimlemeleriyle karakterleri ve manzaraları gözünüzün önünde canlandıran yetenekli bir yazar.

      Zeynallı'nın öykülerinde, Azerbaycan'daki yaşam tarzı ve kişi profillerinin Anadolu'yla ne kadar benzerlik gösterdiğine; endişelerin, sevinçlerin, hüzünlerin ve en önemlisi Türk kültürünün coğrafya ayrımına rağmen ne çok benzeştiğine tanık olacaksınız.

      Ağacı iri gövdeli, çalı çırpısı yaşam sevdalı ırmak; akıp gidiyor, kıvrılıp uzanıyor sonbahar sisinde kaybolup görünen obalara. Irmak yatağına sığınan köy ufak, mini minnacık. Köyün aşağısında ev; çatısı sarkık, boyu alçak, gözü korkak. Evde sadece dört kişi: bir adam, bir kadın; iki çocuk - biri oğlan, biri kız.

      Ben o adamdan, o kadından, o köpek yavruları gibi sevimli çocuklardan bahsetmek istiyorum.
      İbrahim hoca eve düşünceli gelmişti. Kaygılıydı. Sanki gürültü patırtıyla içeri girip Murat'ı kızdıran, Meryem'in örgülerini çekiştiren her zamanki o adam ırmağın ötesinde kalmıştı. Sonbahar balçığına batan ayakkabıları da bizim köy öğretmeninin kederine ortak; dikkatle baksan, bir çift ezik pabuç basamağın önünde baş başa verip dertleniyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat