%30
Çılgın Kuşlar Gibi İskenderiye'den Atina'ya Maria Yordanidu
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3990001111040
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
110
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
1995-05
Çeviren
Osman Bleda
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Çılgın Kuşlar Gibi İskenderiye'den Atina'ya

Yayınevi : Belge Yayınları
16,00TL
11,20TL
%30
Satışta değil
3990001111040
705443
Çılgın Kuşlar Gibi İskenderiye'den Atina'ya
Çılgın Kuşlar Gibi İskenderiye'den Atina'ya
11.20

"Milleti çılgın kuşlara çevirdiler, kahrolasıcalar, çılgın kuşlara." Klio hanım için kahrolasıcalar dediği bir yanda Kayzer, öbür yanda kendi gelini o Fransız kızıydı. Çünkü Kayzer savaşı başlatmış, kendi gelini ise o yıllarda Anula'nın Rusya'da bulunmasına, savaş ve ayaklanma yüzünden orada hapis kalmasına, İstanbul'daki evine dönmeyi başarıncaya kadar anasından emdiği sütün burnundan gelmesine sebep olmuştu. Ve şimdi dönmüştü ama evi darmadağın, ninesi ölmüş, dayısının yazıhanesi kapanmış ve İstanbul Rus mültecileriyle dolmuş olduğuna göre ne yapsındı? Felaket. Ne yesinler? İş desen, nerde? ... İki oğlu var, ikisi de yurtdışında, Yohannesburg'da. 1914'de onları Türk ordusundan kaçırmıştı ve şimdi nah, Güney Afrika'dan mektuplarını almış ve onların yanına gitmeye hazırlanıyordu. Çılgın kuşlara çevirmişlerdi insanları; birisi dünyanın bir ucundaydı, öteki öbür ucunda. Eskiden millet böyle darmadağın olmazdı. Sonracıma, savaşlar şehirlerin içinde değil, dağlarda, ovalarda olurdu... ... "Evet bre. O zamanlar savaşlar, ordular nerede karşılaşırsa orada olurdu. Gökyüzünden milletin tepesine bomba atmazlardı. Milleti böyle kolay kolay evsiz bırakmazlardı."

  • Açıklama
    • "Milleti çılgın kuşlara çevirdiler, kahrolasıcalar, çılgın kuşlara." Klio hanım için kahrolasıcalar dediği bir yanda Kayzer, öbür yanda kendi gelini o Fransız kızıydı. Çünkü Kayzer savaşı başlatmış, kendi gelini ise o yıllarda Anula'nın Rusya'da bulunmasına, savaş ve ayaklanma yüzünden orada hapis kalmasına, İstanbul'daki evine dönmeyi başarıncaya kadar anasından emdiği sütün burnundan gelmesine sebep olmuştu. Ve şimdi dönmüştü ama evi darmadağın, ninesi ölmüş, dayısının yazıhanesi kapanmış ve İstanbul Rus mültecileriyle dolmuş olduğuna göre ne yapsındı? Felaket. Ne yesinler? İş desen, nerde? ... İki oğlu var, ikisi de yurtdışında, Yohannesburg'da. 1914'de onları Türk ordusundan kaçırmıştı ve şimdi nah, Güney Afrika'dan mektuplarını almış ve onların yanına gitmeye hazırlanıyordu. Çılgın kuşlara çevirmişlerdi insanları; birisi dünyanın bir ucundaydı, öteki öbür ucunda. Eskiden millet böyle darmadağın olmazdı. Sonracıma, savaşlar şehirlerin içinde değil, dağlarda, ovalarda olurdu... ... "Evet bre. O zamanlar savaşlar, ordular nerede karşılaşırsa orada olurdu. Gökyüzünden milletin tepesine bomba atmazlardı. Milleti böyle kolay kolay evsiz bırakmazlardı."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat