%25
Çanakkale Savasları ve Çanakkale Savaşlarının Destan Kahramanları Hızı
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052019849
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
152
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Çanakkale Savasları ve Çanakkale Savaşlarının Destan Kahramanları

25,00TL
18,75TL
%25
Satışta değil
9786052019849
822211
Çanakkale Savasları ve Çanakkale Savaşlarının Destan Kahramanları
Çanakkale Savasları ve Çanakkale Savaşlarının Destan Kahramanları
18.75

Genellemek yanlış, bunun farkındayım;ama “Çok sayıda insanımızla ‘vefa'ya yabancılaştık.” desem karşı çıkar mıydınız?

Kasap Abdullah'ı, Dondurmacı Mehmet'i, İsmail'i, Lütfi Bey'i, Ahmet Saffet'i, Mehmet Muzaffer'i, İbrahim Naci'yi ve daha nicelerini, “onlardan sonraki nesiller” çoktan unuttu.

Kendi tarihimize, millî değerlerimize tutkun sayılmayız.

Nice değerli insan, nice önemli konu, üç beş günden fazla meşgul etmiyor bizi.

İstiklal Marşı'mızı bile -hâlâ- “makamına uygun şekilde” okuyamıyoruz.

Sözün özü şu: İnsanlarımız övündüğümüz özelliklerine yabancılaşıyor.

Şimdi susamayız.

Çocuklarımız erdem özelliklerinden bu kadar uzaklaştırılmışken doğru, güzel, iyi her ne varsa tohumlarımızın içinde, söylemeden, yazmadan karanlıklarda çürütemeyiz.

Boynuzlarını, sivri kuyruklarını, çatal dillerini, çatallı mızraklarını saklayıp birileri, filiz filiz, ağaç ağaç, orman orman olmuşken bitemez “yeniden çiçeklenme” ve “meyve verme” isteğimiz.

Şimdi olmaz!

“Anne sütü gibi tertemiz” can suyu yürüyecek kirli ruhlarımıza daha…

  • Açıklama
    • Genellemek yanlış, bunun farkındayım;ama “Çok sayıda insanımızla ‘vefa'ya yabancılaştık.” desem karşı çıkar mıydınız?

      Kasap Abdullah'ı, Dondurmacı Mehmet'i, İsmail'i, Lütfi Bey'i, Ahmet Saffet'i, Mehmet Muzaffer'i, İbrahim Naci'yi ve daha nicelerini, “onlardan sonraki nesiller” çoktan unuttu.

      Kendi tarihimize, millî değerlerimize tutkun sayılmayız.

      Nice değerli insan, nice önemli konu, üç beş günden fazla meşgul etmiyor bizi.

      İstiklal Marşı'mızı bile -hâlâ- “makamına uygun şekilde” okuyamıyoruz.

      Sözün özü şu: İnsanlarımız övündüğümüz özelliklerine yabancılaşıyor.

      Şimdi susamayız.

      Çocuklarımız erdem özelliklerinden bu kadar uzaklaştırılmışken doğru, güzel, iyi her ne varsa tohumlarımızın içinde, söylemeden, yazmadan karanlıklarda çürütemeyiz.

      Boynuzlarını, sivri kuyruklarını, çatal dillerini, çatallı mızraklarını saklayıp birileri, filiz filiz, ağaç ağaç, orman orman olmuşken bitemez “yeniden çiçeklenme” ve “meyve verme” isteğimiz.

      Şimdi olmaz!

      “Anne sütü gibi tertemiz” can suyu yürüyecek kirli ruhlarımıza daha…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat