%40
Büyülü Dükkan Ebru Öztürk Akça
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052881835
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
64
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Büyülü Dükkan

31,85TL
19,11TL
%40
Satışta değil
9786052881835
740899
Büyülü Dükkan
Büyülü Dükkan
19.11

Umudunu yüreğinin bir yerinde derinlere gömmüş, onu orada unutmuş her insanın, bu öykülerin sıcaklığıyla umudunu başına taç yapması umuduyla yazılmış bir öykü kitabıyla tanışmak üzeresiniz.

Çocukluğum film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu.

Ta ki otobüsün soğuk camı canımı yakana değin...

Yol boyunca uyuyamadım.

Hem yol bir an önce bitsin,

Dedeme kavuşayım istiyordum.

Hem de onu bir daha göremeyeceğimi düşünerek

Yol hiç bitmesin istiyordum...

Dedemin Sıcak Kucağı

arkasına döndüğünde bir çift mavi gözün kendisine gülümseyerek baktığını gördü. Bu gözleri nerede olsa tanırdı. Bu gözler umuttu, sevgiydi, birlik beraberlikti, azim ve kararlılıktı, bu gözler sonsuz güvendi, bu gözler Mustafa Kemal'di!

İşte Mustafa Kemal

Güneş, yeni güne gülümserken henüz yakıcılığıyla boy göstermemişti. Masum bir içtenlikle mor, pembe çiçekler sabah sabah insanın yüreğini okşuyordu. Deniz tuzunun genzi yakan kokusu mesafenin uzaklığı içinde bulutlara karışmış kuş sesleri kedi sesleriyle birleşip bu seremoniye eşlik ediyordu.

Büyülü Dükkan

Her aydınlık sokağın karanlık bir yeri vardı ve burası tam olarak o karanlıktı. Onlar bu aydınlık sokağın karanlık kısmında yaşayan “Şafak Çocukları” idi. Karanlığın yüzünü genç yüreklerinin aydınlığıyla yırtmaya çalışan taze fidanlardı.

Şafak Çocukları

Sabah ezanının sesi, kulaklarında dolaşırken, her zamanki gibi sonsuz bir huzurla açtı gözlerini, beyaz bir ışıltı odanın karanlığını yarmış, yıldızlar beyaz duvarlara gökyüzünden daha çok yakışmıştı.

Gülümserce

  • Açıklama
    • Umudunu yüreğinin bir yerinde derinlere gömmüş, onu orada unutmuş her insanın, bu öykülerin sıcaklığıyla umudunu başına taç yapması umuduyla yazılmış bir öykü kitabıyla tanışmak üzeresiniz.

      Çocukluğum film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu.

      Ta ki otobüsün soğuk camı canımı yakana değin...

      Yol boyunca uyuyamadım.

      Hem yol bir an önce bitsin,

      Dedeme kavuşayım istiyordum.

      Hem de onu bir daha göremeyeceğimi düşünerek

      Yol hiç bitmesin istiyordum...

      Dedemin Sıcak Kucağı

      arkasına döndüğünde bir çift mavi gözün kendisine gülümseyerek baktığını gördü. Bu gözleri nerede olsa tanırdı. Bu gözler umuttu, sevgiydi, birlik beraberlikti, azim ve kararlılıktı, bu gözler sonsuz güvendi, bu gözler Mustafa Kemal'di!

      İşte Mustafa Kemal

      Güneş, yeni güne gülümserken henüz yakıcılığıyla boy göstermemişti. Masum bir içtenlikle mor, pembe çiçekler sabah sabah insanın yüreğini okşuyordu. Deniz tuzunun genzi yakan kokusu mesafenin uzaklığı içinde bulutlara karışmış kuş sesleri kedi sesleriyle birleşip bu seremoniye eşlik ediyordu.

      Büyülü Dükkan

      Her aydınlık sokağın karanlık bir yeri vardı ve burası tam olarak o karanlıktı. Onlar bu aydınlık sokağın karanlık kısmında yaşayan “Şafak Çocukları” idi. Karanlığın yüzünü genç yüreklerinin aydınlığıyla yırtmaya çalışan taze fidanlardı.

      Şafak Çocukları

      Sabah ezanının sesi, kulaklarında dolaşırken, her zamanki gibi sonsuz bir huzurla açtı gözlerini, beyaz bir ışıltı odanın karanlığını yarmış, yıldızlar beyaz duvarlara gökyüzünden daha çok yakışmıştı.

      Gülümserce

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat