%35
Bir Haki Zaman Hikayesi Ahmet Karakuş
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257306874
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
221
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Bir Haki Zaman Hikayesi(Seyyan Hanım)

Yayınevi : Karina Yayınevi
30,00TL
19,50TL
%35
Satışta değil
9786257306874
891487
Bir Haki Zaman Hikayesi
Bir Haki Zaman Hikayesi (Seyyan Hanım)
19.50

Ah, ne güzel kız! Sanki bulutlardan süzülmüş bir yağmur damlası. Ama diğer damlalardan farkı şu ki: Düşerken yeryüzüne, rüzgar ona biraz hüzün ama daha çok henüz ne olduğunu çözemediğim farklı bir cazibe katmış. Al yanaklarına birer gamze kondurmuş. Sonra gül bahçesinde, bir gül goncasının tam üstüne düşmüş ki ondan olacak, yürüdüğü yollar buhur buhur gül kokuyor. Ya narin endamına ne demeli? Sanki nazlı bir kelebek.

Dokunmaya kıyamazsınız. İncinmesinden korkarsınız da çok yaklaşmadan, uzaktan seversiniz. Ben biraz mahcup, biraz melankolik, göz ucuyla izlerken onu; o, benim saf ve temiz niyetimi sezmiş olacak ki birden yüzünü çevirip bana baktı. Yetmedi, bana doğru yürümeye başladı. O an, yüreğimi ani bir heyecan sardı. Göz göze geldiğimizde utangaç tavırlarının arkasına gizlediği meraklı bakışları o kadar açık seçik, o kadar netti kı her halinden, beni hatırladığı belliydi.

Peki, ne olacak şimdi? Hiç ummadığım bir zamanda ve mekanda göz göze geldiğim bu kız, konuşacak mı benimle, diye düşünürken: o, bir adım mesafesi kadar bana yaklaştı. Yüzünde beliren utangaç bir tebessümle, konuşmaya başladı. "Ben..." dedi. "Bazen bu saatlerde, buralarda öylesine gezerim. Bildiğim şarkılan mırıldanırım kendi kendime. Ya siz? Siz sever misiniz şarkı soylemeyi?" Onun bu narin, bu içli sesiyle bana yönelttiği soru karşısında utandım. "Ben..." dedim. "Şarkı soylemeyi beceremem ki. Ama ıslık çalanm."

  • Açıklama
    • Ah, ne güzel kız! Sanki bulutlardan süzülmüş bir yağmur damlası. Ama diğer damlalardan farkı şu ki: Düşerken yeryüzüne, rüzgar ona biraz hüzün ama daha çok henüz ne olduğunu çözemediğim farklı bir cazibe katmış. Al yanaklarına birer gamze kondurmuş. Sonra gül bahçesinde, bir gül goncasının tam üstüne düşmüş ki ondan olacak, yürüdüğü yollar buhur buhur gül kokuyor. Ya narin endamına ne demeli? Sanki nazlı bir kelebek.

      Dokunmaya kıyamazsınız. İncinmesinden korkarsınız da çok yaklaşmadan, uzaktan seversiniz. Ben biraz mahcup, biraz melankolik, göz ucuyla izlerken onu; o, benim saf ve temiz niyetimi sezmiş olacak ki birden yüzünü çevirip bana baktı. Yetmedi, bana doğru yürümeye başladı. O an, yüreğimi ani bir heyecan sardı. Göz göze geldiğimizde utangaç tavırlarının arkasına gizlediği meraklı bakışları o kadar açık seçik, o kadar netti kı her halinden, beni hatırladığı belliydi.

      Peki, ne olacak şimdi? Hiç ummadığım bir zamanda ve mekanda göz göze geldiğim bu kız, konuşacak mı benimle, diye düşünürken: o, bir adım mesafesi kadar bana yaklaştı. Yüzünde beliren utangaç bir tebessümle, konuşmaya başladı. "Ben..." dedi. "Bazen bu saatlerde, buralarda öylesine gezerim. Bildiğim şarkılan mırıldanırım kendi kendime. Ya siz? Siz sever misiniz şarkı soylemeyi?" Onun bu narin, bu içli sesiyle bana yönelttiği soru karşısında utandım. "Ben..." dedim. "Şarkı soylemeyi beceremem ki. Ama ıslık çalanm."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat