%30
Ayten Hakan Demirezen
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786058417656
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
160
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2015-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

AytenSevgi, Üzüntü, Kıskançlık ve Cinsel Tahrik Üzerine

13,89TL
9,72TL
%30
Satışta değil
9786058417656
618573
Ayten
Ayten Sevgi, Üzüntü, Kıskançlık ve Cinsel Tahrik Üzerine
9.72

"Sevgi, Üzüntü, Kıskançlık ve Cinsel Tahrik Üzerine"

Ey Mantık! Sana meydan okuyan güce hayret ediyorum

Kalbinin isteklerine karşı koymaya güç yetiremeyen bu çocuk, başına gelecekleri önceden tahmin edebiliyordu.

İlk görüşte aşık olan Kerem'in duygusal ve mantıksal dünyasında neler yaşadığını anlatıyor bu kitap... Arkadaş çevresinin Kerem'in içinde bulunduğu duruma yaklaşımına değiniyor. Farklı görüş ve tutumların arasında kalan Kerem'in kendine çizdiği yolda ilerlerken, toplumsal çatışmalara da, kadın-erkek ilişkilerine de birçok cepheden bakma şansını yakalıyoruz.

Kitapta saf ve temiz bir aşk hikayesi akarken, son derece bilimsel tahlillerle, âşık bir insanın, erkek olsun kadın olsun, kalbindeki sevgi ve üzüntü hislerinin nasıl oluştuğunu Kerem'le birlikte biz de öğreniyoruz. Dahası, insanlar cinsel anlamda nasıl tahrik oluyorlar, kıskançlık nasıl gelişiyor, gibi soruların cevaplarını da alıyoruz.

Sıcacık, saf bir aşkın konu edildiği bu roman, güzel bir aşk hikayesi okumanın ötesini vaat ediyor...

0 Saat, gece yarısını gösterdiğinde, bir evin penceresinde delikanlının biri, camın buğusunu eliyle sildi. Bir gökyüzüne, bir de ayın bulutlardan her kurtuluşunda ışıl ışıl parlattığı sokağa doğru baktı. Gözlerindeki yaşlar kurumuş, sıra konuşmaya gelmişti. Şöyle dedi azarlarcasına; “Ey bulut! Neden ağlıyorsun? Senin yüreğinde de bir hasret mi var? Ay’ı neden gizliyorsun bizden? Yoksa onu seviyor musun? O seni sevmiyor mu yoksa, o yüzden mi ağlıyorsun? İçin neden bu kadar siyah? Ağlayarak kendini tüketiyorsun... Değer mi yok olmaya? Değer mi o ay için, o ay tenli için? Nazlı gelin için değer mi?” Sonra şehre döndü kızgın sesiyle; “Ey şehir! Peki sana ne oluyor? Sokakların, ayın ışıltısı ile parlıyor. Toprak kokusunu sürmüşsün üstüne. Ağaçları buket, lambaları pırlanta yapmışsın. Sana ne oluyor şehir? Sen koynuna aldığın insanları sev! Ayı sevmek senin neyine?! Bulutun gözyaşları olmasa, neye yararsın adi şehir?!”
  • Açıklama
    • "Sevgi, Üzüntü, Kıskançlık ve Cinsel Tahrik Üzerine"

      Ey Mantık! Sana meydan okuyan güce hayret ediyorum

      Kalbinin isteklerine karşı koymaya güç yetiremeyen bu çocuk, başına gelecekleri önceden tahmin edebiliyordu.

      İlk görüşte aşık olan Kerem'in duygusal ve mantıksal dünyasında neler yaşadığını anlatıyor bu kitap... Arkadaş çevresinin Kerem'in içinde bulunduğu duruma yaklaşımına değiniyor. Farklı görüş ve tutumların arasında kalan Kerem'in kendine çizdiği yolda ilerlerken, toplumsal çatışmalara da, kadın-erkek ilişkilerine de birçok cepheden bakma şansını yakalıyoruz.

      Kitapta saf ve temiz bir aşk hikayesi akarken, son derece bilimsel tahlillerle, âşık bir insanın, erkek olsun kadın olsun, kalbindeki sevgi ve üzüntü hislerinin nasıl oluştuğunu Kerem'le birlikte biz de öğreniyoruz. Dahası, insanlar cinsel anlamda nasıl tahrik oluyorlar, kıskançlık nasıl gelişiyor, gibi soruların cevaplarını da alıyoruz.

      Sıcacık, saf bir aşkın konu edildiği bu roman, güzel bir aşk hikayesi okumanın ötesini vaat ediyor...

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Hakan D. - 11.09.2015 13:40
      0/5
      Saat, gece yarısını gösterdiğinde, bir evin penceresinde delikanlının biri, camın buğusunu eliyle sildi. Bir gökyüzüne, bir de ayın bulutlardan her kurtuluşunda ışıl ışıl parlattığı sokağa doğru baktı. Gözlerindeki yaşlar kurumuş, sıra konuşmaya gelmişti. Şöyle dedi azarlarcasına; “Ey bulut! Neden ağlıyorsun? Senin yüreğinde de bir hasret mi var? Ay’ı neden gizliyorsun bizden? Yoksa onu seviyor musun? O seni sevmiyor mu yoksa, o yüzden mi ağlıyorsun? İçin neden bu kadar siyah? Ağlayarak kendini tüketiyorsun... Değer mi yok olmaya? Değer mi o ay için, o ay tenli için? Nazlı gelin için değer mi?” Sonra şehre döndü kızgın sesiyle; “Ey şehir! Peki sana ne oluyor? Sokakların, ayın ışıltısı ile parlıyor. Toprak kokusunu sürmüşsün üstüne. Ağaçları buket, lambaları pırlanta yapmışsın. Sana ne oluyor şehir? Sen koynuna aldığın insanları sev! Ayı sevmek senin neyine?! Bulutun gözyaşları olmasa, neye yararsın adi şehir?!”
Kapat