%30
Ayakta Bir Hayat Mohammed Harbi
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053145448
Boyut
16.50x23.50
Sayfa Sayısı
352
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-09
Çeviren
Ayşen Gür
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Orijinal Adı
Une Vie Debout - Memoires Politiques, Tome 1: 1945-1962

Ayakta Bir HayatSiyasal Anılar 1945-1962

66,00TL
46,20TL
%30
Satışta değil
9786053145448
890237
Ayakta Bir Hayat
Ayakta Bir Hayat Siyasal Anılar 1945-1962
46.20

Mohammed Harbi genç yaşta Kurtuluş Savaşına katılmış, mücadele içinde olgunlaşmış, geniş vizyonlu, özyönetimi, antikapitalizmi ve enternasyonalizmi savunan bir devrimciydi. Boumedien onları durdurduğunda dünya çapında Ulusal Kurtuluş hareketleriyle yakın ilişkileri olan insanlardı. Harbi 1973'te yeniden özgürlüğüne kavuşup fikirlerini ifade etme olanağına kavuşunca yenilgiyi zafere dönüştürmeyi bilmiş, Cezayirlilere kendisinin de oyuncusu olduğu çağdaş tarihlerini bütün açıklığıyla kazandıran en büyük tarihçi olmuştur. Ben onunla 1975'te Beyrut'ta görüştüm. Lübnan'da iç savaş başlamış, başkentte yoğun siyasi tartışmaların ve askeri hazırlıkların olduğu bir yıldı. O siyasi olayların gelişimi ve siyasi çevrelerle eski ilişkileri tazeleme turu yapıyordu. Bunların içinde Filistinliler de vardı. Harbi onları iyi tanıyordu. Çünkü iktidarda iken Filistin Kurtuluş Hareketini resmen tanımışlar, Cezayir'de bir büro açma dileğini ileten Yaser Arafat'a bu olanağı vermişler, onları resmen tanıyan ilk Arap ülkesi olmuşlardı. Daha sonra bu büroyu yöneten Abu Cihad (Halil Al-Wazir) oradan dünya kurtuluş hareketleriyle, Çin'le, Küba'yla, Che Guevara ile ilişki kurmuştu. Ayrılırken Sorbonne'da ne öğrettiğini sorduğumda “büyü” demişti. Büyünün iki türü olduğunu, birinin kara, diğerinin ise beyaz olduğunu, beyaz büyünün de siyaset olduğunu söylemişti.

Ben onu ve onları tanımaktan onur duydum. Sanırım Cezayir halkı da böylesi devrimcilere sahip olmaktan gurur duyuyordur.

Gülten Savaşçı (Çayan) / 21 Temmuz 2021

  • Açıklama
    • Mohammed Harbi genç yaşta Kurtuluş Savaşına katılmış, mücadele içinde olgunlaşmış, geniş vizyonlu, özyönetimi, antikapitalizmi ve enternasyonalizmi savunan bir devrimciydi. Boumedien onları durdurduğunda dünya çapında Ulusal Kurtuluş hareketleriyle yakın ilişkileri olan insanlardı. Harbi 1973'te yeniden özgürlüğüne kavuşup fikirlerini ifade etme olanağına kavuşunca yenilgiyi zafere dönüştürmeyi bilmiş, Cezayirlilere kendisinin de oyuncusu olduğu çağdaş tarihlerini bütün açıklığıyla kazandıran en büyük tarihçi olmuştur. Ben onunla 1975'te Beyrut'ta görüştüm. Lübnan'da iç savaş başlamış, başkentte yoğun siyasi tartışmaların ve askeri hazırlıkların olduğu bir yıldı. O siyasi olayların gelişimi ve siyasi çevrelerle eski ilişkileri tazeleme turu yapıyordu. Bunların içinde Filistinliler de vardı. Harbi onları iyi tanıyordu. Çünkü iktidarda iken Filistin Kurtuluş Hareketini resmen tanımışlar, Cezayir'de bir büro açma dileğini ileten Yaser Arafat'a bu olanağı vermişler, onları resmen tanıyan ilk Arap ülkesi olmuşlardı. Daha sonra bu büroyu yöneten Abu Cihad (Halil Al-Wazir) oradan dünya kurtuluş hareketleriyle, Çin'le, Küba'yla, Che Guevara ile ilişki kurmuştu. Ayrılırken Sorbonne'da ne öğrettiğini sorduğumda “büyü” demişti. Büyünün iki türü olduğunu, birinin kara, diğerinin ise beyaz olduğunu, beyaz büyünün de siyaset olduğunu söylemişti.

      Ben onu ve onları tanımaktan onur duydum. Sanırım Cezayir halkı da böylesi devrimcilere sahip olmaktan gurur duyuyordur.

      Gülten Savaşçı (Çayan) / 21 Temmuz 2021

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat