%20
Alocu Tilki'nin Serencamı Emrah Polat
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750516436
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
129
Baskı
1
Basım Tarihi
2014-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Alocu Tilki'nin Serencamı

Yazar: Emrah Polat
Yayınevi : İletişim Yayınevi
6,00TL
4,80TL
%20
Satışta değil
9789750516436
560727
Alocu Tilki'nin Serencamı
Alocu Tilki'nin Serencamı
4.80

“Ne zaman ve nereden edindiğimi hatırlamadığım kelepçeyi ellerine
arkadan taktım. Sürükleyerek içeri götürdüm. Kollarım kalınlaşmıştı
ama ayağımda hastabakıcıların giydiği mavi terliklerden vardı.
Afallamıştım. Allahtan Can Alan kıpırdayacak halde değildi. Yine
nereden geldiğini bilmediğim bir koli bandı elimdeydi şimdi. Salonun
ortasındaki halının üzerine bıraktığım adamın ağzını kapatacak şekilde
koli bandını başında birkaç kez dolaştırdım. Sıra paketlemenin son
aşamasına gelmişti. Avucumun içiyle Can'ın yüzüne, yüzünün ortasına
birkaç kez vurdum.
‘Kımıldama, sıkarım kafana, ayaklarını birleştir!'
Ayak bileklerini sıkıca bantlayıp dış kapıya yöneldim. Dışarıda başka
biri duruyordu, bu adam bendim, üstelik tekerlekli sandalyedeydim.
Genç bir dolandırıcı, İmparator'un yeğeni Tilki Sadık, bir gün, hiç
ummadığı biçimde vurulur. Belkemiğine oturan bir kurşunla, bir kara
deliğe düşer gibi hayatı değişir. Senelerce Aloculuk yapmış, rol kesmiş,
yemlemiş... Tilki'nin günleri, titanyuma mı vidalandı? Yoksa artık
sandalyede dik oturmalı, on beş dakikada bir push up mı yapmalı?
Emrah Polat, garip, yaralı, kahırlı, vicdanı unutan ve hatırlatan bir
hikâye anlatıyor.
Alocu Tilki'nin Serencamı, kirli bir adamın küskünlüğünü, iç
dökmelerini trajikomik bir dille resmediyor. Muzip, karanlık ve soğuğu
bilen bir soğuklukla.

  • Açıklama
    • “Ne zaman ve nereden edindiğimi hatırlamadığım kelepçeyi ellerine
      arkadan taktım. Sürükleyerek içeri götürdüm. Kollarım kalınlaşmıştı
      ama ayağımda hastabakıcıların giydiği mavi terliklerden vardı.
      Afallamıştım. Allahtan Can Alan kıpırdayacak halde değildi. Yine
      nereden geldiğini bilmediğim bir koli bandı elimdeydi şimdi. Salonun
      ortasındaki halının üzerine bıraktığım adamın ağzını kapatacak şekilde
      koli bandını başında birkaç kez dolaştırdım. Sıra paketlemenin son
      aşamasına gelmişti. Avucumun içiyle Can'ın yüzüne, yüzünün ortasına
      birkaç kez vurdum.
      ‘Kımıldama, sıkarım kafana, ayaklarını birleştir!'
      Ayak bileklerini sıkıca bantlayıp dış kapıya yöneldim. Dışarıda başka
      biri duruyordu, bu adam bendim, üstelik tekerlekli sandalyedeydim.
      Genç bir dolandırıcı, İmparator'un yeğeni Tilki Sadık, bir gün, hiç
      ummadığı biçimde vurulur. Belkemiğine oturan bir kurşunla, bir kara
      deliğe düşer gibi hayatı değişir. Senelerce Aloculuk yapmış, rol kesmiş,
      yemlemiş... Tilki'nin günleri, titanyuma mı vidalandı? Yoksa artık
      sandalyede dik oturmalı, on beş dakikada bir push up mı yapmalı?
      Emrah Polat, garip, yaralı, kahırlı, vicdanı unutan ve hatırlatan bir
      hikâye anlatıyor.
      Alocu Tilki'nin Serencamı, kirli bir adamın küskünlüğünü, iç
      dökmelerini trajikomik bir dille resmediyor. Muzip, karanlık ve soğuğu
      bilen bir soğuklukla.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat