22 Yirmi İki
Hapishanede benimle iletişim içerisinde olan bir kişi vardı ki, onunla hep İngilizce konuşurdum. O da rejim casusuydu, ama bu adam diğerlerinden iyiydi. Beni iyi kötü tanımıştı. Hapishanede çokça bit vardı. Her yerimiz bit dolardı. O kadar ki, elbise çizgilerinin olduğu bölümler olduğu gibi bit olurdu. O hapishanedeki kötüler üzerlerindeki bitleri alır üzerime atarlardı. Bir keresinde biriyle kavga etmek zorunda kaldım, çok üzerime gelmeye başlamışlardı. Bu kavga üzerine, gardiyanlar beni dışarı çıkarıp dövmüştü. falakaya yatırmışlardı. “Tayyip Erdoğan!” diyor, beni dövüyorlardı. Tayyip Erdoğan'ı hiç sevmiyorlardı.
Bir gariban getirdiler. O kadar çok işkence etmiştiler ki, kemikleri sızlardı. Zaman zaman ekleminden sesler çıkartırdı. Elektrik vermişler çokça zulüm etmişler. Benimle kavga eden, o kötülerden olan kişi, bu garibanla ilgileniyordu. Onun ağzından bir şeyler almaya çalıştığını anladım. O kavga ettiğim kişi, söylediğine göre elektronik mühendisliğinde okuyormuş, rejim casusu olduğu çok belliydi, ya da benim için öyleydi. Onun rejim yanlısı olduğunu düşünüyordum. Bu gariban kişiye yaklaştım ve: “Bak, bu adam üniversitede okuyor, bu devlet demek!” dedim. “Bu adam doktor, bu adam devlet demek!” dedim. “Bu adam koğuş ağası, bu adam devlet demek!” dedim. Birkaç örnek verdim, rejim yanlısı olanları açıklamaya çalıştım, ona yardım etmeye çalıştım. Söylediklerimden ne demek istediğimi anladı. Ben onunla konuşurken benimle kavga eden o kötü adam, o garibana bağırdı ve o da benimle konuşmasını kesti. Ben de söyleyeceklerimi zaten söyleyip bitirmiştim.
- Açıklama
Hapishanede benimle iletişim içerisinde olan bir kişi vardı ki, onunla hep İngilizce konuşurdum. O da rejim casusuydu, ama bu adam diğerlerinden iyiydi. Beni iyi kötü tanımıştı. Hapishanede çokça bit vardı. Her yerimiz bit dolardı. O kadar ki, elbise çizgilerinin olduğu bölümler olduğu gibi bit olurdu. O hapishanedeki kötüler üzerlerindeki bitleri alır üzerime atarlardı. Bir keresinde biriyle kavga etmek zorunda kaldım, çok üzerime gelmeye başlamışlardı. Bu kavga üzerine, gardiyanlar beni dışarı çıkarıp dövmüştü. falakaya yatırmışlardı. “Tayyip Erdoğan!” diyor, beni dövüyorlardı. Tayyip Erdoğan'ı hiç sevmiyorlardı.
Bir gariban getirdiler. O kadar çok işkence etmiştiler ki, kemikleri sızlardı. Zaman zaman ekleminden sesler çıkartırdı. Elektrik vermişler çokça zulüm etmişler. Benimle kavga eden, o kötülerden olan kişi, bu garibanla ilgileniyordu. Onun ağzından bir şeyler almaya çalıştığını anladım. O kavga ettiğim kişi, söylediğine göre elektronik mühendisliğinde okuyormuş, rejim casusu olduğu çok belliydi, ya da benim için öyleydi. Onun rejim yanlısı olduğunu düşünüyordum. Bu gariban kişiye yaklaştım ve: “Bak, bu adam üniversitede okuyor, bu devlet demek!” dedim. “Bu adam doktor, bu adam devlet demek!” dedim. “Bu adam koğuş ağası, bu adam devlet demek!” dedim. Birkaç örnek verdim, rejim yanlısı olanları açıklamaya çalıştım, ona yardım etmeye çalıştım. Söylediklerimden ne demek istediğimi anladı. Ben onunla konuşurken benimle kavga eden o kötü adam, o garibana bağırdı ve o da benimle konuşmasını kesti. Ben de söyleyeceklerimi zaten söyleyip bitirmiştim.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.