%40
Yalnızlığın Gözleri A. İrfan Karapınar
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789752474871
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
317
Basım Yeri
Bursa
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Yalnızlığın Gözleri

35,00TL
21,00TL
%40
Satışta değil
9789752474871
729052
Yalnızlığın Gözleri
Yalnızlığın Gözleri
21.00

Saydam bir yalnızlığın gölgesinde, güneşi arayan meçhul bir yolcuyum. Çöllere gebe muradım ne yapsam teskin olmuyor. Her anım buhran dolu, her dakikam saniyeleri asırlar bilen kâbusların karmaşık tünelinde kol geziyor. Serseri yanımı keşfetmek için İstanbul'u arşınlıyorum da, içimdeki doyumsuzluğun tepinişlerini durduramıyorum. Koynumda beslediğim aşk, zehirli bir sarmaşık gibi bütün bedenimi dolaşıyor. Ömrümün en kuytu noktalarından binlerce keder devşiriyorum. Öylesine büyük bir boşluğun lodosuna vurulmuşum ki, ruhumun hicranına olan seyahatim, zeminsiz rolleri benliğime hapsediyor. Ne yapsam, ah ne yapsam? Dişlerimi etime geçirsem, acıyı yüreğimden vücuduma kaynak yapsam, belki de içimdeki ıstırap ateşini ancak söndürebilirim. Mümkün olmayan düşüncelerin anbean belleğimi kemirmesi karşısında, çaresiz bir divaneyim. Korkularım peşimde gezinen hayalet. Sevinçlerim, zaten yok bir mazinin perişan sayfalarında tükenmiş hâlde mahzun, gülümsüyor. Galibi olmayan benlik mücadelesinin ne zaman biteceği meçhul menziline yürüyüşüm, manevi bütün ahvalimi söndürmüş, bir o yana bir bu yana çalkalanıp duruyor. Ölüm keskin bir jilet olsa da alıverse damarlarımdaki kanın can veren gezintisini. Belki bir garip çingenenin falında dökülen gelecek bilmecesi. Belki bir isimsiz yolcunun belirsiz yolculuğu…

  • Açıklama
    • Saydam bir yalnızlığın gölgesinde, güneşi arayan meçhul bir yolcuyum. Çöllere gebe muradım ne yapsam teskin olmuyor. Her anım buhran dolu, her dakikam saniyeleri asırlar bilen kâbusların karmaşık tünelinde kol geziyor. Serseri yanımı keşfetmek için İstanbul'u arşınlıyorum da, içimdeki doyumsuzluğun tepinişlerini durduramıyorum. Koynumda beslediğim aşk, zehirli bir sarmaşık gibi bütün bedenimi dolaşıyor. Ömrümün en kuytu noktalarından binlerce keder devşiriyorum. Öylesine büyük bir boşluğun lodosuna vurulmuşum ki, ruhumun hicranına olan seyahatim, zeminsiz rolleri benliğime hapsediyor. Ne yapsam, ah ne yapsam? Dişlerimi etime geçirsem, acıyı yüreğimden vücuduma kaynak yapsam, belki de içimdeki ıstırap ateşini ancak söndürebilirim. Mümkün olmayan düşüncelerin anbean belleğimi kemirmesi karşısında, çaresiz bir divaneyim. Korkularım peşimde gezinen hayalet. Sevinçlerim, zaten yok bir mazinin perişan sayfalarında tükenmiş hâlde mahzun, gülümsüyor. Galibi olmayan benlik mücadelesinin ne zaman biteceği meçhul menziline yürüyüşüm, manevi bütün ahvalimi söndürmüş, bir o yana bir bu yana çalkalanıp duruyor. Ölüm keskin bir jilet olsa da alıverse damarlarımdaki kanın can veren gezintisini. Belki bir garip çingenenin falında dökülen gelecek bilmecesi. Belki bir isimsiz yolcunun belirsiz yolculuğu…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat