%35
Uyur İdik Uyardılar %15 indirimli Irene Melikoff
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789944387029
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
272
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
6
Basım Tarihi
2021-07
Çeviren
Turan Alptekin
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Uyur İdik UyardılarAlevilik-Bektaşilik Araştırmaları

Yayınevi : Demos Yayınları
60,00TL
39,00TL
%35
Satışta değil
9789944387029
407594
Uyur İdik Uyardılar
Uyur İdik Uyardılar Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları
39.00

Belli günler vardır hayatımızda, unutamadığımız günler. Mutluluk duyduğumuz, önümüzde yeni bir ufkun açıldığı günlerdir bunlar, Irene Melikoff la tanıştığım gün de benim için böylesi günlerdendir işte.

Daha önce, Türkçeye çevrilen bir-iki incelemesini okumuştum Melikoff'un. Özellikle Alevîlik-Bektaşîlik konusunda dünyanın önde gelen Türkologlarından biri olduğunu biliyordum.Makaleler okunduğunda, Irene Melikoff'un, Alevilik-Bektaşilik olgusunu derin bir bilgi ve görgüyle değerlendirdiği; sahip olunan bir kültürün tarihsel-toplumsal sürekliliğini bilimsel verilerle saptadığı görülecektir. Artık bize düşen, onun bu çabası önünde saygıyla eğilmek ve açtığı yolda çalışmayı onu örnek alarak sürdürmektir.

- Atilla Özkırımlı

Melikoff, sonradan anne ve babasından duyduğu bir kaçış hikâyesini, sanki kendisi de görmüş gibi heyecanla anlatır. Rusya'da Ekim Devrimi'nin gerçekleştiği gündür. Bolşevikler iktidara gelmişlerdir; tarih, eski Rus takvimine göre 25 Ekim-7 Kasım 1917. Yalnız bir halkın değil, insanlık tarihinin de dönüm noktalarından, Stefan Zweig'ın deyimiyle "yıldızın parladığı an"lardan biri. Söylemeye gerek yok: Bir ana-baba günü. Aynı gün, Petrograd'da, petrol krallarından baba Melikoff'un 40 odalı konağında, bir kız dünyaya gelmiştir. Annesi gibi güzel. Slav sarışını tombul bir bebek. Adını Irene koyarlar yavrunun; geleceğin ünlü Türkologu Irene Melikoff'tur bu.

18 yaşında Halide Edib'in Ateşten Gömlek'ini okur, bu kitap Atatürk'e karşı büyük bir hayranlığa götürür kendisini.

Yüksek tahsilini yaparken hocaları olan özellikle Jean Deny ile Louis Massignon ve Henri Masse'nin de, meslek yaşamının ana çizgilerinin çizilmesinde büyük rolleri olur. Türk dilinin derinliğini ve yetkinliğini Jean Deny'den öğrenirken, Louis Massignon da, kendisini Sûfîliğe çeker. Meslek yaşamının gelişmesinde, başka ünlü kişilerin etki ve yardımlarını görecektir. Bunlar arasında Salih Zeki Aktay'ı, Ömer Lütfi Barkan'ı, Faik Reşit Unat'ı, Fuat Köprülü'yü özellikle zikretmeli. Balkan'dan bahsederken, "onun ölümü yalnız kültür dünyası için değil, benim için de büyük boşluk oldu" der. Bektaşîliğe ve Alevîliğe merakını uyandıran da, başta Fuat Köprülü olmuştur.

- Server Tanilli

1969 yılı, Melikoff'un yaşamında büyük bir dönüm noktası olur. 0 yıl, Bektaşîlik üzerinde araştırmalarda bulunurken Alevî dünyası ile karşılaşır. Bir "revolution"dur bu onun için, "manevî bir uyanış" da diyebiliriz; çünkü bütün yaşamına olduğu gibi, fikrî yaşamına da yeni bir yön verir bu. İşte, o tarihten başlayarak,
çalışmalarında temel konusu, Bektaşilik, Alevîlik ve Kızılbaşlık olacaktır.

  • Açıklama
    • Belli günler vardır hayatımızda, unutamadığımız günler. Mutluluk duyduğumuz, önümüzde yeni bir ufkun açıldığı günlerdir bunlar, Irene Melikoff la tanıştığım gün de benim için böylesi günlerdendir işte.

      Daha önce, Türkçeye çevrilen bir-iki incelemesini okumuştum Melikoff'un. Özellikle Alevîlik-Bektaşîlik konusunda dünyanın önde gelen Türkologlarından biri olduğunu biliyordum.Makaleler okunduğunda, Irene Melikoff'un, Alevilik-Bektaşilik olgusunu derin bir bilgi ve görgüyle değerlendirdiği; sahip olunan bir kültürün tarihsel-toplumsal sürekliliğini bilimsel verilerle saptadığı görülecektir. Artık bize düşen, onun bu çabası önünde saygıyla eğilmek ve açtığı yolda çalışmayı onu örnek alarak sürdürmektir.

      - Atilla Özkırımlı

      Melikoff, sonradan anne ve babasından duyduğu bir kaçış hikâyesini, sanki kendisi de görmüş gibi heyecanla anlatır. Rusya'da Ekim Devrimi'nin gerçekleştiği gündür. Bolşevikler iktidara gelmişlerdir; tarih, eski Rus takvimine göre 25 Ekim-7 Kasım 1917. Yalnız bir halkın değil, insanlık tarihinin de dönüm noktalarından, Stefan Zweig'ın deyimiyle "yıldızın parladığı an"lardan biri. Söylemeye gerek yok: Bir ana-baba günü. Aynı gün, Petrograd'da, petrol krallarından baba Melikoff'un 40 odalı konağında, bir kız dünyaya gelmiştir. Annesi gibi güzel. Slav sarışını tombul bir bebek. Adını Irene koyarlar yavrunun; geleceğin ünlü Türkologu Irene Melikoff'tur bu.

      18 yaşında Halide Edib'in Ateşten Gömlek'ini okur, bu kitap Atatürk'e karşı büyük bir hayranlığa götürür kendisini.

      Yüksek tahsilini yaparken hocaları olan özellikle Jean Deny ile Louis Massignon ve Henri Masse'nin de, meslek yaşamının ana çizgilerinin çizilmesinde büyük rolleri olur. Türk dilinin derinliğini ve yetkinliğini Jean Deny'den öğrenirken, Louis Massignon da, kendisini Sûfîliğe çeker. Meslek yaşamının gelişmesinde, başka ünlü kişilerin etki ve yardımlarını görecektir. Bunlar arasında Salih Zeki Aktay'ı, Ömer Lütfi Barkan'ı, Faik Reşit Unat'ı, Fuat Köprülü'yü özellikle zikretmeli. Balkan'dan bahsederken, "onun ölümü yalnız kültür dünyası için değil, benim için de büyük boşluk oldu" der. Bektaşîliğe ve Alevîliğe merakını uyandıran da, başta Fuat Köprülü olmuştur.

      - Server Tanilli

      1969 yılı, Melikoff'un yaşamında büyük bir dönüm noktası olur. 0 yıl, Bektaşîlik üzerinde araştırmalarda bulunurken Alevî dünyası ile karşılaşır. Bir "revolution"dur bu onun için, "manevî bir uyanış" da diyebiliriz; çünkü bütün yaşamına olduğu gibi, fikrî yaşamına da yeni bir yön verir bu. İşte, o tarihten başlayarak,
      çalışmalarında temel konusu, Bektaşilik, Alevîlik ve Kızılbaşlık olacaktır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat